Türkiye'de halkın derdi ekmek ve imandır

Dünya Bizim olarak kültür sanat dünyamızın nabzını tutuyoruz. Kültür sanat söyleşileri dizimizin ikinci konuğu Yeni Zamanlar programını hazırlayıp sunan Ahmet Murat… Ümit Aksoy sordu.

Türkiye'de halkın derdi ekmek ve imandır

Yayınevleri, televizyon programları, gazeteler ve belediyelerle, yürüttükleri faaliyetler üzerine konuştuğumuz soruşturmamızda bu kez Ahmet Murat ile TRT 1’de yayınlanan Yeni Zamanlar programı ile ilgili konuştuk.

Yeni Zamanlar, televizyon ekranlarında nispeten yeni bir soluk. Başlarken, yola çıkarken neler vardı Yeni Zamanlar’ın zihninde?

Bir tür kültür-sanat dergiciliği yapmak vardı zihnimizde. Haberler, duyurular, dosyalar ve konuklarla söyleşiler. Bunu yaparken de bir miktar patikalara yönelmek, gözden kaçanlara daha yakından, göz önünde olanların da bakılmayan yanlarına bakmaya calışmak.

Kültür-sanat alanındaki aktörler arasındaki ilişkiler nasıl? Bu konuda görebildiğiniz temel sıkıntılar neler?

Eski aktörler giderek “piyasa” denen aktörün deli dumrulluğuna teslim olma yolunda. Piyasa, sadece satın alarak ya da maddi değer biçerek değil, aynı zamanda elinde tuttuğu tanıtım ve iletişim mecralarını kaplayarak da hükmediyor. “İyi sanatçı” olmanız için iyi sanatçı olmanız yetmiyor yani. Halkla ilişkilerci, lobici, promosyoncu da olmanız isteniyor. Bütün bu “yetenekleri” yönetirken, “muhalif” görüntünüzü de korumalısınız, artık nasıl olacaksa. Temel sıkıntı bu. Bu sebeple, hakiki anlamda bir muhalif, yani modern değerler manzumesini tartışmaya açacak kıratta bir radikallikse yaşama şansı bulamıyor elbette.

Daha önce İnsan Yayınları’nda editörlük yaptınız. Ayrıca şu an Yalova Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapıyorsunuz. Ve son olarak da bir şairsiniz. Bütün bunlarla birlikte, kültür dünyamıza baktığınızda nasıl bir manzara görüyorsunuz?

Bir yarılma. Bir kesim, modern sanat alanındaki egemenliğini bir otuz-kırk sene daha sürdürecekken, üretileni tüketecek ölçüde bile modern sanata aşina olmayan diğer bir kesimse “İsmek sanatı” diyebileceğimiz bir müktesebatla olan bitenin intikamını almayı planlıyor. Şiir dışında, bu iki kesim arasında kültürel bir köprü kurulu değil.

Televizyonlarda genelde birbirine benzer kültür-sanat programları var. Bir tekrara düşme hali söz konusu. Bunun sebebini nasıl açıklamak gerekiyor?

Gazeteler gibi yani. Onlar da aynı haberleri verirler. Önemli olan dil ve editoryadır. Programları birbirinden ayıran budur.

Kültür-sanat alanındaki üretimlerin halkla temasında büyük bir sorun var. Sizce söz konusu bu mesafe sizce nasıl kapatılabilir?

Türkiye’de halkın derdi ekmek ve imandır ve halihazırda sanata en yaklaşabildiği sınırsa zanaattır. O yüzden sanat ekmeğe ve imana yaklaştığında halka yaklaşabilir. Ama ekmek ve imandan bahsederken, aynı zamanda soy sanat yapabilmenin imkanını elde ettik mi etmedik mi, soru budur.

 

Ümit Aksoy konuştu

YORUM EKLE

banner36