Ahmed Reda Benchemsi Faslı bir gazeteci. Fastaki Telquel ve Nichane gibi haftalık yayınların direktörü. Fransadaki Sorbonne ve Science Po üniversitelerinde hocalık yapmış ve eğitim almış. Fastaki haftalık dergi Telquel’i yayımlamadan önce Paris’te yayımlanan Jeune Afrique haftalık dergisinde muhabir olarak görev almış. Fas politikası, Monarşi ve İslam hakkında konuşmaya çekinmez. Ülkesinde defalarca sorguya tabi tutulan Ahmed Reda Benchemsi aynı zamanda bir çok para cezasına çarptırılmıştı.
Siz Fas’ın aktüel durumunu iyi biliyorsunuz. Fas’ın ekonomik, politik, sosyal durumu hakkında bilgi verir misiniz?
Bu tam olarak cevap vermek için çok geniş bir soru. Birkaç satırda özetlemeye çalışayım:
Fas politik olarak gittikçe inandırıcılığını kaybeden bir demokrasi ile parlatılmış Mutlak bir Monarşi ile yönetiliyor. Ekonomide ise on seneden beri büyük gelişme kaydettik, ama bu gelişme küresel yarışta yetersiz kalıyor.
Sosyal olarak, Faslılar gün geçtikçe bir yırtılmanın içine saplanıyorlar. Bir yanda politik sistemin laikleşmesinden gelen modernleşme etkisi, diğer tarafta ise muhafazakâr Müslümanlar tarafından yürütülen tecdit ve ihya hareketleri (réislamisation) bulunmakta.
Sizce Fas halkı Doğudan veya Batıdan diğer ülkelerle iletişimi önemsiyor mu?
Hayır. Fakat gittikçe gençler daha çok önemsiyorlar, internet iletişimini bir yana bırakırsak.
Özellikle Fas basını söz konusu olduğunda, bağımsız olmak zor mu?
Evet. Fas yasası ifade özgürlüğünü desteklemiyor ve özellikle 2009’da Fas basınına birçok sansür uygulandı ve Fas basını otoriteler tarafından saldırılara maruz kaldı.
Irak ve Gazze Savaşlarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Gazze’de savaş olmadı. Yaşananlar bir soykırımdı. Düşmanları Filistinlilere göre çok daha güçlü İsrail Ordusu tarafından yürütülen tek taraflı bir soykırımdı. Irak’a gelince, işgal Bush yönetiminin bir hatasıydı. Obama yapabildiği kadar telafi etmeye çalışıyor. Ama bu kolay olacağa benzemiyor.
Fas halkı dine nasıl bakıyor?
Fas halkı son zamanlarda yapılan bir referanduma göre dünyada dinine bağlı 3. halk seçilmiş bulunmakta.
Siz Kimsiniz? Yapacağınız tanımlamayı dininize göre, uzmanlık alanınıza göre veya politik duruşunuza göre yapabilirsiniz.
Ben bağımsız bir gazeteciyim ( bu durumda politik bir duruşla bakmıyorum) ve bir Laiklik savunucusuyum.
Türkiye hakkında ne düşünüyorsunuz? Türkiye ve Fas iletişimi hakkında mesela.
Bu konuda, Türk Fantezisi başlıklı son günlerde yazmış olduğum makalemi inceleyebilirsiniz:
//www.telquel-online.com/398/edito_398.shtml
(Ahmed R. Benchemsi tarafından Telquel dergisinde 23 Aralık 2009 tarihinde yayınlanan bu makale Türkiye’nin son zamanlarda yapmış olduğu gelişmeler düşünülürse, diğer Müslüman ülkelere model teşkil edebileceği görüşüne cevap niteliği taşımaktadır. Türkiye’nin Fas ile bir çok hususta kıyaslanabilir bir ülke olduğunu belirten Benchemsi, kendi ülkesinde Türkiye’de yaşanan türden bir kültürel devrim yaşanmadığı gerekçesiyle, sadece bu konuda kıyas kabul etmez olduğunu belirtmiştir. Makale’de Türkiye’de 1924’lerden itibaren bir kültürel devrim yaşandığını, bu devrimin sonuçlarının, milli kimliği, ülkenin uzun ve şanlı tarihi boyunca görülmediği kadar zorladığının altı çizilmiştir. Fas’ın ise bu türden bir devrim geçirmemiş ve bu anlamda acılarla yüzleşmemiş olduğu için Türkiye’nin Fas’a model olmasının mümkün olmadığını söylemiştir. )
Kuzey Afrikalı entelektüeller olarak, Habermas’ın Tartışma Teorisi tarzı teoriler İnsanlık Birliği adına araç olabilir mi? Habermas’ın bu teorisine göre her tek kişi diğeriyle konuşmalıdır. Bu Birlik için bir çözüm müdür? Ya da bu konuya karşılaşmaları genişletmek olarak mı bakmalıyız? Karşılaşmaların artması sizin dünyanızda İyi bir şey midir?
Habermas’n teorisini hiç bilmiyorum. Fakat Habermas ile ilgili bana söylediğiniz şeye göre,
Evet, her ne durumda olursa olsun, diyalog taraftarıyım. Diyalog iyi bir şeydir.
Sümeyye Sel konuştu.
iyi bir roportaj olmus. elinize saglik. Fas epeyce uzak oldugumuz bir cografya, faydali oldu.