Türdeb ve İHH’nın birlikte organize ettiği seyahat için 5-6 Mart tarihlerinde Suriye’deydik. Savaş başladıktan sonra binlerce kayıp veren, yine binlerce vatandaşın ülkeyi terk etmesi, gittikleri ülkelerde muhacir olarak yerleşmek niyetleri ve buralarda karşılaştıkları durumu, yaşadıklarını bir şekilde duyma, haberdar olma imkânımız oluyordu. Nitekim Türkiye de savaşın başlangıcından beri göç ilk tercih edilen ülkeler arasında ilk sırayı alıyordu. Sınır kapılarına kurulan çadır kentlere ülkelerini terk edip Türkiye’ye göç eden Suriyeliler yerleştiriliyor ve burada yaşayanlar devletin sunduğu bütün imkanlar sayesinde diğer göç edilen ülkelerdeki vatandaşlara kıyasla daha iyi şartlarda misafir ediliyorlardı. Bir kısmı da İstanbul, Ankara, İzmir gibi belli başlı şehirlerde daha önceden oralara gidip yerleşen tanıdıklarının yanlarına gidip oralarda yaşam mücadelesi veriyorlardı. Peki Suriye’de savaş bölgelerinden kaçarak daha güvenli olarak bilinen yerlerde kurulan kamplarda, çadır kentlerde yaşamaya mahkûm olan Suriyelilerin durumu nasıldı, nasıl bir hayatı yaşıyorlardı. Yine pek çok yetim çocuğun yetimhanelerde koruma altına alındığı da biliniyordu. Suriye’ye yaptığımız 2 günlük seyahatin asıl gayesi buradaki yetim çocukların yaşantısı ve kamplarda, çadır kentlerde yaşayan Suriyelilerin durumunu yakından görerek, yeni bir farkındalık oluşturmaktı. Buralarda yaşayan halkın ve yetimlerin yaşadıkları, sorunları, ihtiyaçları nelerdir ve bunlar nasıl karşılanıyor, yakından görme imkânımız oldu. Suriye’de yaptığımız 2 günlük ziyaret sırasında Selim Tosun kardeşimiz sürekli bizimle birlikteydi ve her türlü bilgiyi alma imkânımız oldu. Selim Tosun Suriye’de yapılan çalışmaların medya birim sorumlusu olarak görev yapıyor. Kendisiyle bu anlamlı seyahat ve oralarda yaşanan zorluklar, yapılan yardımlar başta olmak üzere pek çok şeyi konuştuğumuz bir söyleşi gerçekleştirdik.
Selim Kardeşim, iki günlük Suriye ziyaretinden çok dolu döndük. Bizim için çok verimli, anlamlı bir ziyaret oldu. Bu kısa süreli ziyaret esnasında çok yoğun bir program uyguladınız, zaman kısıtlıydı, çok ayrıntılı bilgiler alma imkânımız olamadı. Şimdi bu söyleşi ile bu açığı kapatarak, sizi ve burada yaptığınız faaliyetleri daha iyi tanımak, görmek fırsatı bulabileceğimizi sanıyorum. Öncelikle sizi tanıyarak başlayalım. Kimdir Selim Tosun, göreviniz nedir ve ne kadar zaman oldu buradasınız? Buradan başlayalım isterseniz.
İsmim Selim Tosun. Konyalıyım. Medya ve İletişim mezunuyum.
2011 yılında Konya’da gönüllü olarak görev almaya başladığım İHH teşkilatında Mart 2017’den bu yana ise Suriye Çalışmaları Medya Birimi Sorumlusu olarak çalışıyorum. Türkiye’nin pek çok bölgesinden ve yurt dışından gelen yardımların burada toplanıp belli bir program ve organizasyon çevresinde ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması görevini koordine etmeye çalışıyoruz.
İlk gün gittiğimiz kamp hakkında bilgi alalım önce. Kaç kişi barınıyor, ne zamandır buradalar, ihtiyaçları nasıl karşılanıyor? İHH’nın fonksiyonu nedir?
5 Mart 2022 Cumartesi günü gittiğimiz kamp, Suriye’nin İdlib ili kırsalındaki Killi bölgesinde bulunan Maar Billi Kampı. Bu kampta 109 aile barınıyor. Buradaki sivillerin tamamı Cebel-i Zaviye bölgesindeki Maar Billi köyünden 2020 yılının başında göç etmiş. O tarihlerde İdlib’in güney hattında birçok bölge Esed rejimi ve Rusya tarafından yoğun saldırılara maruz kalıyordu.
Haliyle insanlar da can güvenliklerini tesis etmek için göç etmek zorunda kaldı. Birçoğunun evi enkaza dönmüş durumda.
İdlib’te buna benzer büyük-küçük 1300’e yakın kamp bulunuyor. Bu kamplarda da 1 milyon 300 binden fazla sivil yaşıyor.
Maar Billi Kampı bunların arasında derme-çatma vaziyette ailelerin kendi imkânlarıyla kurdukları yüzlerce kamptan sadece birisidir.
Bu kamplar düzensiz kurulduğu için altyapı ve üstyapı sorunları da ciddi şekilde ön plana çıkıyor.
Özetle 109 aile ve yaklaşık 700 kişinin yaşadığı Maar Billi Kampı 2 yıldır dağlık bir alanda yaşam mücadelesi veren insanların oluşturduğu bir yerdir.
İHH olarak bu ve bunun dışındaki çok sayıda kampa düzenli veya dönemsel olarak gıda, yakacak, soba, hijyen ürünleri, giyecek gibi destekler veriyoruz.
Ama asıl önemsediğimiz husus bu düzensiz kampların altyapı olarak daha uygun alanlarda inşa ettiğimiz briket evlere aktarılmasıdır.
Evet, yeni briket evleri de gördük. Çok güzel bir adım, inşallah en kısa zamanda çadırlardaki kardeşlerimizin tamamını bu briket evlere yerleştirme imkânı bulunur.
İnşallah diyelim, çalışıyoruz. Gördüğünüz gibi briket evler korunma bakımından çadırlara göre çok daha iyi. Ama takdir edeceğiniz gibi maliyeti oldukça yüksek oldu o yüzden biraz yavaş ilerliyor ama olsun. Seviniyoruz yine de.
İki günlük kısa ziyaretimiz sırasında bizi iki ayrı lojistik merkezine götürdünüz. Reyhanlı Lojistik Merkezi’nin büyüklüğü çok etkiledi bizi. Orada bilgi verirken aynı anda 60 tırın girebildiğini söylemiştiniz. Lojistik merkezleri hakkında da bilgi alabilir miyiz? Burada işleyiş nasıl, tırlar gelip boşaltılıyor. İhtiyaçlar nasıl belirleniyor, dağıtım nasıl gerçekleşiyor?
İHH İnsani Yardım Vakfımız Suriye’deki mevcut krizin ilk başladığı anlarda genel bir durum raporu çıkartarak savaşın ve siviller üzerindeki etkisinin uzun yıllar süreceği sonucuna ulaşmıştır. Haliyle bölgede yardım faaliyetlerinin sürdürülebilmesi için Türkiye tarafında Hatay’ın Reyhanlı ilçesi ve Kilis’te 2 adet Koordine ve Lojistik Merkezi kurduk. Ayrıca Hatay’ın Yayladağı ilçesinde kısmi ofisimiz bulunuyor.
Suriye tarafında ise ana lojistik merkezi olarak Babul Hava ve Sahil, Afrin, Azez, el Bab, Cerablus, Tel Abyad ve Rasulayn bölgelerinde ofis ve depolarımız var.
Suriye içerisindeki ekiplerimiz düzenli olarak bölgede ihtiyaç tespiti yapar. Bunu da bağışçılarımızla ve partner kuruluşlarımızla paylaşırız.
Bu verilere göre de bölgeye bağışlar gelir.
Dağıtmış olduğumuz yardım malzemeleri genellikle Türkiye içerisindeki illerde bulunan bağışçılarımızın ve partner teşkilatlarımızın ayni bağışlarıyla oluşuyor.
İhtiyaç durumuna ve aciliyete göre nakdi olarak almış olduğumuz bağışları da ayniye çevirebiliyoruz.
Bunun dışında Reyhanlı özelinde bahsedecek olursak sadece buradaki Lojistik Merkezi’ne 60 yardım TIR’ındaki malzemeler indirilebiliyor.
Genel olarak illerden gelen yardım TIR’larını doğrudan Suriye tampon bölgeye gönderiyoruz. Bazı durumlarda tasnif edilmesi gereken malzemeleri lojistik merkezimize indiriyoruz.
Çok titiz ve profesyonel şekilde sürdürülen bir çalışma.
Suriye Çalışmaları Reyhanlı Koordine ve Lojistik Merkezi içerisinde ayrıca günlük 170 bin ekmek üretme kapasitesine sahip bir fırınımız bulunuyor. Şu anda un stoklarımızı dikkate alarak ihtiyacı dengeleyebilmek için günlük 50 bin ekmek sadece buradaki fırınımızdan üretiliyor. Diğer fırınlarla birlikte bu sayı günlük olarak 300 bini buluyor.
Ekmeklerimizin özelliği savaş ortamında 3 gün bozulmadan saklanacak şekilde ambalajlanması ve savaş mağduru ailelerin damak tadına uygun olmasıdır.
Bunun dışında 24 yetim annesinin faaliyet gösterdiği terzilik atölyemiz bulunuyor. Bu atölyede üretilen kıyafetleri Suriye’deki ücretsiz giyim mağazalarımızda dağıtıyoruz.
Sizin tabirinizle terzihane, ya da terzi atölyesi diyorsunuz ama bizim gördüğümüz yer adeta küçük bir tekstil atölyesi gibi.
Evet kapasite olarak öyle değerlendirilebilir. Suriyeli savaş mağduru yetim anneleri kendi ülkelerinde ihtiyaç sahipleri için kıyafet dikiyorlar. Ayrıca ailelerinin geçimlerine katkı sağlamak içinde gelir elde ediyorlar. Burada çalışan 24 yetim annemiz, ilk başladıklarında hiç bilmiyorlardı onlara burada iş de öğretildi şimdi bir meslekleri var. Çok da iyi öğrendiler kısa sürede. Bu terzihane ile istihdama da katkı sağlıyoruz bir ölçüde.
Yine aynı saha içerisinde çalışma ofislerimiz bulunuyor. Suriye’deki tüm çalışmalarımız, projelerimiz bu ofisler aracılığıyla yürütülüyor.
Burada bizi misafir ettiğiniz yer de çok önemli. Bunu da konuşalım istiyorum. Reyhanlı Eğitim Kampüsü ne zaman kuruldu, nasıl kuruldu, burada nasıl bir faaliyet var, işleyişi nasıl?
Reyhanlı Eğitim Kampüsü, Suriyeli savaş mağduru çocukların, yaralarının bir nebze de olsa sarılması adına 2017 yılında kapılarını açtı. Eğitim Kampüsümüz, yetim yavrularımızın yetişmesine katkı sunma gayesi ile faaliyet gösteren vakfımızın en önemli projeleri arasında yer almaktadır.
MEB-İHH arasında imzalanan protokol kapsamında kampüs bünyesinde bulunan Uluslararası Ebu Ebeyde İmam Hatip Lisesi’nde Türk ve Türkiye dışından gelen yetim öğrencilere de eğitim hizmeti sunacak bu çalışma alanında örnek bir projedir.
Eğitim, gelişim, rehberlik ve kariyer planlama hizmetlerini bir arada sunan “Bütünsel Eğitim Modeli”nin uygulandığı kampüsümüz, 100 dönüm üzerine kurulu eğitim ortamlarında 1000 öğrenciye verilen eğitim ile bünyesinde pek çok ilki barındırmakta ve bu özelliği ile hem ülkemiz hem dünya nezdinde örnek bir eğitim kurumu olarak hizmet vermektedir.
IHH İnsani Yardım Vakfı olarak, Hatay ili Reyhanlı İlçesinde bulunan Reyhanlı Eğitim Kampüsümüze Uluslararası öğrenci kabul süreçlerini başlattık.
Bu kapsamda, Kampüsümüzde bulunan Uluslararası Ebu Ubeyde Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde okuyacak ve barınacak şekilde Türkiye de dahil olmak üzere 23 ülkeden uluslararası öğrenci kabul edilecektir.
Bu başvuruların şartı nedir, neye göre kabul edilecek öğrenciler? Nasıl müracaat edecekler?
Kabul edilecek öğrencilerde yetim, öksüz, dezavantajlı (ihtiyaç sahibi, sosyal yetim) ve akademik anlamda başarılı olma şartları aranmaktadır.
www.reyhanliegitimkampusu.org sitemizden, başvuru şartları, başvuru takvimi ve diğer tüm detayları incelenebilir, okulumuzun tam burslu öğrencisi olmak için başvuru modülü üzerinden başvurular yapılabilir.
Bununla birlikte web sitemizden kampüsümüzü, uluslararası öğrenci çalışmalarımızı ve öğrencilerimize sunulacak eğitim ve hizmet bilgilerinin bulunduğu 3 dilde hazırlanmış kataloğumuzu ve broşürümüzü inceleyerek daha detaylı bilgiler alınabilir.
Vakıf olarak; yetim, öksüz, dezavantajlı ve başarılı öğrencilerin en iyi eğitimi alarak ümmete ve insanlığa faydalı olmalarını diliyoruz.
Eğitim Köyü’nü gezerken burada bazı atölyeler dikkatimizi çekti. Hikâye odası, drama odası var, resim atölyesi var. Buradaki atölyeler ve odalardan da bahsedebilir misiniz?
Öncelikle mekanımızın ismini Reyhanlı Eğitim Kampüsü olarak zikretmek istiyorum. Her ne kadar tabelâlarda köy diye ibare geçse de asıl ismi, ‘Reyhanlı Eğitim Kampüsü’dür. Bunun temel nedeni aile Bakanlığı'ndan Milli Eğitim Bakanlığı'na geçiş sürecinde uluslararası İmam Hatip olunca eğitim mantalitesi ile Kampüs ibaresinin yer almasını daha doğru olacağını düşündüğümüz içindir. Birinci olarak bunu kaydetmiş olalım. İkinci olarak eğitim kampüsünde hikâye ve drama odası gibi oda ve atölyelerle ilgili bilgi alabilir miyiz demiştiniz. Kampüsümüzde hikâye odası, drama odası var. Bunun temel nedeni Aile Bakanlığı ile başlatılan projenin psiko-sosyal destek kapsamında drama odasında hikâye yoluyla, efendime söyleyeyim tiyatro veya farklı prova yöntemi ile psikolojik manada destek mahiyetinde kurulmuş bir odaydı. Aynı şekilde hikâye de terapi maksatlı kurulmuş bir odaydı. Dediğim gibi kampüs statüsüne geçince, eğitim maksatlı kullanılmaya başlayınca şu anda drama odası daha çok çocukların tiyatro, prova, ön hazırlık maksadıyla yapılacak bir faaliyet için kullanılıyor. Hikâye odası da daha çok çocukların kitap okudukları sohbet ettikleri bir yer. Çocukların yeteneklerini ortaya çıkarıp, geliştirmeyi amaçlıyor bu oda ve atölyeler. Şimdilik böyle kullanılıyor, ilerde daha farklı çalışmalar da yapılabilir diye düşünüyorum.
Suriye’de savaşın hemen ardından oluşan Kerame Kampı hakkında da bilgi alabilir miyiz? 100 bin kişinin barındığını söylemiştiniz. Gidip gördük, gerçekten çok büyük bir alan. Burada barınanların durumu nedir, nasıl karşılıyorsunuz ihtiyaçlarını. Yetişebiliyor musunuz?
Kerame Kampı birçok küçük kampın birleşmesiyle meydana gelen bir yerleşim yeridir. Bu alanda yaklaşık 100 bin kişi yaşıyor. Yakınında Atme, Akrabat ve Kah gibi yine büyük kamplar da bulunuyor.
Bu kamplar yaklaşık 11 yıldır varlar, savaşın ilk yıllarında kurulmuş alanlar. Temel ihtiyaçlarını artık kendi imkânlarıyla yürütebiliyorlar. Bunun dışında uluslararası fonların burada yardım çalışmaları oluyor.
Dönemsel olarak oluşan ihtiyaçların giderilmesiyle ilgili İHH olarak biz de destek oluyoruz.
İdlib şehir merkezi ve kırsalında yaklaşık olarak 4 milyon 250 bin insan yaşıyor. Savaş öncesi dönemde 650-700 bin bandında insanın yaşadığı bu bölgede şu an savaş şartlarına rağmen 6 katından fazla bir nüfus barınıyor.
Bunların çoğu yaşama elverişsiz alanlar, haliyle bu da sorun teşkil ediyor. Sizin de gördüğünüz gibi barınma yerlerinin hemen hepsinde normal asfalt yol yok zemin toprak ve iki gündür hava yağışlı olduğu için her yer çamur.
Benim en çok etkilendiğim, duygulu anlar yaşadığım bir yer ‘Şam Yetimhanesi’ oldu. Yetimler en çok üzerinde durmamız gereken konu. Ne kadar yetim var bu evlerde? Bunlar nasıl geliyor, nasıl bulunuyorlar, burada nasıl bir işleyiş var? Anneler, öğretmenler hepsini konuşalım istiyorum.
Şam Yetimhanesi, Suriye’nin İdlib ili kırsalındaki Sarmada bölgesinde bulunuyor.
Şam Yetimhanesi’nde şu an anneleriyle birlikte 200 yetim çocuk kalıyor.
Genel olarak bölgeye göç eden ve yetim sponsorluk sistemi kapsamında desteklediğimiz yetim çocuklar kalıyor. Çadırlarda açıkta kalan yetimlerimizi ve annelerini tespit ederek onların buraya yerleşmelerini temin ettik öncelikle.
Biz her ay bu yetimlerimize sosyal nakdi destekte bulunuyoruz. Bunun dışında gıda ve diğer kalemlerdeki ürünleri de ulaştırıyoruz. Haliyle ailelerin herhangi bir temel ihtiyaçları bulunmuyor. Yetimhanenin tüm masrafları İHH tarafından karşılanıyor. Bazı anneler kendi imkânlarıyla sahip oldukları terzilik gibi mesleklerini de sürdürerek gelir elde ediyor.
Okulumuzda yetimlerimizi bizim takibimizdeki Suriyeli öğretmenlerimizle yetiştiriyoruz.
Selim Kardeşim siz bu yetimhanelerle olabildiğince ilgileniyorsunuz, her türlü ihtiyaçlarını görmeye çalışıyorsunuz. Veliler, yardımseverler getirerek çocukların sevgi ve şefkate olan susamışlığını bir nebze olsun gidermeye çalışıyorsunuz. Buradan bu yetimler için neler yapabiliriz, ne yapılmalı, neler söylersiniz bu konuda?
Buradaki en temel ihtiyaç, yetimlerin bir dönem değil düzenli olarak takip edilmesi ve desteklenmesidir.
Evet bu çok önemli bir nokta…
Tabi. Bu nedenle vakfımız tarafından uygulanan yetim sponsorluk sistemi sayesinde bağışçılarımız dünya genelinden nakdi bağışlarla her ay düzenli olarak yetimlerimize destek olabilir.
Bu konuda ayrıntılı bilgi için 0212 631 21 21 numaralı vakıf telefonumuz aranabilir. Vakfımızın sitesi ihh.org.tr adresinde de mevcut. Oradan da ayrıntılı bilgi alınabilir.
Şu anda zaman ve mekân şartı olmaksızın yetimlerimize doğrudan destek olunabilecek en kapsamlı projemiz budur. Bunun dışında yetimhane fonlarımıza destek olarak da bu projelerimizin devamlılığına katkı sağlayabilirler.
Son olarak İHH ve Türdeb iş birliği ile yaptığınız bu organizasyon için, burada bize gösterdiğiniz hürmet ve yakın ilgi için şükranlarımı sunuyorum. Devam edecek mi bu tür organizasyonlar?
Türkiye Dergiler Birliği (TÜRDEB) heyetine ziyaretleri nedeniyle şükranlarımızı sunuyoruz. Bu bölgelerin dilimizi en mükemmel şekilde kullanan isimler, şairler, yazarlar, editörler ve gazeteciler tarafından görülmesi ve buna göre bir üretim olması mutlaka kıymetli notlar olarak tarihte yerini alacaktır.
Bu tür organizasyonlarla toplumumuzun her kesiminin mazlum coğrafyalarla bağ kurmasını ve durumu yerinde gözlemlemesini sağlamış oluyoruz.
Farklı programlar çerçevesinde bu tür ziyaretler ve organizasyonlar zaten bölgenin rutin işleyişi içerisinde gerçekleştiriliyor. Bundan sonraki süreçte de mevcut şartlara göre mutlaka olacaktır.
Vakit ayırıp Suriye’yi ziyarete gelen tüm TÜRDEB heyetine şükranlarımızı sunuyoruz.
Türkiyeli kardeşlerinize de bir mesajınız olacak sanırım.
İHH, 30 yıldır faaliyet gösteren büyük bir insani yardım kuruluşudur. 11 yıldır Suriye’deki savaş mağduru sivillerin yanında yer alıyor.
Bu süreçteki en büyük destekçiler ise yine kendi halkımız oldu. Malum olduğu üzere Suriye’deki drama, kayıtsız kalmayarak destek olan nadir ülke var. Bunların başında ise Türkiye geliyor.
Bu nedenle kadirşinas halkımıza teşekkür ediyoruz. Suriye’nin geleceğini inşa etmenin ve bu uğurda çalışmalar yürütmenin gönül coğrafyamızın ne kadar geniş olduğunu gösterme noktasında önemli bir hareket olduğunu düşünüyorum.
Bu amaçla şimdiye kadar olduğu gibi ama demeden mazlum Suriye halkının yanında olmaya halkımızı davet ediyoruz. Çünkü zulmün olduğu yerde bir duruş sahibi olup zalimin karşısına geçmek mazlumun yanında olmayı gerektirir.
Allah sizlerden razı olsun kardeşim. Rabbim gayretinizi artırsın, sıkıntılarınızı gidersin inşallah. Bu konuşma fırsatı ve verdiğiniz güzel bilgiler için çok teşekkür ediyorum.
Tekrar geldiğiniz için biz teşekkür ediyoruz. Allah sizden de razı olsun abi.
Söyleşi: Şakir Kurtulmuş