MEHMET RAGIP KARCI
Bizi Düşmanlarımıza Muzaffer Kıl
İnsanlığımızdan mı utanalım; bu ölümler karşısında katillere gizli başarı duaları edenlerle aynı toprakta yaşadığımızdan mı? Bir de ölü fotoğraflarına bakıp eğlencelerine mevzu bulan sahtekârlar var ki, bunlar bir de vicdandan söz eden yazılar yazarlar. Bu ümmet bütün günahlarıyla birlikte senin Habîb'inin ümmetidir. Bizi düşmanlarımıza muzaffer kıl. Sen kalbin derinliklerindekini de bilensin.
ÖZCAN ÜNLÜ
Hey Siz Gazze Cellâtları!
Dedim ki, alıp gitmek şimdi başımı Kudüs'e...
Kendimi atmak aç gözlü tanklarına kana doymaz İsrail'in...
Muhammed'in yerine, Yasin'in yerine, Mahmud'un yerine siper etmek gövdemi roketlere, füzelere, alçak katyuşalara...
İlmek ilmek çözülürken deliye çevirmek sarı dişleriyle Ramallah'a, Şeria'ya ve ille de Gazze'ye yönelmiş cellatları...
Dedim ki, alıp başımı gitmek şimdi Gazze'ye...
Her sokağa bir Hızır gibi dikilmek, her sokağa bir İsrafil gibi, her sokağa bir ayet gibi, her sokağa bir sure...
Sonra ağaçları devirmek azgın siperlerine kan içen paletlerin, sonra ebabilleri salmak başına Ehud'un, Olmert'in, Livni'nin...
Muhammed'in parçalanmış yüzünü göndermek, Ali'nin, Hassan'ın, Fatıma'nın...
Şehadete yükselmiş çocuklarla sınamak onların zındana dönmüş vicdanlarını...
Katran bağlamış kalplerini, kanı kurumuş damarlarını...
Heyyy siz!
Kana doymaz iblisleri dünyanın...
Daha ne kadar içeceksiniz küçücük bedenlerin kanlarını...
Daha ne kadar...
Ama unutmayın:
GÖRÜLECEK HESABI VARDIR KEDERİN
ne zaman bir türkü söylense zeytine dair
sır oturur dilimin budağına
zehir derim,
sonra hiçbir şey, susarım
Yeter ki incinmesin anılar.
beyrut"ta gazze"de kabil"de ya da bağdat"ta
örneğin, tedirgin bir düş olan ibrahimî sofralarda
kurtuluş ilmine yakışan düğümler atılmalıdır
mermiden arta kalan yudumlarına suların, derim
düşecek yeri olmayan bulutlar daha ne kadar
unutma bahçelerine gizlenir gözyaşlarının
hiçbir şey bilmeyen ademler gördüm hayretle
duvarı yıkık kadınlar, güneyde
kapısı kilit ve dedikodusuz balkonlar
ay ışığından yorgun geceler, ip ince mahzunluklar
toprakla kucaklaşmış çocuk cesetleri
kıpırtısız tenler, duasız dudaklar
kan yürümüş caddeler ve daha neler neler
önceden hazırlanmış kefenler ve ayinler arasında
el-halil"de ramallah"ta kudüs"te
şerh düşerler ölümle dirim arasına
bilirler daha görülecek hesabı vardır kederin
ne zaman bir türkü söylense, zeytine dair
sır oturur dilimin budağına
zehir derim,
sonra hiçbir şey
bilirim usul usul yükselir ağıtlar yerden göğe
YUNUS NADİR ERARSLAN
Soykırım Acısı
Soykırım acısını (kinini) diri tutmak için hiç söndürülmeyen o ateş şimdi Gazzeli masumların üzerine yağıyor. Ya Rabb! Rahmet sıfatının üzerinde tecelli ettiği merhametli bir el gönder. Bu el önce o ateşi söndürsün. Ya Rab bizim elimizden Yahudi'ye dahi böyle bir vahşeti işlemeyi nasip eyleme. Sen en büyüksün, sen en adilsin, sen en merhametlisin...
ZAFER ACAR
Zulme Karşı Şair
bir tüfek kadar titremiyor insanların elleri öldürürken ah bebekleri İsrail"in Filistin
üzerine haksız saldırılarından birinin tam hatırlayamıyorum hangisiydi- tv"lere yansıyan ürpertici karelerini görüp söylemiştim bu mısraı. Zulme karşı şair, en güçlü yanıyla, yani şiiriyle karşılık verebilir. Ne denilebilir ki, İsrailoğulları hakkındaki olumsuz hükümleri nedeniyle Kur"an"ın çağlar üstü haklılığına bir kez daha şahit oluyoruz.
Ve haksızlığa karşı elinde imkânları olup da dur demeyenler, iki kez kınanmalı bence.
Dosyayı Hazırlayan: Adem Turan