Milli Güvenlik dersinin kaldırılmasını sıradan bir dersin kaldırılması olayı mıydı? Bu karar eğitim sistemimizde yapılacak olan esaslı bir değişimin habercisi olabilir mi? Eğitim sistemimiz acaba katı ideolojinin baskısından kurtulabilecek mi? Bu dersin kaldırılması ne ifade ediyor?
Münevverlerimize Milli Güvenlik dersinin kaldırılması ile ilgili düşüncelerini sorduk. Aldığımız cevaplarda çok önemli detaylar var…
Prof. Dr. Hüseyin Hatemi (Hukukçu yazar)
Milli Güvenlik dersinin temeli; Tabii Hukuk ve Evrensel Ahlak'ın temel hukuka uygunluk ilkesi olan “meşru müdafaa” ise, bu dersin kaldırılması; “meşru müdafaa” Ahlak dersinde öğretiliyorsa endişe verici bir boşluk doğurmaz, sadece tekrar önlenmiş olur. Milli Güvenlik dersinde “meşru müdafaa” değil saldırganlık, “milletlerin dostlukları değil çıkarları vardır” gibi garibeler öğretiliyorsa, buna mukabil Ahlak dersi varsa ve bu derste doğru şeyler öğretiliyorsa, Milli Güvenlik dersinin kaldırılması yararlı olmuş demektir, çocuklar şizofrenlik bunalımlardan korunmuş olur.
Milli Güvenlik dersinde de Ahlak dersinde de yanlış ve kötü bilgiler veriyorsa, Milli Güvenlik Dersinin kaldırılmasıyla boşluk doğmaz, bu boşluğu derhal yanlış Ahlak bilgileri doldurur. Milli Güvenlik dersinde kötü şeyler öğretiliyor, Ahlak dersi verilmiyorsa veya Ahlak dersi adı altında Evrensel Ahlak'ın temel ilkeleri değil yararsız gevezelikler öğretiliyorsa, bu dersin boşluğu, bu yararsız gevezeliklerle de değil, süret-i Hak'dan zuhûr eden batıl tarafından doldurulur. Demek ki keramet “Milli Güvenlik” veya “Milli Ahlak” gibi sözlerde değil, özdedir. “Milli Güvenlik” dersini Malik-i Eşter veriyorsa, esasen bu ders “ahlak” dersi demektir. Mervan veriyorsa, Melaike'nin “alarm” çanları ortalığı çınlatmaya başlamıştır, ne var ki biz manevi sağırlıkla veya “Hocamız'ın” naralarıyla bu uyarıları duymaz olmuşuzdur.
Din dersleri bir dizi çalıştay konusu oldu. Sonuçta tadından yenmez bir tertip ortaya çıktı. Böyle din dersi okutulmayıp ders tamamen kaldırılırsa daha akıllıca bir tutum takınılmış olur. Ne var ki, doğru öğretilen bir ahlak dersi zorunludur. Bu dersi okutabilecek durumda mıyız? Değilsek, çocukların kafasını batıl yargılar veya lüzumsuz gevezeliklerle dolduracak yerde, ne güvenlik, ne din, ne de ahlak dersi öğretelim Aileden alabiliyorlarsa alsınlar, alamıyorlarsa ben ne diyebilirim? Sözü olan varsa söylesin.
Mahmut Toptaş (Müfessir)
“Güvenlik/Emniyet” kelimesi ile “İman” kelimesinin kökü birdir. İmanın olmadığı yerde güvenlik araç ve gereçlerinin fazla bir önemi yoktur. Bunu bir misalle açıklayalım: Güvenlik araç ve gereçlerini en üst düzeyde olduğu 25inci katta Türkiye’nin en zenginlerinden biri öldürülebildi. Milyarlık güvenlik aleti takılacağına o katil delikanlı imanlı yetiştirilseydi daha güvenli ve daha ucuza mal edilirdi.
Kur’an-ı Kerim “Güvenliğe” çok fazla dikkat çeker. Emniyetin/Güvenliğin imanla alakalı olduğu anlaşılmalıdır. O halde bu ders mutlaka olmalı; içeriği ve öğreticisi çok iyi seçilmeli… İmansız birinden emniyet dersi almak, şeytana cennetin yolunu sormak gibi bir şeydir.
Bir insan için en önemli organı kalbidir, sonra midesidir, sonra diğer organları, daha sonra da yaşadığı yurttur. Kalbin imandan uzak olmaması, midenin dünya nimetlerinden mahrum olmaması ve helal yollardan gelmesi, neslin devamı için nikah yolunun kolay ve güvenlikli olması, üzerinde secde ettiği vatanın düşmanlar tarafından yönetilmemesi için güvenlik derslerinin hem saati çoğaltılmalı hem içeriği değiştirilerek güçlendirilmelidir...
Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz (Din Eğitimi Uzmanı)
Ben bu sürecin “Millî Güvenlik”ten “Güvenilen İnsan” yetiştirmeye doğru bir süreç olacağını umuyorum. Daha çok askerliğin öğretildiği Milli Güvenlik dersi nihayet okullardan kaldırıldı. Lise döneminden hatırladığım kadarıyla bu derste askerlik bilgileri yanında, bir çeşit “Devrim Tarihi” niteliğinde Atatürkçülük eksenli bilgiler okutuluyordu. Kanaatime göre dersin okullarda var oluş amacı bilimsellikten öte siyasal amaçlıydı. Ders, sesi gür bir öğrencinin hazır ol vaziyetinde durup yüksek sesle söylediği “Dikkat” komutunun ardından üniformalı bir askerin sınıfa girmesiyle başlar ve böylece askerin gücü genç beyinlere hissettirilmeye çalışılırdı. Oysa orada öğretilen bilgilerin önemli bir kısmı “Vatandaşlık” ya da “Hayat Bilgisi” derslerinde de öğretilebilirdi ama tercih bu dersin güç gösterimine alet edilmesi yönünde gerçekleşti.
Peki, şimdi ne yapmalıyız? Bütün gençliği ilgilendiren ve sosyal hayatın olmazsa olmaz denilebilecek kurallarının okullarda verilmesine çalışılmalıdır. “Güvenilen insan nasıl yetiştirilir?” sorusuna cevap aranmalı, okul programları bu açıdan zenginleştirilmelidir.
Tutum ve davranış kazandırmadan çok sınava hazırlık özelliğini yansıtan okullarımızda çocuklarımızı geleceğe hazırlayan, onların hayatı anlamlandırmalarını kolaylaştıran, nerede nasıl davranılacağını öğreten içeriğe ağırlık verilmeli ve böylece bilgili, üretken, sorumlu ve duyarlı fertlerin yetişmesi sağlanmalıdır. İşte o zaman toplumda “Güvenlik” kendiliğinden sağlanacak ve güç gösterimine dayalı yaklaşımlara ihtiyaç kalmayacaktır. Dersin kaldırılmasının sivilleşme ve normalleşme adına önemli bir adım olduğunu düşünüyorum.
Hasan Öz (Eğitimci Yazar)
Milli Güvenlik Dersleri aslında hiç bir zaman verimli olmamıştı. Askerler derse girerler ama hep milletimizin asıl inancı ve kültürüne uymayan bir anlayış ile ders işlerlerdi. Devamlı rejime muhalif fikirler hâkim olmaya çalışıyor inancı ile milletin değerlerine darbe vurmaya çalışıyorlardı. Sanki milletin bağımsızlığı sadece TSK elinde imiş gibi propaganda yapıyorlardı.
Halkın talepleri önemli değil, askerin rejimi koruması tek çıkar yol gibi gösteriliyordu. Bunu da hep asker vesayeti şart anlayışı ile yapıyorlardı. Derslere de sadece bu anlayışa sahip askerler gönderiliyordu. Öğrenciler de pek bir şey anlamıyordu ama bilinçaltına asker otoritesi yerleştiriliyordu. Hâlbuki asker milletin emrinde, milletin seçtiği yönetim emrinde ülkenin bağımsızlığı ve güvenliği için çalışan kurumlarımızdan sadece biri olarak görülmeli idi. Şimdi yapılacak olan da budur.
Abdullah Yıldız (Araştırmacı Yazar)
Milli Güvenlik derslerinin kaldırılmasını son derece olumlu karşılıyorum. Türkiye'de geç de olsa taşlar yerine oturuyor. Irmak yatağına kavuşuyor. Türkiye normalleşiyor. Uzun bir aradan sonra, devlet halkıyla ve halkının manevi değerleriyle barışma sürecine giriyor. Eğitim alanındaki son gelişmeler, bu normalleşmenin göstergelerinden sadece biri.
D. Mehmet Doğan (Gazeteci Yazar)
Milli Güvenlik dersi esasa müteallik bir ders değildi. Mevcudu kaldırmak, aktif bir uygulama sayılmaz. Asıl yapılacak olan yapılmalı… Bu belli mi, biliniyor mu? İdeoloji kanundan/kararnameden çıkarıldı. Kararname herhangi bir bakanlık teşkilatına uygulanabilir nitelikte. Fakat gençlerimizi nasıl yetiştireceğiz? Bilgi küpü yapmak ötesinde ne yapacağız? Nasıl yapacağız? Bunları kimler düşünüyor?
Kimler kararlaştırıyor?
Dr. Mehmet Emin (Uluslararası Eğitimci)
İlkokuldan üniversiteye kadar eğitimin bütün kademelerinde çalışmış bir insan olarak Mili Güvenlik derslerinin kaldırılmasını son derece yerinde bir karar olarak görüyorum. Bu karar geleceğe yönelik olarak bizi umutlandıran bir karar olmuştur. Ergenekoncu olmayan, manevi değerlerimize saygılı askerlerimizin başımızın üstünde yeri vardır. Fakat askerlerin yeri okullar değildir. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir dersin olmadığı bilinmektedir. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey’i ve Milli Eğitim Bakanımız Prof. Dr. Ömer Dinçer Bey’i bu kararlarından dolayı tebrik ediyorum. Ancak mesele sadece bu dersin kaldırılması meselesi değildir. Eğitimdeki yaralar çok daha derindendir.
Aydın Başar soruşturdu