Mahmut Doğan: "Kumaşı daima biraz fazla keseceksin.”

"Gözlerimiz mekânsal detaylarda gezinirken, izini sürdüğümüz iklimin müessis cüzünü ararız şevkle: Oranın adamını. Onu bulmak, mekânın anlamına ulaşmaktır. Bir cami için gönülden okunan bir ezan, bir kıraat yahut gönle dokunan bir vaaz, bir musafahadır bu. Bir çarşı içinse aşkla koşuşturan ahlâklı bir çırak, dükkanında maldan çok daha fazlası, hoş ve kârlı sohbet bulunan bir esnaftır. Bu minvalde Kahramanmaraş’ın kadim çarşısını, Gömlekçi Mahmut Amca’yı tanıyarak anlamaya çalışacağız." Mehmet Zahit Şerefoğlu'nun söyleşisi.

Mahmut Doğan: "Kumaşı daima biraz fazla keseceksin.”

Şehirle tanışma, onun özüne temas etme, kendine haslığını temaşa etme arzusu bizi şehrin tarihi mekanlarına götürür. Terk edilmişliğin sessizliğini kimi zaman tefekkürle seyreder, kimi zaman hayallerimizle bozarız. Hâlâ sürmekte olan hayatsa bir heyecandır bizim için. Gözlerimiz mekânsal detaylarda gezinirken, izini sürdüğümüz iklimin müessis cüzünü ararız şevkle: Oranın adamını. Onu bulmak, mekânın anlamına ulaşmaktır. Bir cami için gönülden okunan bir ezan, bir kıraat yahut gönle dokunan bir vaaz, bir musafahadır bu. Bir çarşı içinse aşkla koşuşturan ahlâklı bir çırak, dükkanında maldan çok daha fazlası, hoş ve kârlı sohbet bulunan bir esnaftır. Bu minvalde Kahramanmaraş’ın kadim çarşısını, Gömlekçi Mahmut Amca’yı tanıyarak anlamaya çalışacağız.

Sizi tanıyabilir miyiz Mahmut Amca?

Mahmut Doğan, 1946 Kahramanmaraş doğumluyum. 15 sene Kahramanmaraş’ta, 10 sene İstanbul’da gömlekçilik yaptım. Kahramanmaraş’ta gömlekçiliğe devam ederken, 1977 senesinde bir rüyamda iki kişi beni bir zâta götürdüler. Bunu müteakip İstanbul’da bu zâtı ziyaret ettim. Birkaç sene sonra babam dünyadan göçtü. Kendisi yaklaşık 1935-1940 yıllarından beri çarşıda manifaturacılık yapardı. Bir rüya gördüm. Babam: “Oğlum, sen o yaptığın işi bırakıyorsun, benim dükkanıma geçip benim yaptığım işi yapıyorsun” dedi. Sağdan soldan borç alarak bu babamın dükkanını aldım. Aldım derken, hepimiz geçiciyiz, her şey Cenab-ı Allah’ın. Biz emanetiz ve emanetçiyiz. Öylelikle gömlekçiliği bırakıp baba mesleği olan manifaturacılığa başladım, hala devam ediyorum. Burada bunları söylerken yavrum, her şey Cenab-ı Allah’ın emrettiği şekilde gelişti. O’nun emri olmadan hiçbir şey olmaz. Bu rüya neticesinde kendimi tamamen gerek tasavvufi yönden gerek esnaflık yönünden kendimi geliştirmeye verdim. Kitap okurdum, severdim, daha çok okumaya başladım. Allah’a şükür evde bir kütüphanem oldu.

Çarşıyla ilk irtibatınız ne zamanlar kuruldu?

8-10 yaşlarındayken her gün sabahları erkenden küçük satırlarda babama bu dükkâna çorba getirirdim. Anamız rahmetli çorba koyardı. O zamanlar poğaça, simit… Çok azdı. Babam çorbayı içince kapları geri Duraklı’daki evimize götürürdüm.

Çarşının, esnafın bir ahlâkı var mıdır?

Eskiden tabii ki vardı, esnaf birbirine bağlı ve saygılıydı. “Ben siftah ettim, komşum henüz siftah etmedi, o alacağınızı ondan alın.” diyen esnaf hikayesi vardır ya, o 55’li 60’lı yıllarda aynen burada da geçerliydi. Daha önceye gittiğimizde, şu yukarıda dua kubbesi var, Osmanlı devrinde orada esnaf sabah buluşur, hasbihal ederlermiş, dua ederlermiş. Birbirinin borcunu, ihtiyacını görürlermiş. Böyle bir kardeşlik vardı. (Dua kubbesi hakkında bir mülakat: https://www.marasaktif.com/gundem/orada-birdua-kubbesi-vardi-eskilerde-h3527.html) Bir esnaf ticaret yaparken aklına, gönlüne ne gibi kötü şeyler düşebilir? Huzur ortamının, esnaflık ahlakının muhafazasında neye dikkat edilmeli? Haset edilmemeli. Çekememezlik, kıskançlık olmamalı.

Müşteri olmadığı vakit ne yaparsınız?

Yapacak ney var? Kitap okurum. Kur’an-ı Kerim okurum.

Diyor Mahmut Amca ve gözlerimiz raflardaki kumaş toplarına serpiştirilmiş birkaç kitaba ilişiyor. Kur’an-ı Kerim, mealli Kur’an-ı Kerim, Peygamberler Tarihi, Tezkiretü’l-Evliya… Bir de sabahları dükkânı açınca okunmak üzere elle hazırlanmış Esmâü’l-Hüsnâ, Aşere-i Mübeşşere ve cennet isimlerinden (Cennetü’l-Me’vâ, Cennâtü’n-Na’îm, Dâru’l-Karâr…) müteşekkil bir karton plaka. Kumaşı ölçerken ve keserken “Bismillah, yâ Allah” demeye gayret eden, bir müşterinin “Kart niye bulundurmuyon hacı emmi yav?” sorusunu “Bir türlü şey yapamadım ona ben.” diye yanıtlayan Mahmut Amca, esnaflık hakkında mühim bir tavsiye veriyor: “Kumaşı daima biraz fazla keseceksin.”

Söyleşi: Mehmet Zahit Şerefoğlu

YORUM EKLE
YORUMLAR
mahmut şirin
mahmut şirin - 1 yıl Önce

Güzel insanlar buluşunca kalem de güzel yazıyor

abdullah
abdullah - 1 yıl Önce

"Oranin adami" tabirini sevdim, iyi günlerde kullanalim.

banner36