Sultanahmet kurbindeki Mehmet Paşa yokuşunda, Sokullu Mehmed Paşa Camii’ne ve Marmara Denizi’ne nazır muhteşem güzellikteki Özbekler Tekkesi, -orada medfun olan zevata bir Fatiha okumayı ihmal etmeden sadece bu manzarayı görmek ve bir bardak çay içmek için bile ziyaret edilesi bir mekândır- 2008’den beri İstanbul Tasarım Merkezi (İTM) olarak hizmet veriyor. Birçok vesileyle İTM’de bulundum; seminer takip ettim, düzenledikleri sergilere, gezilere ve okuma gruplarına katıldım, hatta küçük musiki grupları ve mini konserlere udumla iştirak ettim. Yoğunluktan dolayı pek uğrayamadığım bir zamanda, İTM koordinatörü Nihal Alodalı’ya, İTM’de ne var ne yok diye sorarken bir röportaj çıktı. Bakalım İTM’de, bu sene neler varmış?
Biraz kendinden bahseder misin? Hususi olarak İTM’deki vazifen… Ne kadar süredir İTM’desin?
Selçuk Üniversitesi’nde mimarlık eğitimi aldım. Mimarlık ve tasarımla olan alakam ise gittikçe artan bir merak ve heyecanla devam ediyor. Tasarıma olan ilgim İstanbul Tasarım Merkezi’yle tanışmama vesile oldu. 2008’den bu yana kâh öğrenci kâh mimar kâh yönetici olarak çeşitli konumlarda İstanbul Tasarım Merkezi’nde bulunmaktayım. Şu anda da mevcut programların yönetim ve koordinasyonlarıyla ve yeni proje ve programların geliştirilmesiyle alakalı çalışmalara devam ediyorum.
İTM açılalı kaç yıl oldu? Üç yıl mı? Ne hedeflerle kuruldu? Nasıl bir noktaya gediğini düşünüyorsun?
İstanbul Tasarım Merkezi, 2008’de kuruldu. Tasarım dünyasında yeni bir ekolün, yeni bir akımın öncülüğünü yapabilecek, yaşadığı coğrafyanın ve devraldığı kültürel mirasın farkında, büyük bir hızla kendini yenileyen tasarım dünyasının sıkı bir takipçisi olarak yapacağı tüm çalışmalarda fikrî bir arka plana sahip tasarımcılar yetiştirebilmek niyetiyle yola koyulduk. Hayli yüksek bir hedef! Burası ne bir sanat atölyesi ne de bir kurs... Burası; akademisyenlerin, öğrencilerin ve profesyonel çalışma hayatının içinde olan, farklı disiplinlerdeki insanların bir araya geldiği/gelebildiği bir merkez olarak şu anda niyetleri doğrultusunda yoluna devam ediyor. Yolu hep açık olsun, inşaallah.
Mesela bugüne kadar İTM’de kimler ders vermişti? En çok rağbet gören program hangisi olmuştu? En ilginç programlar nelerdi diye sorsak…
İlk olarak söyleyeceğim isim şüphesiz hemen her konuyla alakalı kıymetli fikirlerine başvurduğumuz Prof.Dr. Sadettin Ökten olacaktır. Medeniyet tasavvuruna dair düzenli bir periyotta, ayda iki kez seminer vermeye devam eden kıymetli hocamız diğer birçok programlarımıza da danışmanlık yapmaktadır.
18 Şubat’ta yeniden başlayacağımız “Dünya Metropolleri” dersi kapsamında, geçen yıl, mimari okumalar yapmak maksadıyla İspanya gezisi düzenlendi. Oldukça bereketli bir program olduğunu söyleyebiliriz bunun da. Sonrasında bu gezinin bir paneli ve sergisi de oldu.
Disiplinlerarası çalışma ortamında yaptığımız atölyelerden 8 farklı üniversiteden 30 mimarlık öğrencisinin katıldığı, Mimar Selva Gürdoğan ve mimarlık teorisyeni Gökhan Karakuş yönetiminde gerçekleşen “Ortaçağ İslam Mimarlık Dekorasyonundan Tasarım Stratejileri” üst başlıklı atölye, bu yaz yapmayı planladığımız uluslararası bir çalışmanın da öncüsü olmuş oldu. Yine bu yaz “The Art of Islamic Pattern” uluslararası programına da birkaç gün ev sahipliği yaptık.
Geçen yıl değerli moda tasarımcılarımızdan Tanju Babacan'ın moda tasarım atölyesi de yine oldukça ilgi çeken programlarımızdan birisi oldu.
(Ben de hemen “Meşk” sergisini hatırlatmak isterim. Modern ve klasik İstanbul’un en önemli hattatları burada bulunmuştu, o sergide. Katoloğu da çok güzeldi.)
Yeni neler var, bu sene neler hedefliyorsunuz?
Seminer programlarımız ve sertifika programlarımız devam ediyor. Sertifika programlarımızı, Fatih Sultan Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi ile ortak yapıyoruz: Bu çalışma; güzel Sanatlara Hazırlık, Mimarlık ve Şehircilik, Temel ve İleri Düzey Grafik Tasarım programlarını kapsıyor. Özellikle "Mimarlık ve Şehircilik" programı katılımcıları ilk dönemden çok memnun, ikinci dönem için yeni kayıtlar da alınıyor. Oldukça zengin bir kadro ve içerikle devam ediyoruz.
Müzikle ilgili çalışmalara ağırlık vermeyi düşünüyoruz, “Medeniyet ve Mûsiki” seminerleri başladı, bunun dışında henüz tasarım halinde olan farklı düşüncelerimiz de var.
Yaz dönemi için bizi çok heyecanlandıran, disiplinlerarası bir atölye projemiz var, şu an yurt dışı temaslarımız devam ediyor.
18 Şubat’ta yeni başlayacak üç program var: "Sinema Sosyoloji Kritikleri" "Televizyon Programcılığı" ve "Uygulamalı Fotoğraf Atölyesi".
Bunların dışında Orhan Dağlı ve Savaş Çevik ile minyatür, tezhip ve özgün hat atölyelerini de anmak gerekir.
“Sinema Sosyoloji Kritikleri” programı dikkatimi çekti. Okuma listesi hayli kabarık ve kaliteli. Filmler hakeza kült. Guguk Kuşu, 1984, Dersu Uzzala, Modern Zamanlar, V for Vendetta vs... Michel Foucault , Alain Touraine, Walter Benjamin, Charles Taylor vs… Bu nasıl bir ders olacak?
Evet, açıkçası bizim de heyecanla başlamasını beklediğimiz bir program. Her cumartesi birlikte izlenecek bir sinema filmi ve sonrasında sosyolog Onur Erdal'ın yönetiminde yapılacak kritikler olarak özetleyebilirim. Birçok farklı alandan kayıt yaptıranlar var şimdiden ki bu çok sevindirici... Katılımcı çeşitliliğinin programın lezzetini artıracağını düşünüyoruz. Detayları öğrenmek isteyenler, film ve kitap/makale listesi için //istanbultasarimmerkezi.org/ adresine bakabilirler.
Aynı gün, yani 18 Şubat’ta başlayacak bir diğer program da “Televizyon Programcılığı”. Televizyon kanalları için “Yönetmen Yardımcısı” ve “Editör Yardımcısı” yetiştirebilmeyi hedefleyerek açıyoruz bu programı. Üç aylık süreç sonunda her bir katılımcının kendi yazacağı bir “program formatı” olacak. Bir sonraki aşamada da herkesin kendi televizyon programının demo kaydını yapabileceği yeni bir program daha açmayı hedefliyoruz.
Ensar TV hakkında da konuşsak iyi olur. Bektaşilikle ilgili bir seminer verilmiş bir sene evvel, geçen haftalarda bulup çok zevkle ve istifade ederek izledim Ensar TV’de. Sadettin Ökten Hoca’nın videoları da izlenebiliyor değil mi, siteden?
İstanbul Tasarım Merkezinde yaptığımız programların büyük bir bölümünü kaydetmeye çalışıyoruz ve //www.ensar.tv/ adresinde şimdiden güzel bir arşiv oluştu. Seminerler canlı olarak da yayınlanıyor. Seminer ve derslerin yanı sıra Ensar TV arşivinde bulunan Arapça derslerine de oldukça yoğun bir ilgi olduğunu biliyoruz. Özellikle şehir dışındaki takipçilerinden güzel geri dönüşler alıyoruz.
Suleyha Şişman İstanbul’un tasarım merkezini sordu
Reza Hemmatirad ve Abdullah Gün hocalarımızın derslerine hiç atıfta bulunmamışlar. Oysa İTM'nin başından beri devam en bu iki atölye (minyatür ve hat)en iyi derslerden.