Trinidad’ın nerede olduğunu kaçımız biliriz? Trinidad Orta Amerika’da Venezuela’nın kuzeydoğusunda Karayipler, Karayip Denizi ve Kuzey Atlas Okyanusu arasında yer alan Trinidad ve Tobago isimli iki küçük adadan oluşan tropikal iklimin görüldüğü küçük bir ülke. Trinidad’ın başkenti Port of Spain, resmi dili İngilizce ve cumhuriyetle yönetiliyor. Aşağıdaki yazıda Trinidadlı bir teyzenin yaşamından kesitler bulacaksınız. Shaira Khan Karayipler’de yer alan yaklaşık 1 milyon nüfuslu Trinidad ve Tobago’dan yaklaşık yarım asır evvel Kanada’ya eşi ve çocuklarıyla birlikte yerleşmiş. Shaira Khan 85 yaşında ve halen Kanada’da yaşamaya devam ediyor. Shaira Hanım hayatının büyük bir kısmını geçirdiği Kanada’yı kendi ülkesi gibi görüyor ve burada mutlu olduğunu ifade ediyor. Shaira Khan ile bu süreçte edindiği deneyimleri, bir göçmen olarak çok kültürlü yapısıyla dikkat çeken Kanada’ya ailece entegrasyonlarını nasıl gerçekleştirdiklerini, karşılaştıkları zorlukları nasıl aştıklarını konuştuk.
Trinidad’ta geçen yıllar
Shaira Khan, Trinidad’ta doğmuş ve büyümüş, ilk gençlik yıllarında kendisine annesi ve ablalarını örnek almış biri. Annesinin mücadeleci yönü, karakterini yakından etkilemiş.
Shaira Khan’ın eşi Fazal Khan, İngiltere’de mimarlık eğitimi almışlar ve ailelerinin uygun görmesi ile evlenmişler. Bu evlilikten üçü kız ikisi erkek olmak üzere beş çocukları olmuş. Shaira Khan’a göre eşi ve beş çocuğu ile birlikte Kanada’ya göç etme kararı hayatlarında bir dönüm noktası olmuş. Çocuklarına iyi bir eğitim ortamı sunacağını düşüncesiyle Kanada’ya göç etmişler. Yolculuklarının her aşaması bir mücadeleyi beraberinde getirmiş.
Kanada’ya doğru bir yolculuk
![]() |
Trinidadda Cami |
Shaira Khan, Kanada’ya yerleştikten sonra çeşitli zorluklarla karşılaştıklarını ama göçmen oldukları için toplumdan hiçbir zaman dışlanmadıklarını, ülkenin diğer vatandaşları ile her zaman eşit şartlara ve haklara sahip olduklarının altını çiziyor.
Shaira Khan yine de göçmen olarak bu ülkeye entegre olabilmek için çok çalışmaları gerektiğini de belirtiyor. “Bir ülkeden başka bir ülkeye gittiğinizde sanki yeniden doğmuş gibi oluyorsunuz, mesela eşimin burada mesleğini yapabilmesi için yeniden buradaki kurumlara başvurarak izin belgeleri alması gerekti. Çocuklarımız yeni bir ortama uyum sağladılar, bunlar her ne kadar olağan zorluklar da olsa, göçmen bir aile olarak, bu ülkede başarılı olmak için hepimizin çok çalışması gerekti. Aynı anda beş çocuğumuz üniversitede okudu, bu ülkede doğan çocukların yanında başarılı olmak için daha fazla çalıştılar.” Fazal Khan göçmen Müslüman bir mimar olarak, oturdukları Montreal şehrindeki dışı cami görünümüne sahip olarak inşa edilen ilk camiinin de mimarlığını üstlenir ve vefat etmesine rağmen yaptığı hizmetlerden ötürü bugün bile bu şehirdeki Müslüman cemaat tarafından ayrı bir sevgi ve saygı ile anılmaktadır.
Yeni bir hayata başlarken...
Shaira Khan Kanada’ya yerleştikten sonra bu ülkeye daha iyi adapte olabilmek için bir moda tasarımı kursuna kayıt yaptırıyor. Shaira Khan sosyalleşmenin, göçmenlerin bu yeni topluma uyum sağlamalarında çok önemli bir rolü olduğunu ifade ediyor ve Trinidad’ın etnik olarak farklı unsurları içinde barındıran bir ülke olduğuna dikkat çekiyor. “Trinidad içinde biz Hristiyanlar, Müslümanlar, Hindular ve Yahudiler iç içe yaşadık uzun yıllar boyunca, evimizin yakınında bir kilise vardı, bizim zamanımızda herkes birbirine hoşgörülü davranırdı, kiliseye rahat bir şekilde girip çıkabilirdik. Ayrıca sosyal anlamda da bir dayanışma vardı, komşular birbirlerine yardım eder, zor zamanlarında birbirine destek olurdu. Şu anda özellikle gelişmiş ve merkezi bölgelerde insanlar arasında eskiden bizim komşularımızla aranızdaki gibi bir dayanışma görmek zor. Farklı etnik gruplar arasında anlaşmazlıklar daha çok görülüyor. Öyle ki Trinidad’ın çok güvenli bir yer olmaması benim ülkeme dönmeme de engel oluyor. Açıkçası benim gibi yaşlı birinin Trinidad’ta yalnız başına yaşaması çok tehlikeli, çünkü adam kaçırma gibi suçlara çok sık rastlanıyor. Bu durum herkesi korkutuyor ve Trinidad’a geri dönmek yerine yıllardır yaşadığım Kanada’da kalmak daha cazip geliyor”.
![]() |
Shaira Khan |
Kanada’da göçmen olmak
“Çocuklarım büyürken tam bir Kanadalı gibi yaşadılar, buranın kültürünü benimsediler. Elbette Trinidad’ın uzun yıllar boyunca İngiliz dili ve kültürünün etkisinde kalmış bir ülke olması da çocuklarımın Kanadalı biri gibi yetişmelerinde etkili oldu. Aslında çok farklı kültürlerin bir arada bulunduğu toplumlarda ister istemez herkes bir diğerinin geleneklerinden, yaşama şeklinden, değerlerinden etkileniyor.”
“Bununla birlikte bu ülkede yaşayan Trinidadlılar ile de yakın irtibatımızı sürdürdük, bir arkadaş grubu oluşturduk. Sık sık bir araya geliyoruz ve böylece hem memleketimize özgü değerleri sürdürüyoruz, hem dayanışma içinde oluyoruz. Birbirimizin evinde toplanıyoruz, dini bayramları birlikte kutluyoruz. Böylelikle uzakta da olsak sanki Trinidad’da yaşıyor gibi hissediyoruz.”
“Amerika’ya petrol ihraç ediyoruz”
Shaira Khan’a Trinidad’ın sosyal ve ekonomik özelliklerini sorduğumuzda bizimle şu bilgileri paylaşıyor “Trinidad çok küçük bir ülke ama asfalt, petrol, pirinç ve zeytin bakımından çok zengin olduğunu söyleyebilirim. En çok ihraç edilen ürünler petrol ve doğalgaz. Amerika ile Trinidad’ın ticari ilişkileri oldukça gelişmiş, Trinidad Amerika’ya petrol ihraç ediyor. Benim dedelerim bundan uzun yıllar evvel İngilizler tarafından çalıştırılmak için Hindistan’dan Trinidad’a getirilmiş. Zaten Trinidad’ta nüfusun büyük bir kısmı Hindistan’dan gelmiş. Bir de Afrikalılar var. Hindistan’dan gelenler çoğunlukla ticaretle uğraşıyor. Ayrıca Hıristiyanlar, Hindular ve Müslümanlar Trindad’ta bir arada yaşıyor. Özellikle Katolik Hıristiyanlar ve Hindular çoğunlukta yer alıyor, Müslümanlar ise azınlığı oluşturuyor. Trinidad’ta yaşarken de Müslüman olarak azınlıkta idik, bu durum bizim Kanada’ya alışmamızı kolaylaştıran sebeplerden biri olarak görülebilir”.
Türkler geleneklerini muhafaza ediyorlar
Shaira Khan’a Türkler hakkındaki fikirlerini sorduğumuzda oldukça olumlu baktığını söylüyor ve şunları ekliyor “Montreal’de oturduğum semtte pek çok Türk tanıma fırsatım oldu. Türkler çok cana yakın insanlar, Türkiye’den Kanada’ya gelen Türkler genelde çok kibar, nazik ve saygılı insanlar. Ayrıca temizliğe ve düzene çok önem veriyorlar. Türklerin evlerine gittiğimde çok misafirperver davranıyorlar. Misafire gösterdikleri saygı ve hürmet çok dikkatimi çekti. Bence Türkler paylaşmaya, yardımlaşmaya çok düşkün bir halk. Çocuklarının eğitimine çok özen gösterdiklerini fark ettim. Eğitime değer veren bir millet olduğunu düşünüyorum. Türkleri sıcaklıkları, samimi davranışlarının dışında diğer Müslümanlardan biraz farklı buluyorum. Mesela Türkçe konuşmaktan gurur duyuyorlar. Evlerinde çocuklarıyla İngilizce ya da Fransızca konuşmak yerine Türkçe konuşmayı tercih ediyorlar. Diğer Müslümanlardan farklı olarak kendi tarihlerini Batı kültürü ve tarihinde ayırıyorlar. Fransız ya da İngiliz kültürünün etkisi altında gelişen Cezayir, Fas, Lübnan gibi Müslüman ülkelerden gelen Müslüman göçmenler ise İngiliz ya da Fransız kültüründen aldıkları değerlere sıkı sıkıya sarılıyor, Türkler ise tam tersi, Osmanlı geleneklerine ve değerlerine hayranlık duyuyor. Özellikle son yıllarda burada Türkiye’yi artık bilmeyen kalmadı, açıkçası Türk hükümeti uluslar arası anlamda özgüveni çok yüksek bir ülke imajı çiziyor’’.
Rümeysa Aykaç haberdar etti