Ertuğrul Fındık ile konuştuk!

Uzun uzun metinler, müptelası olmuştu insanlar. 10 bin üyesi vardı sitenin. Sene 99. İnternete internet kafelerden giriliyor..

Ertuğrul Fındık ile konuştuk!

Ertuğrul Fındık ismini duymamış olanlarınız olacaktır. Bir zamanlar dergiler çıkaran, şiirler yazan bir adam o.  Sipesifik.com’u kuruyor ve sonra kapatıyor. Şimdilerde ise otomobil yedek parçaları satan otostart.com’u yönetiyor. Ertuğrul Fındık’a spesifik’in yeniden açılması ekseninde aklımıza geleni sorduk. İlgiyle okuyacaksınız…

Ertuğrul Fındık Ertuğrul Fındık uzun zamandır kayıptı. Nerelerdeydin? Neler yapıyordun görünmezken?

Aslında hiç kaybolmadım. Ancak insanın kendisini daha çok gösterebileceği alanlardan çekilmek zorunda kaldım. Ticarete girdim. Baba mesleğine. Tabii ki, bir aydın bir münevver olma iddiamı kaybetmedim. Bizde böyle yanlış bir algı var. Bir kişi, kültüre dair yapa geldiği uğraşısını terk edince, sanki kültüre ilgisini de kaybediyor zannediliyor. Oysa böyle bir şey yok. Elbette bir takım ilgi kaymaları ve yanlış zaman kullanımları oldu. Vaktimi boşa harcadığım zamanlar oldu. Ama en azından "farkında" olmanın, "duyarlı" olmanın özlemini ya da olamamanın "ızdırabını" yaşadım.

Yaşıyorum. Ticaret yapıyorum şu aralar. Çok kestirmeden söylemek gerekirse. Cumartesi günleri Eski Kafa'ya ya da Erol Taş'a gidiyorum. Bir de bu var. "Ortam" olmayınca kayboldun zannediyorlar. Ne zaman ki bizim ortamımızın temeli Ebubekir Kurban Ankara'ya taşındı, biz işte o zaman görünmez olduk. Yanına yöresine yerleşip kendimizi gösterip el sallayacağımız bir adam yok ortalıkta. 

Ebubekir Kurban dedin “özel bir soru”nun vakti geldi. Bize Türbe Sokak No:9'u anlatır mısın? Anneye anlatır gibi...

Murat Zelan benim ev arkadaşım. 1,5 yıl aynı evde kaldık. Şirinevler Mahmutbey caddesi 13. Sokak'ta çok da hatırlamak istemediğimiz bir evde. Murat Menteş de gelir giderdi ara sıra. O evde Türbe Sokak No: 9 hikayelerini bana anlatan ve yazan Zelan'a soracaksın asıl bu soruyu. Uzun uzun anlatacak sana. Ben o evin tahliyesi sırasında oradaydım. Ebubekir Kurban ile Hakan Albayrak'ın notlarını bir çuvala basıp Kağıthane'de bir eve taşımıştık. Şimdi Türbe Sokak'ta arada sırada çay içiyor ve artık penceresinde çiçekler yetişen o eve bakıp bakıp Zelan'ı özlüyorum. Sen de öyle yap. İnşallah bir gün filmi çekilir o evin de, senaryosunu Zelan yazar ben de heyecanla izlerim.

Ertuğrul Fındık

Peki, Kültür sanat hayatı mı, ticaret hayatı mı desek ne dersin?

İnsan, ahlaki değerleri ile, inanç yapısıyla vardır.  Vaktini geçirirken soluk alıp verirken elinde ne olduğu, neyle uğraştığı onun bu değerlerini etkilemez. Ahlaklı bir adam ahlaklı bir adamdır. Gazeteciyken de, şairken de, tüccarken de. O yüzden ahlaklı bir insan olmak istiyorum. Büyük bir şair ya da zengin bir tüccar olmak amacım değil. Zengin ya da şair olabilirim. Olmayabilirim de. Bizim için yazılan kaderimizde ne ile meşgul olmamız varsa onunla meşgul oluyoruz.  Ama ahlaklı olmak hem zor bir şey hem de bir tercih meselesi. Zengin olmak ya da şair olmak ise bir nasip meselesi.  

Biraz bizim alanımızdan konuşalım…Türkiye'de internetin geleceğini nasıl görüyorsun?

Gayet iyi görüyorum. Birçoklarının aksine ben iyimserim. Çok hızlı bir şekilde internet kullanımı kabuk değiştiriyor. Bundan 10 yıl önce Türkiye'de internet deyince akla içerik portalları gelirdi. O devir bitti. Şimdi "paylaşım" siteleri geldi. Bir içerik üretilsin onu bin kişi görsün. Ama bu tabiri caizse işin "oyuncak" kısmı. İnternet esas değişimi günlük hayatta yaptı. Bankacılıkta, alışverişte, idari işlerde vs. Şimdi içerik siteleri yeniden önem kazanacak. Çünkü aslında paylaşım sitelerinde paylaşılan "anlık eğlence"ler. Hala cevaplanmamış sorular var. Sorulmamış sorular var.  Benim Facebook'ta 500 tane arkadaşım var. Bir insanı bir tuş vasıtasıyla arkadaş olarak ekleyebildiğin bir şey oyun değil midir? Hani şu zarlı oyunlar gibi. Kader kartı çek. Çektim. Yeni bir arkadaşım oldu. Bu kadar. O arkadaşım çayına kaç şeker atar bilmem.

İşte orada öylece duran bir resim. Beni oyun oynamaya çağıran, beni sanal ellerle dürten bir arkadaşım. Bu işin oyun kısmı. Ama oyun ne kadar zevkli olursa olsun, oynayan sıkılır oyundan. Gerçek bir şeyler ister. İşte internetin gerçek ortamları;  uzun uzun yazıların okunduğu, yazıldığı içerik siteleri; gerçekten bir şey satın alınan alışveriş siteleri vs... Farklı segmentlerde cevaplamak gerekiyor soruyu ama "dünya bizim" ekseninde konuşursak, önümüzdeki dönemlerde içerik sitelerinin insanların büyük ihtiyacı haline geleceğini söyleyebiliriz. Türkiye'de internet tek bir şeyden oluşuyor şu anda. Sadece ve sadece tek bir şeyden; o da Facebook. Bana inanın. Ama bunu milyonlar seyredilen ama beş para etmeyen bir parodi-filmle, adam akıllı bir sinema filmi arasındaki fark gibi düşünün. Berikine bakarak interneti yorumlamak imkânsız. Bölük pörçük şeyler söyledim; galiba bu konuyu seninle uzun uzun konuşmamız lazım.

Ertuğrul FındıkBu konuyu uzun uzun konuşuruz ama Sipesifik'i konuşalım biraz. Sipesifik.com'da neler yapmayı amaçlamıştın? Neden kapattın? Arşivi ne durumda?

Arşiv... Evet. Neredeyse her önüme gelenin ısrarla sorduğu şey. Sipesifik'in arşivi. Ben bir grup arkadaşımla taaa 99'da Türkiye'nin ilk içerik portallarından birini kurmuştum. Ama bizde böyledir. Yaptığımız aktivitenin iş modelini geliştirmeyiz o şey de yürümez. Ve bu düpedüz ihanettir.

İşte ben bu ihanetin içinde daha fazla kalamadım Cesur. Telif ödenmeyen yazılar yayınlamak istemedim, sabahtan akşama kadar 3 kişilik bir ekip devasa bir site yönetiyorduk. Gelişmiş web aygıtları yoktu. Site HTML idi anlayan anlayacaktır. Uzun uzun metinler, müptelası olmuştu insanlar. 10 bin üyesi vardı sitenin. Sene 99. İnternete internet kafelerden giriliyor.

Dial-up'la bağlanılıyor o dönem. Ama ben -dedim ya- bu yükü kaldıramadım. Evde bizden ekmek bekleyen insanlar çok haklı olarak mesaimizin en büyük ortakları. Yürütemedim. Eşim söyler. Tanıştığımda şairdin, babamdan istediğinde internet işleriyle uğraşan adam, evlendik yedek parçacı oldun. Sipesifik.com'un hikayesi bu. Ama şimdi kendimde yeniden bir heyecan görüyorum. İçeriğe ilişkin bir kaç proje yapmak istiyorum.   

Site yeniden açılacak inşallah. Yeni dönem sipesifik'te neler olacak?

Şimdilik eski sipesifik.com'un anons bölümünü açtık. Deneme sürümü şu anda. Çok yakında özel üretilmiş metinlerin yer aldığı bölümler de olacak. Kimse eski sipesifik'i beklemesin zaten. O başka bir şeydi. Ama yine her zaman söylediğim gibi ekranın başında mouse kullanmak yerine klavye kullanan insanların müdavimi olacağı bir site olacak inşallah. 

 

Cesur Küçük konuşturdu

YORUM EKLE
YORUMLAR
yavuz akengin
yavuz akengin - 14 yıl Önce

Eski sipesifik'i bilmeyen benim gibiler, muhtemelen bu haberi okur okumaz heyecana kapılmışlardır. Hatta bununla da yetinmeyip gidip üye olmuşlardır. Murat Zelan, Murat Menteş, Hakan Albayrak, Ebubekir Kurban, Ertuğrul Fındık... Bu ekip yeniden bir araya gelemez mi? Gelse iyi olurdu...

beytullah emrah
beytullah emrah - 14 yıl Önce

sipesifik o dönem müptelası olduğumuz sitelerdendi... zaten o döneme dair kaç tane site var ki mahalleden tanıdık. sürekli gelişiyordu. biz o günlerde çanakkale'de idik. sipesifik yerel alt bölümler geliştiriyordu ve biz de mütevazı bir çanakkale bölümü eklemiştik. maraş'ın sayfası kalmış benim aklımda daha çok... gülbang filan vardı galiba. tabi yazarlar, anonslar vs... hiçbirşey ilkinin tadını vermez, ama bazen hatırlamak, hatırlatmak da güzeldir... selam ve muhabbetle.

sevim
sevim - 14 yıl Önce

eski günleri hatırlatan bu konuşma için teşekkürler. bugünün sloganı mouse değil klavye!

amine gültekin
amine gültekin - 14 yıl Önce

tanıdığımı sandığım ama malesef,tam olarak tanıyabilemediğim bir kişidir ertuğrul fındık. 'eski günler'i bilmeyecek kadar gencim. ama olsun. gec değil. artık spesifik.com a üyeyim ve sıkı takipteyim inş. ayrıca artık 'o dönem'i merak eden biriyim.=)
bu haberden dolayı cesur kücük'e, spesifik.com icin ertuğrul beye teşekkür ederiz.iyi ki konuşturmuşunuz.zira konuşturulması gereken şahsiyetlerden biri diye düşünüyorum.
selamlaar...

Hüseyin İLHAN
Hüseyin İLHAN - 14 yıl Önce

Sipesifik bilgiye, bilgeliğe, edebiyata, gönüle, hayata dair çok naif tatlar bıraktı içimize. Ertuğrul Fındık'ı "Sanat Hayatı mı, ticaret mi" sorusuna verdiği o güzel cevap için saygıyla selamlıyorum.

...
... - 14 yıl Önce

bu site, şu girişinde 'üye olmayan giremez' yazan site mi, yani sipesifik mi, spesifik mi?

yasemin kayadibi
yasemin kayadibi - 12 yıl Önce

ertugrul findigin cocuklugunu ve gencligini biliyorum...sizden diger bir roportaji buyuk adamlarla birlikte buyuk bir insan gibi gecirdigi cocuklugunu , emine gidikla gecen konusmasini, evlerinin en kucugu olmasina ragmen herkesin buyugu gibi nasil olabildiginin incelikleri icinyapanizi istiyorum.tesekkur ederim.