Dünyabizim'in en küçük habercisi Elif Rana, şiirlerini severek okuduğu şair amcası Bestami Yazgan'la konuştu.
Çocukken anneniz sizi severken hangi kelimeleri kullanarak severdi? Minnoş, pasaklım filan derler ya. Size neler derdi, hatırlıyor musunuz?
Çocukluğumla ilgili hiçbir kötü hatıram yok. Annem de babam da beni çok severdi. Annem daha çok “Oğlum, Bestami’m” diye severdi beni. Eve biraz geç gelsem beni pencerede beklerdi.
PENCERELERDE
İster akşam olsun
İster seherde,
Ben eve gelmeden
Kapanmaz perde.
İki yıldız gibi
Titreşir durur,
Annemin gözleri
Pencerelerde…
Bundan sonra hangi kitapları yazmak istiyorsunuz?
Rahmetli Nasrettin Hoca bizleri çok güldürdü. Biraz da hem yıldızları hem de günümüz çocuklarını yeniden güldürsün diye “Nasrettin Hoca Uzayda” kitabını yazmaya çalışıyorum.
Çocukken hangi meslekleri yapmak istiyordunuz?
Öğretmen olmak istiyordum, çok şükür istediğim mesleği yapıyorum.
Çocukken şair olmayı hiç düşünmüş müydünüz?
Şair olmayı düşünmemiştim ama hoşuma giden şiirleri ezberlerdim.
Namaza hangi yaşta nasıl başladınız?
İlkokulda okurken babamla cuma namazına giderdim. Bu durum çok hoşuma giderdi. İlkokuldan sonra imam hatipe gidince de beş vakit namaz kılmaya başladım.
İlk ezberlediğiniz şiir hatırınızda mı? Nasıl ezberlediniz?
İlk şiiri babamdan öğrenmiştim:
Düşte gör,
Hayalde gör, düşte gör.
Düşenin dostu olmaz,
Hele bir de düş de gör.
Sonradan öğrendim ki bu, bir cinaslı maniymiş.
Çocukken hiç müezzin oldunuz mu, ezan okudunuz mu?
İmam hatip lisesinde okuduğumuz bilindiği için müezzin olmadığı zaman bu görev bize yaptırılırdı.
Çocukken de sesiniz gür müydü?
Evet, sesim her zaman gür çıkardı. Öğrencilik hayatım boyunca bayramlarda devamlı şiir okurdum.
Gittiğiniz şehirlerin en çok nerelerini beğeniyorsunuz?
Tarihi yerlerini, doğal güzelliklerini, en çok da çocuklarını seviyorum.
Şiirlerinizde kelimeleri birbirine benzetmeyi (kafiyeyi demek istiyor) çok mu seviyorsunuz?
Evet, seviyorum. İlk zamanlar biraz zorlanıyordum ama şimdi kafiyeli söylemek, ölçülü yazmak için ayrı bir gayret göstermiyorum. Şiir gelirken öyle geliyor, bir pınarın akışı gibi.
Şiirlerinizin çok duygulu olmasının sebebi sizce nedir?
Bir konu, yüreğimi titrettiyse onu yazıyorum. Yoksa oturup şu konuda şiir yazayım, demiyorum. Yaşanarak yazılanlar, insanların kalbinde yaşar ancak.
Şiirlerinizin kıymetini daha çok büyükler mi biliyor, çocuklar mı?
Sağ olsunlar, çocuklar da büyükler de şiirime değer veriyorlar. Hepsine teşekkür ederim. Ama biraz eğil de kulağına söyleyeyim: Çocukların şiirimi sevmesi beni daha çok mutlu ediyor.
BENEKLİ KELİMELER
Fidanlar çiçek çiçek
Heceliyor baharı.
Çocuklar şiir okur,
Şiirse çocukları.
Benekli kelimeler
Uçarı mı uçarı…
Çocuklar şiir sever,
Şiirse çocukları.
Mısralara dizilmiş
Sözcükler boncuk boncuk,
Çocuklar şiirdir,
Şiirler çocuk...
Anne ve babanız sizi başka bir meslek yapmanız için zorladı mı? Yazarlık, şairlik yapmanızı nasıl karşıladılar?
Babam imam hatipte okumamı istedi. Hatta bunun için köydeki evimizi satıp şehre geldik. Allah rahmet eylesin, şair olduğumu babam göremedi. Anneme çok şiir okudum, hem de anne şiirleri. Şiir okuduğum zaman bana sarılır ve gözleri yaşarırdı.
Anne babanızın kitaplarınızı ilk görünce tepkileri nasıl oldu?
Maalesef ikisi de kitaplarımı göremediler.
Anne babanız sizi hangi yaşta bıraktı?
20 yaşımdayken babam, 30 yaşlarımdayken annem rahmetli oldular.
Çocukken veya büyükken uzaya gitmeyi, uzayda uçmayı hayal ettiniz mi?
Çocukluğum köyde geçti. Geceleri çardakta yatar, yıldızları seyrederdik. Hayal olarak yıldızları, uzayı düşünmek güzel de çocukken ailemle, büyüyünce de insanlarla yaşamayı istedim. İnsanların gönlü uzaydan daha güzel ve daha büyük…
Gece karanlıkta odanızdaki kıyafetleri canavar gibi, korkunç bir şey olarak görüyor musunuz?
Çocukken gölgelerden korktuğumuz olurdu. Şimdi ise gölgeler bizden korksun, diyorum. Sevgi ışıklarını görünce gölgeler kayboluyor.
Kaç çocuğunuz var? Onlarla aranız nasıl?
Dört çocuğum ve altı torunum var. Çocuklarla ilgili yazdığım şiirlerin birçoğunu onlardan ilham alarak yazdım. Çocuklar, mutluluk bahçemizin çiçekleridir. En küçük kızımın şahsında diğer çocuklarıma ve bütün çocuklara yazdığım bir şiir:
NAZI KONUŞUR
-Kızım Hilal Betül'e-
Önce o çiçekli
Gözü konuşur.
Sonra bal kaymağı
Sözü konuşur.
Dili yorulunca
Nazı konuşur.
Tül kanatlı
Peri kızı konuşur.
Korkarım zamanın
Hızı konuşur.
Bir gün kanatlanıp
Uçacak diye,
Gönlümde bir tatlı
Sızı konuşur...
Çocuklarınızdan yazı, şiir, hikâye, masal yazan oldu mu hiç?
Şule kızım çok güzel şiir ve hikâye yazıyordu ama evlenince bıraktı. Şimdi oğlum Edip Ali yazıyor. Bir şiir kitabı yayınlandı.
Yalnız kalınca üzülüyor musunuz; yoksa rüzgârla, taşlarla mı oynuyorsunuz? Ben öyle yapıyorum da...
Ben de senin gibi yapmak istiyorum ama büyüdüğüm için bu mümkün olmuyor. Onun için şöyle sayıklayıp duruyorum:
ÇOCUK OLSAM
Rüzgârların buyruğunda
Çocuk olsam, çocuk olsam!
Uçurtmanın kuyruğunda
Çocuk olsam, çocuk olsam!
Kararırken rengi suyun,
Akşam olur bitmez oyun.
Yelesinde yağız tayın
Çocuk olsam, çocuk olsam!
Başucumda annem, babam,
Yıldızlar yakın akrabam.
Tatlı düşlerde her akşam
Çocuk olsam, çocuk olsam!
Sarı ayva, alca kiraz,
Bekle bahar, bekle biraz.
Elde çiçek, gönülde naz,
Çocuk olsam, çocuk olsam!
Elif Rana Gültekin konuştu
süper olmuş