İnternet Mecrasındaki İlk Kalelerimizden Biridir Dünyabizim

Necati Mert, Ali Haydar Haksal, Necip Tosun, Ali Görkem Userin, Cihan Aktaş, Mustafa Everdi, Suat Köçer, Özgür Kavak, Mustafa Demiray ve Ali Ayçil'e Dünyabizim'i sorduk: DünyaBizim sizin için ne anlam ifade ediyor? Kültür dünyamızda nasıl bir boşluğu dolduruyor?

İnternet Mecrasındaki İlk Kalelerimizden Biridir Dünyabizim

 

Dünyabizim sitemiz dün itibariyle yeni tasarımıyla okurlarının karşısına çıktı.

Sitemiz yaklaşık 8,5 senedir kültür sanat dünyamızın ve özellikle gençlerin hizmetinde... Bu süre zarfında 1.000'i aşkın haberci/yazardan yaklaşık 16.000 özgün metin yayınladık ve yayınlamaya devam ediyoruz. Günlük ortalama 7.000 kişinin takip ettiği sitemiz her gün güncelleniyor.

Yeni bir tasarıma geçmemizin hatrına, kültür, sanat, edebiyat, ilim dünyamızdan bazı değerli isimlere DünyaBizim'i soralım dedik: “DünyaBizim sizin için ne anlam ifade ediyor? Kültür dünyamızda nasıl bir boşluğu dolduruyor?

"Dünyabizim, Gazetelerden Kovulan Kültür-Sanat Sayfasıdır" başlıklı dünki haberimizden sonra, bugün de bu soruşturmanın ikinci kısmını yayınlıyoruz. (Soruşturmamız yarın üçüncü ve son kısımla son bulacak.)

Necati Mert (Yazar):

İtiraf ederim, iyi bir sosyal medya takipçisi değilim. İzleyicisinin her geçen gün azaldığını görsem de geleneksel medyaya bağlılığım sürmekte. Elbette mutlak bir sadakat değil benimki. Nitekim birkaç paylaşım sitesinde hesabım, kendi adımla bir de web sitem var fakat “facebook”la ilgileniyorum daha çok, kendi sitemi de ihmal ettiğim oluyor. Alışkanlıklarımı kolay bırakamıyorum, yahut şöyle: yeniye yönelişim eskiyi bıraktıkça ve eskiyi bıraktığım kadar oluyor. Ürkeğim. “Hesap” veya “hesap açmak” bu medyanın özel dilinden sözcükler, bunları geç de olsa öğrendim, ama “hesap” dendi mi para isteyeceklerini sanıyorum hâlâ.

Özetle sosyal medyayla ilişkim bugün “facebook” üzerinden oluyor daha çok. Arkadaşlarımın bildirimleri, yakın bildiklerimin bağlantıları oluyor, onlardan beni ilgilendirenlerin peşine takılıyorum ben de. “dünyabizim”le karşılaşmam da böyle oluyor –uyarmayla, dürtmeyle. Her karşılaşmanın ardından “Okunmaya değer olanı ilk gören, ilk paylaşan ben olsam ya!” diyorum içimden, ama olmuyor, istediğim halde olmuyor. Ben kendi sitemden, kendi yazılarımdan kışkırtıcı bir paragrafı tadımlık veriyor, altına da yazının tamamının bulunduğu adresi ekliyorum –link dedikleri, benim adres dediğim galiba. Ben sosyal medyayı bencilce kullanıyorum.

Oysa “dünyabizim” skalasının genişliğiyle, edebiyatı parçalamayışıyla dikkatimi çekti önce. Aslında olması gereken budur, gelgelelim hemen hiçbir kesim buna yanaşmaz, okurunu böyle gözetmiş olacağını düşünür sanırım. Oysa kendimden biliyorum: benzerlerimden çok benzemezlerimden yararlandım ben.

Diyeceğim, “dünyabizim” bütüncül bakışını geliştirerek korumalı; ama bunu da dil ve yazı kalitesini düşürmeden yapmalı. İhtiyat payı bırakarak diyeyim: “dünyabizim” galiba o zaman başkasının uyarısıyla değil kendi irademizle gittiğimiz yer olacak. Şimdiki hâliyle bu umudu veren bir yer.

Yeni bir tasarımla yeni bir yayın dönemine giriliyormuş, emeği geçen herkese kolaylıklar, “dünyabizim”e de yol uzunluğu ve baht açıklığı dilerim.

Ali Haydar Haksal:

Dünyabizim, bizim dünyamız. Yayıma girdiği ilk günden beri kişilikli varlığı sevinç verici. Mutlaka bakılmayı ve izlenmeyi alışkanlık haline getirişi de. Hiçbir gruba bağlanmayışı, genel bakışı ve Müslümanları kucaklayışı iyi ve güzel bir örnek.

Zamanın akışı onu yıpratmadı, sosyal medya gayyasının da kurbanı etmedi. Yürüyüş yönü ve gidişi de öyle.

Daim olsun, selam olsun.

Necip Tosun (Yazar):

Son yıllarda internet ortamıyla birlikte yazının, kültürün adresi de değişme aşamasında. Siber âlemde, yazıyla sohbetler yapılabilmekte, kahvehane ve kafe ortamı buraya taşınmaktadır. Bu ise kelimenin tam anlamıyla bir devrim. Hayatın nabzı artık burada, bu digital ortamda, Facebook’ta, Twitter’da, bloglarda, sözlüklerde, internet sitelerinde atıyor. Bilgiye, malumatlara, magazine hızla buradan ulaşılıp tüketiliyor. Buralarda birliktelikler kuruluyor, duygudaşlıklar yaratılıyor, hatta giderek devrimler yapılıyor. Basılı gazetelerin, dergilerin tüketimi, magazini bile buralarda yapılıyor. Twitter’da yüz kırk karakterle dünyalar kuruluyor. Aynı anda yüz binlerce kişi, anlık olayları değerlendiriyor, tartışıyor.

DünyaBizim bu anlamda başlangıçtan beri büyük bir boşluğu dolduran ve bu âleme ilk imzasını koyan sitelerden. Elektronik dergi-gazete işlevi görüyor, kültüre, edebiyata büyük destek ve emek veriyor. Soruşturmalar, söyleşiler ve güncel haberleriyle her zaman izlediğim bir site. Özelikle gençlere büyük bir alan açıyor ve yazma, söz söyleme imkânı yaratıyor. DünyaBizim’i bir edebiyatçı olarak; kültür, sanat, edebiyat, ilim dünyamıza katkılarından dolayı kutluyor, uzun ömürler diliyorum.

Ali Görkem Userin (Yazar, İtibar Dergisi Editörü):

Dünyabizim'i Niçin Bu Kadar Çok Sevdik?

Sizin iki sorunuz şurada dursun, ben başlıktaki sorunun peşine düşeceğim müsaadenizle. Daha doğrusu, bu sorunun peşine düşerek cevaplandıracağım sizin sorularınızı.

Öncelikle bir durum tespiti yapmak lazım: 2000’den beri akıl almaz bir hızla gelişen internet mecrasındaki ilk kalelerimizden biri Dünyabizim. Sipesifik, 40ikindi, Edebistan ve benzeri birkaç siteyle birlikte bu mecranın en önemli duraklarından biri.

Bence bu sorunun ilk cevabı sitenin dinamizmi. Haberleriyle, söyleşi ve tanıtım yazılarıyla durmaksızın dönen bir değirmeni andırıyor Dünyabizim. Gördüğüm kadarıyla günde ortalama 3-4 yeni yazı/haber giriliyor. Aylık toplamına baktığımızda, ortalama yüz ürün anlamına geliyor bu.

Günlük telaşlarımız arasında aklımızdan çıkan hayati meseleleri, kişileri, etkinlikleri yorulmaksızın ve güzel bir şekilde hatırlatıyor Dünyabizim. Böylece, en yaygın hastalığımız olan unutmaya karşı bir tedavi sunuyor.

Kimi zaman zengin bir etkinlik ajandası, kimi zamansa dolu dolu bir dergi Dünyabizim. Hangi yönü öne çıkarsa çıksın, günlük takibi gerektiriyor. Birkaç gün siteye girmeyi ihmal ettiğimizde insan üzülüyor kaçırdıklarına.

Dünyabizim’i bu kadar çok sevmemizin bir nedeni de onun arkasındaki isimler. İlk günden bu yana emeği geçen tüm çalışanlarına, yazarlarına müteşekkirim elbette. Ama hassaten Asım Gültekin, Erhan Erken, Mehmet Emre Ayhan ve Mehmet Erken’e…

Cihan Aktaş (Yazar):

Dünya Bizim, Geniş Bakalım

Okumaya çok düşkün bir toplum değiliz. Üstelik artık okumayı ekranlar üzerinden adeta yeni baştan öğreniyoruz. Sosyal medya, okuma alışkanlıklarımızı keyfi bir şekilde dokumaya çalışan bir tezgah gibi. Dünya Bizim’in kültür ve sanat alanında yayın yapan bir internet sitesi olarak bu alanda üstlendiği rolü çok önemli buluyorum. Hızlı akışı, kapsayıcı ve hareketli gündemine karşılık ilkelerine yaslanarak bir mevcudiyet oluşturdu site. Asım Gültekin’in başlattığı serüvenin ilk şahitlerinden biri oldum. Bazen yazı, bazen görüş, bazen söyleşilerle dahil edildim sitenin yolculuğuna ve tabii, sürekli okuyucusuyum. Kızım da yazdı ilk sayılarında.

Bir yayının en önemli sorumluluklarından biri, okurlarının kendilerindeki yetenekleri fark edip geliştirmesi konusunda yüreklendirici bir dil ve içerik sunmasıdır. Dünya Bizim, ihmal edilmiş bir alanda yapıcı bir dil oluşturmaya çalışıyor. Emek sahiplerini önemsiyor. Vefa üzerine düşündürüyor. Öne çıkmayanın sebeplerine ayna tutuyor. Kitap faaliyetlerini ciddiye alıyor. “Dünya bizim, geniş bakalım” diyor içeriğiyle. Mehmet Erken’in genç yaşına rağmen yönetmenlik sorumluluğunu ciddiyetle üstlendiğini fark ediyorum.

Site yazarlarının olgulara içtenlikli olduğu kadar serinkanlı yaklaşan bir dil kullanma konusundaki özenlerini önemli buluyorum. Dışlayıcı değil, çağıran, kuşatıcı olmaya çalışan bir dil bu. Hatırlamayı, unutma esasına dayalı kültürel politikalara karşı, layıkıyla hatırlama sorumluluğunun altını çiziyor ilgi alanı. Birçok kez haksızca unutulmaya terk edilmiş bir ismi, olayı, kitabı, hareketi ve olguyu ben de Dünya Bizim üzerinden hatırlıyorum.

Daha çok tıklanma üzerinden değil, kendi gündemine sahip çıkmaktaki kararlılığıyla benzeri birçok site için bir model teşkil etti Dünya Bizim, örnek oldu. İçerik açısından gelişirken mecrasından sapmadı. Yeni tasarımıyla kendine özgü serüvenini aynı içtenlikle sürdürmesini diliyorum.

Mustafa Everdi (Yazar, Hukukçu):

DünyaBizim, her biri ayrı adalarda yaşayan insan, grup, toplulukların ortak paydası. Ait olduğumuz ülkenin kültürel/ sanatsal/ edebi anakarasıdır. Parçalanmış, bölünmüş, kendi sınırlarını tahkim etmiş ortamların kesiştiği bir alan.

Her grup, cemaat, topluluk kendisi ile başlayan ve kendisinden ibaret bir ortamı oluştururken Dünyabizim bütün Türkiye’ye, değerlerine, kültürel faaliyetlerine sayfalarını açan, ilgi duyabileceğimiz her kesimden haberler veren bir icmal durumunda bugün. Böylece ihtiyaç duyulan bütünleşmenin, karşılıklı saygıya dayalı bir vasatın oluşmasında önemli bir işlev yüklenmiştir.

Ayrılıkları beslemeyen, buna karşılık birliktelikleri çoğaltan bir yayın politikası var. Önemli ve ihtiyaç duyduğumuz bir yaklaşımdır bu.

Merkez - taşra demeden Türkiye’nin –hatta İslam dünyasının- ilgi alanında olması da dikkat çekici. Batıdaki İslami faaliyetler ve Müslümanlara ilişkin haber ve yazılar da Dünyabizim’i izlemeyi gerektiren bir yanıdır.

Çalışmalarınız ve yayın politikanız nedeniyle tebrik eder, böyle önemli işlevi olan bir yayının daha güçlenerek sürmesini dilerim.

Suat Köçer (Yazar, Film Yapımcısı-Yönetmen):

Dünya Bizim'i iki nedenden dolayı çok seviyorum:

Bir; 'Kültür' kavramının içini dolduran hemen tüm alt başlıklarda içerik ürettiği,

İki; Bu içeriği bülten ve kopyala-yapıştır mantığından uzakta, özgün ve samimi bir biçimde  oluşturduğu için.

Burada yayınlanan içeriği bir başka yerde bulamamak, bu siteye özgü haber, dosya ve söyleşiler okumak, Dünyabizim'i ayrıcaklıklı kılıyor.

Hemen her gün mutlaka ziyaret ediyor, bazen gençlerin kültür gündemine dair yorum ve analizlerini ilgiyle okuyor, bazen de modern hayatın cenderesinde kalıp ihmal ettiğimiz (en sevdiğim içerik başlıklarındandır) güzel abileri, ablaları, çabaları yeniden hatırlayıp, onların nerelerde, neler yaptıklarından haberdar oluyorum. Özellikle bu başlık altındaki metinleri keyifle okuyorum.

Özgür Kavak (Akademisyen):

Dünyabizim'i ilgiyle takip ettiğimi söylemeliyim. Bu sitede haberini gördükten sonra sipariş verdiğim kitapların sayısı hiç de az değil mesela.

Üstelik -özellikle- sosyal medyayı etkin bir şekilde takip etmeyen insanlar için kültür haberciliği anlamında çok önemli bir boşluğu doldurduğunuzu da ifade etmek isterim. Dosyalarınızın çeşitliliği de göz dolduruyor. Yeni bir "yazar profili" ortaya çıkarttığınızı da söylemek mümkün. İlk yazılarını bu sitede yayınlayan bu "yeni yazarların" gelecekte neler yapacaklarını, yazılarının ve dolayısıyla üsluplarının neye evrileceğini merak ediyorum doğrusu.

Mamafih dünyaya çok fazla "toz pembe" bakıyorsunuz; belki bu üslubunuzu gözden geçirmeniz iyi olur.

Yine isminize yakışır bir şekilde yeni döneminizde dünyaya biraz daha açılmanızı, özellikle başta Arap dünyası olmak üzere İslam dünyasındaki kültürel gelişmeleri, özellikle matbuat âlemindeki yenilikleri takip etmeye yönelik küçük adımlar atmanızı umuyorum.

Mustafa Demiray (İSAM Yayınları Editörü):

DünyaBizim benim için dinamik ve bereketli bir bilgilenme imkanı demek. Yeni eserlerin, yeni yazarların, yeni kitapların müjdelerinin rahmet gibi yağması demek. Eski ama eskimemiş kişilerden, eserlerden, fikirlerden haberdar olmak demek. Güzel bir hafıza ama sadece geçmişe, olup ölüp gitmişe değil yaşayana ve kalıcı olana da dair bir hafıza demek. Ara sıra derleme kitap yayınlamak suretiyle dijitalden geleneksel yayıncılığa kaynak ve destek verme demek.

DünyaBizim'in aslında kültür dünyamızın hareketliliğini gözler önüne serdiği için çok büyük bir hizmet sunduğunu söylemeliyim. Gelecek dönemin (gün/hafta/ay) programlarını konu, tür, sanatçı/konuşmacı, vb. açılardan filtrelenebilecek şekilde gösteren bir başlık iyi olur diye düşünüyordum -ki yapmışsınız, çok sevindim-. Yolunuz açık olsun.

Ali Ayçil (Şair, Yazar, Dergah Dergisi Genel Yayın Yönetmeni):

Tek cümle ile cevap vereyim: Bence Dünya Bizim'in kültür - edebiyat ortamımıza en büyük katkısı, büyük medyada ön plana çıkmayan meseleleri ve isimleri sahiplenmesi, teşvik etmesi, onlara değerli olduklarını hissettirmesi oldu. Bu önemlidir!

Soruşturmanın üçüncü kısmı: //www.dunyabizim.com/soylesi/23605/dunyabizim-kendimizi-emniyette-hissettigimiz-mahallemizdir

 

 

Mehmet Erken ve Mehmet Emre Ayhan konuştu

 

YORUM EKLE