Amerikalı yazar Dr.Seuss’un “Horton Hears A Who?” adlı kitabından esinlenilerek aynı adla ve animasyon tekniğiyle beyaz perdeye aktarılan “Horton Kimi Duyuyor?” filmi; animasyon, macera, komedi ve aile türlerini kendinde toplayan 2008 yapımı önemli felsefi mesajlar içeren bir film. Başlıca seslendirmelerini; Jim Carrey ve Steve Carell’ın yaptığı filmin, yapımcılığını Türkiye’de “Buz Devri” adıyla meşhur olan animasyon filminin de yapımcısı olan Blue Sky Stüdyo üstlenmiş.
Bir yaprak tanesinden düşen su damlasının dalından kopardığı kozalağın yolculuğu ile başlar tüm hikâye. Kozalağın yolculuğu boyunca, biz filmin gerek çekim açısı gerekse müziğinin ritminden şunu anlarız ki bir nesne bulunduğu yere göre bazen yıkıcı etkiler meydana getirebilir; bir dev iken bazen hafif bir rüzgâr esintisi, belki de bir sinek ısırığı gibi bulunduğu mekâna göre cüce kalabilir.
Nitekim kimine göre dev kimine göre cüce olan bu kozalak dalından kopup yuvarlanırken yıllardır bir çiçeğin üstünde güvenli bir şekilde ikamet eden toz tanesini, ormanın derinliklerine savurur ve takvimler 15 Mayıs'ı gösteriyordur. Henüz hiçbir şeyden haberi olmayan sevimli filimiz Horton, her zamanki gibi orman nimetlerinin tadını çıkarırken bu toz tanesinden belli belirsiz bir çığlık duyar. Şüphe etmesi üzerine tam toz tanesine yönelmişken Nool Ormanı’nın sakinlerinden olan Horton’un arkadaşları, filme girerek toz tanesinin üzerinde yaşayan Kimler’le Horton’un tanışmasını ertelerler.
Bir hikmet arayışı başlar
Horton’un, arkadaşlarından oluşan bu gruba “Günaydın Sınıf” diye hitap etmesi ve devamında onlara orman hakkında bilgiler vermesi; seyirciye hoca-talebe ilişkisini ulaştırır ve sanki hikmet araştırmasının başlangıcını ifade eder. Ve bu sırada bir kez daha duyar toz tanesinden gelen belli belirsiz hezeyânı. Ya bu küçük toz tanesinin üzerinde yardım isteyen küçük bir insan, belki çocukları yeni büyümeye başlamış olan bir aile yaşıyorsa? İşte bu fikir, Horton’u harekete geçirir ve uzun uğraşlar sonucu toz tanesini bir çiçeğin üzerinde güvenceye alır.
“Belki küçük değillerdir, belki biz büyüğüzdür. Düşünsene ya ta uzaklarda birileri varsa ve şu an bizim dünyamıza bakıyorlarsa… Biz de onlara göre bir toz tanesiysek.”
Her şeyin bu kadar rayında gitmesi gariptir ki aksilikler gecikmez. "Her şeyi sizden daha iyi ben bilirim" diyen tiplerden olan, bütün kuralları koyan ve uyulmasında zorlayan kendisini ormanın sorumlusu ilan etmiş olan kanguru: “Eğer bir şeyi duyamıyor, göremiyor ve hissedemiyorsan öyle bir şey yoktur.” düşüncesiyle filme dâhil olur. Horton, küçük toz tanesi hakkında araştırmasına başlamak üzeredir ki kanguru karşısında belirir ve her zamanki küçümseyiciliğiyle Horton’un anlattıklarının saçmalığını ve bu saçmalıklardan hiç kimseye, özellikle de çocuklara bahsetmemesi gerektiği konusunda onu tehdit eder, zirâ bulundukları toplumun üyesi olarak kalabilmek için bu toplumun standartlarına uymak şarttır ve Nool Ormanı bu tür şeylere müsâmaha göstermiyordur. Horton koca burnunun varlığından emin olduğu kadar bu küçük toz tanesinden bir ses duyduğuna emindir ve bu işin peşini bırakmaya hiç niyetli değildir. Neticede Horton’un “merhaba” nidaları bu toz tanesinin içerisinde bulunan Kimler Şehri’nin semalarında yankılanır. Kimler Şehri’nde yaşayan Kimler, güvenli ve mutlu bir şekilde sadece güzel şeylerden haberdardırlar. McDodd ise bu şehrin belediye başkanıdır. Haksever ve dürüst bir kişidir. Halkın aksine başkan, şehirde bir tuhaflık olduğunu ve bunu çözmesi gereken kişinin kendisi olduğunun farkındadır.
“Senin bütün dünyan benim dünyamdaki bir çiçeğin üstünde”
Horton ve başkan mucizevi bir şekilde iletişime geçerler. Durumun vehâmetini anlayan Kimler Şehri’nin başkanı, Horton’dan dünyalarını güvenli bir yere taşıması için yardım ister. Ve bu andan itibaren Horton kahraman bir savaşçıya dönüşür. Toz tanesi için ormanda güvenli bir yer arar. Yıllardır yaşadığı Nool ormanına gözlüğünü değiştirerek bir toz tanesi üzerinden baktığında daha önce dikkatini çekmeyen türlü tehlikelerle karşılaşır. Uzun düşünceler sonucu “güneşin azametli şekilde yerden yükseldiği Nool Dağı'nın tepesinde bulunan huzurlu ve sessiz mağarayı, Kimler Şehri için en güvenli yer olarak seçer. Böylelikle uzun ve meşakkatli bir yolculuğun başlamasıyla beraber kanguru ile mücadele de başlar. Kangurunun yapabileceklerinin sınırı yoktur ve Kötü Vlad ile toz tanesini yok etmek üzere anlaşır. Bunun haberini alan Horton, Başkan’ı uyarır. Başkan ise önlem alabilmek için halkı ile konuşmaya artık kararlıdır. Uzun uğraşlar neticesinde Kimler görmedikleri ama sesini duyabildikleri Horton’un varlığına inanmıştır ve onu bir kahraman olarak görüp ona müteşekkir olurlar.
“İnsan insandır, ne kadar küçük olursa olsun”
Kötü Vlad ile amacına ulaşamayan kanguru B planına geçer ve sosyal düzenin tehdit altında olduğunu, tehdidin öncüsünün ise Horton olduğunu söyleyerek Nool Ormanı sakinlerini Horton’a karşı harekete geçirir. Tüm orman sakinleri, toz tanesini yok etmeye kararlı bir biçimde Horton’u yolundan alıkoyarlar. Kanguruya göre Horton’un tek kurtuluş çaresi vardır: Toz tanesinde hiç kimsenin yaşamadığını, haksız olduğunu herkesin önünde söylemek ve kabullenmek. Sözünden dönmemeyi kendisine prensip edinmiş olan Horton bağlanmayı, kafeslenmeyi göze alır, zirâ filler %100 güvenilirdirler. Sözünün eri; cesur fil Horton, herkesin önünde bir kez daha ilan eder: “Bu toz tanesinde insanlar var. Onları görüp duyamasanız da insan insandır, ne kadar küçük olursa olsun.” Bu sözler kısa süreli tesir uyandırsa da Horton’u kurtarmaya yetmez. Şimdi, Kimler Şehri’nin harekete geçme vakti gelmiştir. Bütün Kimler Şehri sakinleri bir curcuna başlatır. Buradayız nidaları, davullar, flütler, çaydanlıklar ne buldularsa çalarak varlıklarını ispatlamaya koyulurlar. Ve son bir haykırışla seslerini Nool Ormanı sakinlerine ulaştırmayı başararak hem kendi dünyalarını hem de Horton’u kurtarmış olurlar. İnandığı değerlerden vazgeçmeyip ruhunu satmayan güvenilir fil Horton, herkesin nezdinde savaşçı bir şâire dönüşür. Artık Horton, Kimler, Nool Ormanı sakinleri hatta kanguru için vakti gelmiştir. Hep beraber Kimler Şehri’nin güvenliği için toz tanesini, Nool Dağı’nın tepesine ulaştırmak üzere yolculuklarına devam ederler.
Son sahnede kamera ormandan uzaklaşır ve uzaklaşır. Seyircilere Nool Ormanı’nın da âlemde bir toz tanesinden farksız bir şekilde yer kapladığI ulaştırılır ve ders niteliğinde yine aynı cümleyle bizlere şöyle seslenilir: “İnsan insandır ne kadar küçük olursa olsun.”
İnsanın, duyu organlarının yetersizliği sebebiyle toptancı bir yaklaşımla kendi duyu süzgecinden geç(e)meyen şeylerin yokluğuna hükmetmesinin, yanlış ve bencilce olduğu biz seyircilere net bir şekilde ulaştırılır. Böylelikle ülkemizde de yaygın bir algı olan “Animasyon filmleri çocuklar içindir” ezberi “Horton Kimi Duyuyor?” filmi ile bir kez daha bozulur. Zirâ çocukları eğlendirebileceği kadar yetişkinler için de önemli felsefî mesajlara sahip bir film olduğunu tecrübe edebiliriz. Tavsiye bizden, teveccüh sizden.
Son söz niyetine “Eksik bakarsan tamlığı göremezsin”.
Büşra Saygın