Gerçek aşk’ı arayan neyi bulur?
Tasavvuf erbabı için ‘aşk’ iki türlüdür: İlahi aşk ve mecazi aşk… Biri olmadan diğeri olmaz. Biri diğerine geçişte basamaktır ya da sıçrama taşıdır. Fethi Gemuhluoğlu’nun aşık olmayana yaban durması da bundandır. İnsanı, kuşu, ağacı sev/e/meyen Allah’ı nasıl sevsin?
O bakımdan Allah dostları mecazi aşkı ilahi/hakiki aşka çıkan bir merdiven olarak görmüşlerdir.
İbn Hazm’ın meşhur kitabı Güvercin Gerdanlığı [Tavkul Hamame], gerçek aşk’ı, gerçek aşk’ın nasıl anlaşılacağını ve onu bulmanın yollarını anlatır. Tabii, hakiki aşkı bulduktan sonra ne olacağına dair ufak bir kapı aralar sadece.
Nacer Khemir, Güvercinin Kaybolan Gerdanlığı [Le Collier Perdu de la Colombe] adlı filmi ile İbn Hazm’ın bu eşsiz kitabını filme aktarmış. Masal ile şiir arasında gidip gelen, yoğun, yorucu bir film yapmış. Bazen, filmin konusunu, anlattıklarını bırakıp yönetmenin eşsiz güzellikteki atmosfer tasarımı içerisinde kaybolup gidiyorsunuz. Bir film yanda akıp dursun, eski zamanlardan bir kitapçılar çarşısına uğramak az şey midir? Kör kandilin ışığında kefen diken, daha doğrusu kefeni sabaha yetiştirmeye çalışan terzinin ölüm üzerine güzellemelerin aslında aşk için de söylenebileceğini fark etmek az şey midir?
Arayış bir başladı mı durmak bilir mi?
Kitabı okuyanlar konuyu biliyordur ama film kitaptan biraz bağımsız bir uyarlama olmuş. Biz film üzerinden konuyu verelim: Hasan, bir hat talebesidir, aynı zamanda eski hatlara merakı olan biridir. Elinde eski bir kitaptan bir parça vardır ve bu kitapta da aşkın sırlarının olduğunu sanmaktadır. Elinde küçük bir parça olduğu için de kitabın orijinalini bulmak ister. Ah o, orijinali bulma isteği!
İmdi burada dikkat kesilelim: Filmde, fırıncıya ‘yak’ diye verilen bir çuval kitaptan sadece biridir Hasan’ın elinde kalan. Fırıncının yaktığı kitaptan sadece bir sayfa kurtarır Hasan. İşte o bir sayfa onu aşka götürecek bir sayfadır. Tasavvufta rüyada cemal görmek vardır. Derviş, rüyada cemalini gördüğü mürşidini bulmak için yola düşer ya hani… Hasan’ın kitap sayfasında hikâyesini okuyup minyatürünü gördüğü kız da onun mürşidi olur bir bakıma. Hasan’ın hikayesine vurulduğu kız aslında ona aşk’ı bulduracak olandır. Aşk önce bulunur, sonra olunur. Hasan olduran aşk’tır vesselam…
Kardeşliğin bir başka türlüsü
Hasan, küçük arkadaşı Zin’in yardımı ile kitabı bulur. Kitabın onu götürdüğü yerde Semerkant presesi çıkar karşısına; fakat tam birbirlerine kavuşup mutluluğu yakalamışken bir savaş çıkar. Ve yolları tekrar ayrılır.
İbn Hazm ne diyor: "Bu dünyada ayrılığa denk olabilecek başka hiçbir felaket yoktur. Sonunda gözyaşları aka aka ruhları yerinden oynatmasaydı, ayrılık, önemsiz, küçük şey sayılırdı belki. Bilge kişilerden biri 'ayrılık ölümün kardeşidir' diyen adama, 'hayır' dedi, 'doğrusu ölüm ayrılığın kardeşidir."
Nacer Khemir, daha önce Mistik Filmler Festivali için Türkiye’ye gelmiş bir yönetmen… Bab’aziz bir yolculuk üzerinden tasavvufu anlatan filmi… Güvercinin Kaybolan Gerdanlığı yönetmenin ikinci filmi… Yani Bab’aziz’den önce çekilmiş. Şunu söyleyebiliriz: Nacer Khemir, Güvercinin Kaybolan Gerdanlığı ile denediği ve alıştığı bir sinemasal dili, anlatımı Bab’aziz’de daha yetkin hale getirmiş ve ortaya sinemanın en güzel örneklerinden birini koymuştur.
Bu bağlamda; Güvercinin Kaybolan Gerdanlığı, anlatım olarak biraz dağınık bir film… Dediğimiz gibi, takip etmekte zorlanılan bir film… Sinema sanatının asli görevi, sadece bir hikâye anlatmak olmadığına göre… Yani; Nacer Khemir’in sadece anlatım dili için bile izlenebilir bu film.
Yönetmen: Nacer Khemir
Oyuncular: Navin Chowdhry, Nouredine Kasbaoui
Yapım Yılı/Yeri: 1990 / Fransa-Tunus-İtalya
Süre: 90’
Yılmaz Yılmaz
filmin türkçe dubaljı yok bildiğim kadarıyla. ben altyazılı olarak izledim. daily motion türü sitelerden izlenebiliyor..