"Filmin en vurucu sahnesi camide geçiyordu"

Camileri müspet manada sinema perdesine taşıyan yönetmenler ve filmleri... Hatice Sarı böyle bazı filmleri hatırlatıyor.

"Filmin en vurucu sahnesi camide geçiyordu"

Son zamanlarda film setlerinde sıklıkla görmeye alıştığımız mekanlardan biridir camiler. Kimisi camiyi veya imam figürünü yermek maksadıyla kullanır mabedleri, kimisi de mekanın uhreviyatını beyaz perdeye taşıyıp izleyicinin kalbinin hassas noktalarına dokunabilir.

Birkaç yıl önce Yılmaz Erdoğan şöyle bir açıklama yapmıştı: “Türkiye’deki bir sette günde beş kez ezan duyarsın, 'Aziz Allah' dersin, beklersin, çay içersin ama filmde duyulmaz o ezan. Bir yabancı buraya geldiğinde mutlaka bir İstanbul sabahı uyanır, ezanı bir çeker, sen de Batı kafalı bir adam isen 'Bunlar da bizi böyle gösteriyor' dersin.”

Türkiye’de bu durumun yaşandığı filmlere, eskilerden “Züğürt Ağa”, son dönemden “Takva” gibi filmler örnek gösterilse de camiyi, mekan olarak kullanıp mesajı öyle ya da böyle dişe dokunur şekilde veren birkaç filmi derleyelim dedik.

Camileri müspet manada sinema perdesine taşıyan yönetmenlerin bir kısmı camiyi, ezanı, namazı günlük hayatın bir parçası olarak sunarken bazıları da camileri, insani fıtrat icabı bir kaçış, saklanma, silkinme mekanı olarak gösteriyor. Bahsi geçen filmler de bu tip vesilelerle beyaz perdeye cami sahnesini yansıtan filmlerden oluşuyor.

Polis”teki sahne unutulmaz

İlk filmimiz 2004 yapımı harika bir İran filmi olan “Kertenkele”. Halihazırda Türkiye televizyonlarında saçma bir uyarlamayla dizisi yayınlanmış da olsa İran yapımının kalitesi, filmi izlemek için çok geçerli bir sebep. Filmde hapishanedeki mahkumlar için vaaza giden Rıza’nın kendi hatalarını düşünerek “Hapishanenin kapısı size kapalı olabilir ama Allah’a giden yollar her zaman açıktır” demesi, yaptığı bu harika konuşmayla mesajını seyirciye aktarması, filmi arşivimizin baş yapıtlarından biri haline getiriyor.

Türk yapımı çok kaliteli filmler de var şüphesiz. “Uzak İhtimal” bunlardan birisi. Tarık Tufan’ın senaryosunu yazdığı ödüllü film, bir cami imamıyla bir rahibenin hikayesini anlatıyor. Filmin başrolünde imam olunca, filmin yolu en çok camiye düşüyor.

Cami deyince eminim bir çok kişinin aklına yönetmenliğini Onur Ünlü’nün yaptığı 2006 yapımı “Polis” filmi gelmiştir. Musa Rami (Haluk Bilginer) bir caminin avlusunda intiharın eşiğine gelip kendi silahını başına dayadığı anda caminin içinden birden Tekvir Suresi yükselmeye başlar: “Diri diri gömülen kız çocuğuna hangi günahtan ötürü gömüldüğü sorulduğu zaman…” O efsuni ses karşısında daha fazla dayanamayan Musa Rami, bir süre daha Tekvir Suresi’ni dinledikten sonra silahını başından indirir ve silkindikten sonra ayağa kalkıp yoluna devam eder. “Polis” filminin belki de en vurucu sahnesi işte tam da burasıdır.

Film setlerinin yolunu camiye çeviren yönetmenler

Biraz da Hindistan’a uzanalım. Karan Johar’ın yönetmenliğini, yapımcılığını ve senaristliğini üstlendiği 2010 yapımı “My Name is Khan” (Benim Adım Khan) filmi, İslamofobiyle boğuşan Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan Rızvan Khan’ın İslam algısını anlatıyor. Hint sinemasına merakı olan herkesin tanıdığı Shahrukh Khan ve Kajol’un başrollerini paylaştığı filmdeki cami sahnesi kesinlikle görülmeye değer. Rızvan Khan, terörist olmadığını ABD başkanına haykırarak ilan etmek istediği için yola düşer ve bir vakit camiye girer. Camide bir adam etrafına topladığı kişilere 11 Eylül sonrası yapılacak tek işin silahlanıp cihat etmek olduğunu söyler. Rızvan buna dayanamaz ve kalkarak İslam’ın böyle bir din olmadığını söyler. Filmin bu sahnesinin çekimi için Los Angeles’taki camilerde çekim izni alamadıkları için Mumbai’de bir camide çekim yapılmış.

Dondurmam Gaymak” filmi de ekrana camiyi taşıyan bir diğer film. Yaz Kur’ân kursunu konu alan ve çocukların camiye gelerek Kur’ân ve dini bilgiler öğrendiği cami sahnelerinde çocuklarla imamın arasında geçen konuşmalar doğallıkla anlatılmış. Filme böyle bakınca da haliyle samimiyet derecesi oldukça artıyor.

Yolu camiden geçen onlarca film içinden derlediklerimize “Kurtlar Vadisi Irak” filminde tekkedeki muhteşem zikir sahnesini de eklemeliyiz.

Film setlerinin yolunu camiye çevirip cami sahnelerini düzgün bir şekilde beyaz perdeye yansıtan yönetmenlerin çoğalması duası ile yazıyı bitirelim. İyi seyirler.

Hatice Sarı 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Serkan Özyürek
Serkan Özyürek - 8 yıl Önce

Yazarımızın emeğine sağlık. Özellikle Kertenkele filminden birçok Türk izleyicisinin haberi olduğunu düşünmüyorum. Senaryosu Ömer Lütfi Mete'ye ait The İmam filminde de hem Mehmet Hoca'nın tutumu hem de cami sahneleri vermeye çalıştığı mesaj bakımından değerlidir kanımca.

banner36