Ah Muhsin Ünlü şiir yazmasın!

Onur Ünlü, yazdığı şiirler ve çektiği filmlerle göz dolduruyor, bizi hayrete düşürüyor. Beş Şehir filmini izleyicilere sorduk..

Ah Muhsin Ünlü şiir yazmasın!

Süheyla Durmaz:

Onur Ünlü’nün, bu adını koyamadığım tarzını seviyorum. Beş Şehir filmini Güneşin Oğlu filmiyle biraz özdeşleştirdim sanki. Güneşin Oğlu fantastik tarzda bir ürün olsa da “ölümsüzlük” üzerine bir takım durumlar mevcuttu. Beş Şehir’de ise, mevzu “ölüm” üzerineydi. Olayların dağınıklığı ve sonradan toparlanması da iki film arasında benzerlik olarak görülebilir. Filmden memnun olarak ayrıldım ve bunu salondakilerle paylaşmak istediğimde ise salonda kimseyi bulamadım.

Beş Şehir ekibi

Uğur Sezen :

Beş Şehir'i Pera Sineması'nın küçücük salonunda tek başıma izleme şansım oldu. Ve iyi ki de öyle oldu!

Beş Şehir, bir Onur Ünlü filmi
(+)


Sert bir film Beş Şehir. Bu sertliği, silahların çokça konuşmasından ziyade, hiç yaşamadığımız "ölüm anı"nı birçok yönüyle göstermesiyle sağlıyor. Ölüm nihayetli bir hayatı birbirlerinin çevrelerinde yaşıyor karakterler. "Ölüm"ü gösteriyor Onur Ünlü, başka bir şeye yeltenmiyor zaten. "Ölüm"ün şaşılası, korkulası, kovulası bir şey olmadığını gösteriyor; ama kendi kurallarıyla!
 

Tabii bunu filme o kadar güzel yedirmiş ki, ölüm hakkında hiçbir şey izleyiciye "bu kadarı da olmaz" dedirtmiyor. "Kağıt el"le halay mi çekilir diye sorma fırsatı bırakmıyor, ağlatıyor çünkü. Bombalanan kahvenin adı "Kardeşler Kıraathanesi" diyor Onur Ünlü ve yapılması zor olan bir işi yapıyor; iyi ki yapıyor.
 
Trenler öylesine can alıcı damarları tutmuşlar ki sanki Ah Muhsin Ünlü okuyorsunuz film boyunca. Sahi Şevket'in de belirttiği gibi "belli, sen şiir okumamışsın kızım" sendromu yaşayanlara biraz sıkıcı gelebilir Beş Şehir. Olsun, Polis de Güneşin Oğlu da sıkıcıydı nasılsa!

Beş Şehir, bir Onur Ünlü filmi

Abdüssamed Bilgili:

“Güzel, güzel, çok güzel.”

Zeyneb İlhan:

Osman’ın çocuk havsalasında yaşattıkları bana Sezai Karakoç’un “ben bir küçük kızım ben bir deli kızım/ siz beni ne anlarsınız siz” mısralarını hatırlattı. Baştan sona sürükleyici ve çarpıcı bir film. Ama Onur Ünlü’nün, insanın kalbinde patlatılan havai fişeklerin insanın kalbine zarar verdiğini bilmesi gerekiyor.

Beş Şehir, bir Onur Ünlü filmi

Kerim Ali:

“Sen şiir okumuyorsun belli, şiir okusaydın eğer anlardın ki; âşık adam sınanmaz” benzerliğindeki diyalog filmin bitip gitmesine rağmen, aklımdan bitip gitmemişti. Ayrıca filmde, Polis filmine de göndermeler vardı. Haluk Bilginer’in oynadığı Polis filmini eleştiren biri filmden bir şey anlamadığını söylüyordu. Yani Onur Ünlü, günün birinde Natalia Portman’ı başörtüsüne bürüyüp, “tebliğci” rolünü verdiğinde, bir sonraki filminde yine bu durumu –dıştan bir bakışla- eleştirebilir. Alışılagelen durumlara tepkili gibi Ünlü.  Güzeldi velhasıl. Filmin sonunda ise dağınık bir şekilde geçen olayların toparlanışını, Ahmet Kaya’nın “Beni Vur” parçası eşliğinde dinlemek de güzeldi.

Beş Şehir, bir Onur Ünlü filmi

Suat Ayla:

Filmin dağıtım noktasında neden bu kadar zayıf bırakıldığı meraklarım arasında öncelikle. Bir programda Onur Ünlü, “ben kafamda oturttuğum bir kişiye göre film çekiyorum; filmlerime, dert ve tasalarından arınmak, bir eğlence unsuru olarak gelip moral bulmak isteyenler gelmesin” diyordu. Beş Şehir bu bağlamda değerlendirildiğinde kafamda oturdu sanki. Film aralarında çok güzel anekdotlar vardı. “Kağıt el” muhabbeti çok iyiydi. İzleyenler de bunu gözlemlemiştir zaten. Güldürü-hüzün-düşünce üçlüsünü filmlerine iyi yediriyor Ünlü.

Beş Şehir, bir Onur Ünlü filmi

Bünyamin Karabaş:

Onur Ünlü bir daha film çekmesin. Ah Muhsin Ünlü de şiir yazmasın… O zaman Taksim-Tünel nostaljik treni daha huzurlu gidip geliyor, gelip gidiyor…

Ubeydullah Göktekin:

Filmi izledim. Kafamın karışacağını ve bir şeyler anlamayacağımı bildiğim halde izledim. Ve bir şey anlamadım. Çok karmaşık geldi. Keşke biraz daha anlaşılır filmler çekse Onur Ünlü. Bülent Emin Yarar ve Tansu Biçer’in oyunculukları başarılıydı ama.

Beş Şehir, bir Onur Ünlü filmi

Yunus Koç:

İyiydi ya da kötüydü gibi net bir şeyler diyemeyeceğim. Kafam karışık halde çıktım filmden. Yönetmenin istediği buysa eğer, başarmış diyebilirim. Polis filmine göndermeler vardı, ama “durup dururken bu da ne” dedim. Mevzu “ölüm” üzerineydi. Dönüp dolaşıp bu mevzuda eridi zaten film. 5 ayrı karakter vardı filmde. Karakterler güzel işlenmiş. Özellikle şair karakteri hoşuma gitti. Trenler, kedi, Şevket, Osman, öğretmen, sanki az sonra karşıma çıkacaklar gibi içtendi.

 

 

 

Besim Bal önce izledi sonra sordu

Beş Şehir, bir Onur Ünlü filmi

YORUM EKLE
YORUMLAR
hatice sari
hatice sari - 13 yıl Önce

onur unlu ne yapsa guzeldir.. siir de yazsin, ah muhsin unlu mahlasini da kullansin.. film de ceksin.. sarki da soylesin.. (sonuncusundan pek emin degilim :) )

Yasir Buğra Eryılmaz
Yasir Buğra Eryılmaz - 13 yıl Önce

Şiir gibi bir filmdi.
Ah Muhsin Ünlü yazmış, Onur Ünlü çekmiş...

hasan polat
hasan polat - 13 yıl Önce

süper bir filmdi. bence "Onur Ünlü film çekmesin, Ah Muhsin Ünlü şiir yazmasın" diyenler şiir okumasın, film seyretmesin. ya da gidip recep ivedik izleyip ahmet selçuk ilkan okusunlar.

ahmet yıldız
ahmet yıldız - 13 yıl Önce

insan korkarak bakıyor linke, henüz seyretmedik malum..

endülüs müdavimi bir genç :)
endülüs müdavimi bir genç :) - 13 yıl Önce

Onur Ünlü film çeksin, Ah Muhsin Ünlü şiirler yazsın, o zaman konya'da 47, 53 ve 67 belediye otobüsleri daha hüzünlü - huzurlu gelip gidiyor, gidip geliyor! Camı açıksa da rüzgar daha serin esiyor...

hasak karamete
hasak karamete - 13 yıl Önce

evet şiir yazmasın, gitsin en iyisi bu.

elif araf
elif araf - 13 yıl Önce

Korkarak bakmayın linke,film güzeldi ve sıradan değildi.En sevdiğim karakter Şevket ve Kedi'ydi.İkisinin diyaloglarını dikkatle izlemenizi tavsiye ederim.."Benim yerimde olsaydın kedicik,benim yerimde olmak istemezdin"der bir yerde Şevket, Kediciğe hitaben..

banner36