Sen Kûfe’de arkadan hançerlendin ya Ey Sâki-i Kevser! Durur mu akan kan? Durur mu?... Bulur mu huzur bizi? Bulur mu?...

Mevsim şimdi bir sonbahar Ya Şah-ı Merdan! Sonbahar, yaşam ırmağının ölüme doğru akışını haber veriyor. Ölüme akıyor şimdi bütün ırmaklar. Solgun tabiat ayrılık hazanıyla söylüyor mersiyeleri. Usul usul dökülüyor yapraklar. Dura dura, döne döne… Bir kadim hüznü giyiniyor şimdi coğrafyamız. Bir hüzün, rengi sarıdan…

Şimdi bir sonbahardayız Ey Aliy’yül Murteza! En çok da seni hatırlatıyor bu hazan mevsiminde esen rüzgârlar. Senin kokunu getiriyor rüzgârlar Kûfe’den, Necef’ten, Bağdat’tan… Bir matem havasını fısıldıyor rüzgârlar. Biteviye bir matem yaşayan yas yeri gibi baştanbaşa coğrafya. Bir yas evi sanki yüreğimiz, her gün bir ölüye ağlayan.Hazreti Ali

Hicret’te O’nun yerine canını ortaya koyuyorsun

Sen ne zaman dokunsan gönül mızrabına Ya Haydar-ı Kerrâr! İçim dışım elem… Dünya gamdan derya. Gözlerimde kandan yaşlar. İnce ince akıyor gözyaşları Kerbela’ya. Kerbela’yı suluyor gözyaşından ırmaklar. Gam deryasına dökülüyor bütün sular. Gam deryasına…

Şimdi sen geliyorsun yâdıma Ey Kur'an-ı Natık! Çocuk saflığınla. Peygamberler Şahı elinden tutmuş yürüyorsunuz… Hicret’te O’nun yerine canını ortaya koyuyorsun. Bir tek zeytin tanesini paylaşıyorsun Fahri Kainat Efendimizle.

Hayber’in Kapısı’nı kucaklıyorsun Ya Esedullah! Elinde Peygamber Sancağı. Bir yanında Hasan diğer yanında Hüseyin… Üryan bir hasretlik… Turnalar size doğru pervaz vuruyor. Kerbela göklerinde bir ağıt…

Zülfikar kınına girdiğinden beri ağlıyor çocuklar

Sen ne zaman gelsen aklıma Ey Seyfullah, bir düldül dörtnala koşuyor aklın ülkelerinde. Zülfikar’ı kuşanmış bir aslan kükrüyor…  Elinde İslam Sancağı, yürürdün küffarın üstüne. Zulmün meskenini dağıtırdın. Zulmün… Senin olduğun yerde adalet şaha kalkardı. Suspus olurdu haksızlık. Suspus… Bir isyan ateşi olurdun çöllerde. Bir isyan ateşi…

Şimdi bir devr-i fetretteyiz Ya Şah-ı Velayet! Velayet mülkü paramparça. Talan ediliyor İslam mülkü. Talan… Cenk meydanları sahipsiz… Kılıçtan geçirilmiş savaşın ve merhametin askerleri. Savaşın ve merhametin… Zülfikar kınına girdiğinden beri ağlıyor çocuklar. Yüreği yangın yeri anaların. Yüreği yangın yeri…

Sen gelsen Ey Ebu Turap! Bir nara atarsın Irak’ta; Sesin çınlar Suriye’de, Mısır’da, Libya’da, Yemen’de, Anadolu’da… Yezit ordusuyla cenge girersin Kerbela Meydanı’nda. Al kanlara boyanmış sinesi Hüseyin gelir. Kılıç vururuz zalime. Çırılçıplak bir acıyla vuruşuruz mazlumların safında, mazlumların yanında.

 

Muaz Ergü yazdı