Cumali Ünaldı rehberliğinde “İslamın Dirilişi”ni okuduğumuz “Sezai Karakoç Okumaları”nın üçüncü oturumunu 16 Ocak’ta önceki oturumlar gibi Sultanahmet TYB’de gerçekleştirdik ve İslam'ın Dirilişi kitabını nihayete erdirdik.

Son oturum, yoğun kar yağışı ve soğuğun yaşandığı, İstanbul ulaşımının kitlendiği bir vakte gelmesine rağmen, oturumu gerçekleştirdiğimiz mekan her zamanki gibi dolu doluydu ve “İslamın Dirilişi”, adeta bütün fiziki ve meta-fizik soğuklukları def ederek yüreğimizi ısıtmayı sürdürdü. Açıkçası bu son oturumda, Cumali Ünaldı’nın gönlümüzü İslam aşkı ve zihnimizi Müslümanlık şuuruyla dolduran kuşatıcı ve de keyifli sohbetiyle vedalaşacak olmanın getirdiği burukluk, bütün arkadaşlarımızın yüzünde okunuyordu. Son oturumda da mekanı öncekilerde olduğu gibi gençlerin doldurması, “Diriliş” düşüncesinin geçmiş dönemlerle sınırlı kalmadığının, tersine bütün gücüyle yeni kuşaklar üzerindeki tesirini sürdürdüğünün ve sürdürmeye devam edeceğinin zarif bir işaretiydi.

İslam, bütün problemlere çözümdür

Söz konusu oturumda “İslamın Dirilişi” ve “İslamın Çağrısı” başlıklı iki bölümden oluşan kitabın ilk bölümünü bitirip ikinci bölümünü okuduk. İslam aşkını şiirsel bir görkemle sergileyen, İslam’ın Müslümanlara, Hıristiyanlara, Yahudilere, Tanrıtanımazlara, Batı’ya, Doğu’ya, yani bütün yaratılmışlara çağrısını dile getiren bu bölüm, Sezai Karakoç’un “Sütun” isimli başyapıtında övgüsünü yaptığı türden Müslümanca bir ürpertiyi bizlere yaşattı ve kalabalık bir ortamda terennüm edilmesinin de etkisiyle, herkes etrafındakilerin ürpertisini de içinde yaşadı. Kitap bittikten sonra da devam eden sohbette, İslam toplumlarının bugünü ve yarını üzerine konuşmaya devam ettik ve Cumali Ünaldı, Sezai Karakoç düşüncesinin kuşatıcı bir perspektifle İslamı ilgilendiren bütün problemlere eğildiğini, medeniyet algısının yanında güncel politika, ekonomi, hukuk gibi alanlarda da çözümler ürettiğini, Diriliş’in künhüne tam anlamıyla varabilmek için Sezai Karakoç’un diğer düşünsel eserlerine yönelmenin bir elzem olduğunu ifade etti. Bu işaret, genç arkadaşlarımız adına oldukça önemliydi.

Zafer Acar’ın gene katılımcılar arasındaki yerini aldığı ve önemli tespitleriyle etkinliği zenginleştirdiği oturumda, Cumali Ünaldı’nın yoğun programından ötürü bu okumaları sürdüremeyeceğini belirtmesi, her şeye rağmen bizlerde bir hüzün yarattı.

Diriliş soluğu

Evet, üç pazartesi gününde bitirdiğimiz ve “İslamın Dirilişi” üzerinde odaklanan “Sezai Karakoç Okumaları”, katılımcılar adına unutulmayacak hatıralar bıraktı. Öğrendiğimiz kadarıyla İstanbul’da “Sezai Karakoç Okumaları” Üstadın başka eserleri etrafında devam edecekmiş. “Diriliş” düşüncesinin doğumuna en yakın şahitliği yapan ve artık “Diriliş”in gücünü arkasında hisseden şehrimiz, bu okumalardan soluk almayı sürdürecek inşallah.

Aykut Nasip Kelebek haber verdi