Diriliş fikriyatı ve dünya görüşünün kurucusu ve mümtaz savunucusu şair, yazar, mütefekkir Sezai Karakoç, gerek Türkiye gündemi gerekse de dünya gündemi hususlarında her fırsatta kendi hissiyat ve düşüncelerini paylaşagelmiştir. Özellikle uzun soluklu olarak Yüce Diriliş Partisi’nin İstanbul Haseki’de bulunan binasında gerçekleştirdiği haftalık sohbetleri bu bağlamda düşünülecek olursa yaklaşık yirmi yıldır yazı orucunda bulunan Sezai Karakoç’un muhtelif konulardaki düşüncelerini milletimize “armağan” ettiğini görürüz.
Son zamanlarda Türkiye’nin içine girdiği süreç ve yaşanılanlar birçok ilim ve kalem erbabında da görüldüğü gibi Sezai Karakoç’un da dikkatini çekince, Sezai Bey haklı olarak bundan önce de çeşitli nedenlerden dolayı yaptığı gibi konu ile ilgili olarak kendi duygu ve düşüncelerini milletimizle paylaşma ihtiyacı duymuştur. Esasında bu “Diriliş erleri, erenleri ve pirleri” için sürpriz olan bir husus değildir. Tam aksine beklenen bir açıklamadır. Fakat ne yazık ki ömrünü diriliş tasavvuruna adamış bir bilge şahsiyetin düşünceleri kişisel kanaatlere kurban gitmek üzere. Başta Şaban Abak ve Turan Karataş olmak üzere Diriliş ve Sezai Karakoç muhibbi çevreler muhtelif zamanlarda konu ile ilgili değerlendirmelerde bulundular. Sezai Karakoç'un "millet", "devlet", "ülke" ve "medeniyet" gibi kavramları kendine münhasır bir yorumla ele aldığını bir kez daha hatırlatarak, Sezai Karakoç’un ülke gündemi ve siyaset ile ilgili görüşlerini yeni açıklayan birisi olmadığını vurguladılar.
Bu bağlamda bizim dikkati çekeceğimiz en önemli husus ise “âlim ve mütefekkir” şahsiyetlerin meseleleri gündelik kaygılardan, siyasi beklentilerden uzak, steril düşüncelerle ele almaları ve bu doğrultuda söz ve kalemle düşüncelerini dile getirmeleridir. Nitekim mütefekkirler bu üslup ve düşünce zenginliği neticesinde olayların derin analizlerini geçmişle bağlantı kurarak hakikatin özüne yerleştirirler. İşte bu yüzdendir ki âlimler, bilginler ve mütefekkirler medeniyet kurucu tipler olarak tarih metaforunda yerlerini alırlar. Eserleri de aynı şekilde söz konusu medeniyetin kurucu dinamiklerini oluştururlar.
Rauf Denktaş’ı heyecanlandıran öneri
Diriliş muhteviyatının metaforik söylemlerden ve fantastik kurgulardan uzak bir ideal olduğuna vakıf kimseler için Sezai Karakoç’un çözüm süreci ve Suriye meselesine dair görüşlerinin anlam haritamızda neyi ifade ettiği aşikar olmakla birlikte, sanal ve ulusal basında Sezai Karakoç’un düşünceleri üzerinden bir takım tartışmalar gündemi meşgul etti. Özellikle “şair” tipolojisi üzerinden hareket eden kimseler sanat ve siyaset bağlamı çerçevesinde bir yaklaşım göstererek Sezai Karakoç’un açıklamalarını, çözüm ve önerilerini dikkate değer bulmamaktan da öte gereksizmiş gibi bir tavır ve tutum içerisine girdiler.
Oysa ki Sezai Karakoç bir şairden, bir yazardan çok daha öte bir anlamı ifade eder. Ülke ve dünya gündemi ile ilgili görüşleri Diriliş’in yayınlandığı muhtelif yıllarda yazılarıyla, son dönemde ise haftalık sohbetleri ile devam eder. Öte yandan Sezai Karakoç’un ülkemiz gündemine asla bigane kalmadığını ve isabetli analizler yaparak çözüm önerileri sunduğunu anlatmak için küçük bir anekdot kanaatimizce yeterlidir.
Geçtiğimiz aylarda Konya’da Türkiye Yazarlar Birliği tarafından düzenlenen “Şiir ve Siyaset” programına konuk olan Cumali Ünaldı Hasannebioğlu, tam da bizim ifade etmeye çalıştığımız hususa dair bir hatırasını paylaşınca Sezai Karakoç’un nasıl bir nokta atışı yaptığına dair görüşlerimizi pekiştirdi. Cumali Ünaldı Hasannebioğlu, Başbakanlık müsteşarı olduğu yıllarda Kıbrıs’a giderek Rauf Denktaş ile görüştüğü bir sırada Sezai Karakoç’un Kıbrıs meselesi ile ilgili olarak Diriliş’te yayınladığı bir yazıdan bahseder. Sezai Karakoç bu yazısında Kıbrıs Türklerinin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına alınmasını önerir. Bu sayede Rumlar tarafından herhangi bir saldırı olursa, Türkiye’nin meşru müdafaa hakkını kullanmış olacağını, Kıbrıs’a rahatlıkla askeri hareket yapabileceğini savunur.
Bu görüşü duyan Rauf Denktaş heyecan ile yerinden kalkarak, kollarını açar ve “Bizim de yıllardır anlatmak istediğimiz işte bu” diye sevincini dile getirir. Sezai Karakoç’un söz konusu yazısı ile Rauf Denktaş’ın bundan haberdar olması arasında muhtemelen on beş yıldan fazla bir zaman var. Fakat Sezai Karakoç’un çözüm önerisi hâlâ geçerliliğini koruyor ve Kıbrıs davası için heyecan yaratıyor. İşte bu durum çok az insanın başarabildiği bir husustur.
İslam medeniyetinin problemleri ve İslam ülkesinin geleceği için bir ömrü topyekûn Diriliş düşüncesine ve İslam milletine adayan Sezai Karakoç’un analiz ve önerilerinin başta siyasetçilerimiz ve toplum mühendislerimiz olmak üzere milletimiz tarafından dikkate alınması, günlük kaygıların gölgesinde kalmaması temennisiyle Diriliş müntesiplerine ve muhiplerine selam olsun.
Abdullah Burgu yazdı