Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un torunu Selma Argon Ersoy Hanımefendi, Aybastı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün daveti ile 25 Şubat’ta ortaokul ve lise öğrencileri ile buluştu. “Mehmet Akif Ersoy’u Anlamak” konulu konferans iki oturum olarak sunuldu. Konferansa ilçe kaymakamı Sayın Muhammet Şükrü Pekpak ve ilçe milli eğitim müdürü Sayın Osman Çakır ile ilçede görev yapan öğretmenler ve öğrenciler katılım gösterdi. Katılım oldukça yoğun olduğu için ilk oturum ortaokul öğrencilerine, ikinci oturum ise lise öğrencilerine yönelik olacak şekilde düzenlendi.

Selma Argon Ersoy kendisinin 2010 yılından bu yana çeşitli illere dedesi Mehmet Akif Ersoy ile ilgili konferans vermek üzere davet edildiğini belirtirken, milli şairimizi doğru anlamakla mükellef olduğumuzu bizlere hatırlattı.

Selma Argon Ersoy kimdir?

Selma ARGON ERSOY, milli şairimiz Mehmet Akif ERSOY’un kızından torunudur. 4 Ekim 1944, İstanbul doğumlu olan Selma Hanım Erenköy Kız Lisesi mezunu ve anı yazarıdır. Kardeşi Ferda Hanım ile birlikte Fatih BAYHAN ile yaptıkları röportajların yer aldığı “Dedem Mehmet Akif” isimli bir kitabı mevcuttur.

Konferanstan notlar

1 saat süren konferans boyunca M. Akif’in kısa bir hayat öyküsü ile İstiklal Marşı’nın yazılış sürecine değinen Selma Hanım, Akif’in hayatı ile ilgili kısa anekdotlar da anlatarak dedesinin bilmediğimiz yönlerini dinleyici ile paylaştı ve amacının M. Akif’in doğru anlaşılması olduğunu şu sözleriyle vurguladı: “M. Akif’i iyi anlamanızı istiyorum, anlayarak anmanızı istiyorum”.

Bir gün M. Akif’in, yakın arkadaşı Hasan Tahsin ile sohbet ederken, memleketin çetin şartları neticesinde endişelenerek çocuklarını birbirlerine emanet ettiklerini, Hasan Tahsin’in vefatı üzerine Tahsin’in üç çocuğunun da Akif’in ailesiyle birlikte yaşadıklarını ve hatta Tahsin’in iki kızını lise yıllarına kadar öz teyzesi zannettiğini dinleyiciyle paylaşan Selma Hanım, dedesinin ilgili ve sevgili bir baba olduğundan bahsetti. Akif’in, yakın arkadaşı Hasan Tahsin’in çocuklarını öz evlatlarından ayırmadığını ve maddi manevi bütün sorumluluklarını büyük bir mutluluk ve tevazu ile üstlendiğini dinleyenlerle paylaştı. Ve dedesi Akif’in harp sırasında Almanya seyahati boyunca lüks otellerde kalmayı devletin parasını israf etmemek adına reddettiğini ve bunun yerine kendi parası ile ortalama bir otelde kaldığını söyledi.

Çanakkale zaferinin haberini, Kuşçubaşı Eşref ile Necid Çöllerinde aldığını, sevinçten hüngür hüngür ağladıktan sonra Çanakkale Destanını burada ufacık bir istasyonda yazdığını ekledi.

Milli Mücadele döneminde halkı bilinçlendirmek için yaptığı seyahatlerde Mehmet Akif, oğlunu da yanında götürerek “Benim öldüğüm yerde oğlum da ölsün” der.

Milli marş için düzenlenen yarışmaya niçin katılmadığı sorulunca, halkın milletvekili olarak para ödüllü bir yarışmaya katılmayı doğru bulmayarak reddettiğini söyledikten sonra Atatürk’ün emri ile Hasan Basri ve Hamdullah Suphi tarafından ikna edilir.

12 Mart’ta İstiklal Marşımızın mecliste okunmasından sonra alkış ve tezahürattan utanarak tevazu ile koridora kaçar ve tebrik edilmek üzere arayanlar onu koridorda bulur. Yazdığı marşı mecliste okuyan Hamdullah Suphi’ye “İyi yazdım mı bilemiyorum ama sen çok güzel okudun” der.

Mısır Apartmanında ölüm döşeğindeyken İstiklal Marşı’nın değiştirileceğini duyunca “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” sözleri dökülür dudaklarından.

Mısırda iken torunu Ferda Hanım için şiir yazar ve Ferda adını kendisinin verdiğini, yıllar sonra Ferda Hanım’ın çocukken kardeşi Selma Hanım ile kendisini kızdırmak için “senin şiirin yok dediğini” ekler mektuba.

Mısır’a giderken kendisinden Kur’an’ı tercüme etmesinin istenir, 7 yıl sonra bitirmesine rağmen aldığı avansı da iade ederek bu vebali alamayacağını bildirerek projeden çekilir.

Son olarak bir baytar olarak hayvanları çok sevdiğini dinleyicilerle paylaştı Selma Hanım.

İlçe kaymakamı ve ilçe milli eğitim müdürü tarafından takdim edilen hatıralarla uğurlanırken, İstiklal Marşımıza sıkı sıkı sarılmamız gerektiğini, marşımızın bizi bir arada tuttuğunu ve dedesi Mehmet Akif Ersoy’u mutlaka anlayarak anmamız gerektiğini biz dinleyicilerle paylaştı.