Bayburt’un bir köyünde başlayan imtihan serüveni İstanbul’da tamamlandı. Hayatı bir imtihan görebilmek her kişiye nasip olmaz. Ama bunu bir de ikrar ve îfâ etti mi işte o gün “er kişi” oluverir. Erol Battal mücadeleyle geçen ömründe bu bilinci ve yaşamı hem kâl, hem de hâl diliyle ilan etmiş birisiydi.
Asıl hedef adam yetiştirmek olunca muhtelif şehir ve okullarda bahçıvanlık yaptı. Yarınlarda çınar olması ümidiyle nice fidanlara su verdi. Sonra mücadele hayatına bir de sendikacılığı ekledi. Bize bizim dışımızdan gelen bir organizasyon ve söylem olsa da amaç, “hakkı ve haklıyı savunmak” olunca, bu cenahta da yerini aldı.
Samimi ve ilkeli bir duruş sergilemişti
Dünyaya duyarlı ve buralara Müslümanca bakan, tahlil eden bir yapıdaydı. Rahmetlinin Habername internet sitesindeki köşesinde yayınlanan İran değerlendirmeleri aslında bu günlerde yaşanan tartışmalar için bir girizgâh niteliğindedir. Gördüğü fotoğrafı tahlil edebilen ve ezberci bir yaklaşımdan uzak olan birikimi ona farklı olmayı kazandırmıştır.
Dostları, O’nu gülen ve güldüren bir kişilik olarak tanırlar. Naif esprileriyle onları hem güldürür hem de edebiyatçı kişiliğini kullanarak düşündürürdü. Hatta yazılarında bile bunu görmek mümkündür. Bir yazının başlığında, “Yetişin Dostlar, Şu Parti Beni Milletvekili Yapmadı” diye bu konuda sevdaya tutulup da eli boş çıkanlara gönderme yapmıştır. Elbette hizmeti sadece belli makam ve koltuklara endeksleyen bir anlayış, “Ben olmadan oralarda hiç bir şey yapılamaz” diyecektir. Erol Ağabey de bu konuda her zaman samimi ve ilkeli bir duruş sergilemiş, gereken eleştirileri yapmıştır.
Bir yerlerde bulunmak kolay, buralarda karşısında kendini dinleyecek insanları görünce aşka gelip konuşmak daha kolaydır. Ama ayakları yere basan, hesap verilebilecek, sürecin işleyebileceği proje ve planları savunmak ve uygulanmasını takip etmek en zordur. Ama “Bugün Aklıma Güzel Bir Fikir Geldi” diye hemencecik söyleniveren cümlelerin toplumda nelere mal olacağını iyi bilen bir isimdir. Sendikal faaliyetler gereği görüştüğü kimi devlet yetkililerinin o an ifade ettikleri karşısında, rüzgâra kapılmadan sükûnetle işin mantığını ve seyrini takip edebilecek iyi bir beyindir. Zira bazı işlere heyecanla karar verilemeyeceğini, bunları değiştirmenin zaman alacağını iyi bilirdi.
Bir ömür ki, sürekli mücadelelerle geçti
Erbakan Hoca’nın vefatının ardından yazdığı yazıda onun için kaleme aldığı giriş cümlelerini yıllar sonra kendisi için kullanmak mümkündür: “Koca bir ömrü; dost, düşman herkesin ‘İyi biliriz’ şahadetiyle bitirdi. Bir ömür ki, sürekli mücadelelerle geçti.”
Elbette hayat bir mücadeledir. Kaçan ceylan da mücadele eder, kovalayan aslan da… Hakkında hüsnü şahadette bulunduğu merhum Erbakan Hoca da, kendisi de bir mücadelenin adamıydı. Ama neyi önemsedikleri ve peşinden koştukları onlar adına değer ifade edecekti. Etti de… Erol Battal’ın aynı zamanda Haksöz dergisinde de uzun süre makaleleri yayınlanmıştı.
28 Eylül 2012 tarihinde Hakk’ın huzuruna avdet eyledi. Gerçi o bir ömrü hakkın huzurunda bilmiş ve ona göre yaşamıştı. “Baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş” der, şair. O da hoş bir seda bırakarak, hakkında hüsnü şahadette bulunan inanmış dostlarının duaları arasında, ebedi yurduna uğurlandı. Hayalini kurduğu ve uğruna yazıp söylediği ümmet vahdeti ona şahit ve müjdeci olacaktır.
Haşim Akın yazdı