Yol ona, o yola söyler…

Geldiği, bulunduğu her mekân tekkeleşir. Ayrıldığı her mekân sakinliğini ve gülümsemesini alınlığına asar; öylesine samimidir.

İrfan hayatımızın kayıp denizlerini, saklı ırmak yataklarını bilir; bu bilgi aynı zamanda irkilten, iç burkan bir bilgidir. O kayıp denizleri, o kayıp denizleri bilmenin verdiği basiretle toplumda yaşartan, yeşerten, yaşatan değerlerin de izini sürer.

Sahih rüyaların ve sahici öngörülerin adamıdır.

Erik dalında üzüm yemeden “koz”un paylaşılamayacağını bilirMustafa Kara

Selamını kuşlar kanat çırparak,  kentler sinesinde sakladıkları hazineleri açarak, yapraklar titreyerek, taşlar iç geçirerek alır; özetle eşyanın zikretmesine duyarlı bir göz dili vardır.

Bahçesindeki ağaçların da, gönlündeki ağaçların da her yaprağının, her tomurcuğunun, her çiçeğinin, her meyvesinin farklı yaratıldığını, farklı bir hatır dili olduğunu bilerek onlarla aynı hassasiyetle ve farklı konuşur.

Erik dalında üzüm yemeden “koz”un paylaşılamayacağını bilir.

Nefsinin dizginlerinden boşandığı vaki değildir.

Ayaklı kütüphanedir. Yürürken hafızasında ne varsa onlar da yürüme halindedir. Hafızlığın hafıza ile, hıfz etmekle olan renkli ve bereketli bağından meyveler devşirir. Hafızdır. Kutuz Hoca’nın duasını almıştır. Duası alınasıdır. Fakire dua etmesi umulur.

Coğrafyadan, kültürden, mizacından kaynaklanan hırçınlığının sinir uçlarını ayetlerle tedavi etmiştir.

Duanın bütün suları şifalı kıldığına tanıklığı vardır.

Ömrünü gönül uygarlığına adayan adam

Diz çöktürülmeyenlerdendir. Diz çöktürmez. Denge ve ölçü ve istikamet üzredir. Sadece hakikat karşısında diz çöker.

Hocalığı talebeliğine mani olmamıştır.

Mustafa Kara, Buhara Bosna BursaBir kazıbilimci, bir iç mimar, bir peyzajcı dikkatiyle ören yerine dönen gönüllerin mamur kılınması için ayrıca gayret sarf etmez. Nazarı ve dikkati gayret ve sarf yerine geçer.

Eşrefoğlu’nun “ilahi dini imandan ayırma” duasını dilinden düşürmeyenlerdendir.

Niyazi Mısri’den rüyasında çılgınlık dersleri almıştır.

Mustafa Kara bu…

Tasavvuf tarihi profesörü…

Ömrünü gönül uygarlığına adayan adam…

Telif ve tercüme bî-baha kitaplara imza attı…

Gittiği her yerde yağmur karşılamıştır onu; ayrıca yağmur duasına çıktığı görülmemiştir.

Yüzü kabul olunmuş güneş duasıdır.

Böyle biliriz.

 

Mehmet Aycı yazdı