“Şair o büyük ağıtçı geldi dünyamıza
Günlerce gecelerce ağlattı bizi
İrili ufaklı ölenlerimizin ardından
Öldü ve kendi ağıtını yazmadan gitti’
Sezai Karakoç
Ölüm, edebiyatımızda sıklıkla işlenen konular arasındadır. Edebiyatımızda Yunus Emre’den sonra ölüm üzerine en çok şair Abdulhak Hamit yazmıştır. Onun “Makber”i bu konuda yazılmış en çarpıcı eserlerden biridir.
Onun yanı sıra Recaizâde Mahmut’un vefat eden oğlu Nijad’a yazdığı şiirler de ölüm konusunda yazılmış dikkat çeken eserlerdendir.
Cenab Şehabeddin, Mehmet Rauf’un yanı sıra Cumhuriyet döneminde Yahya Kemal, Necip Fazıl, Orhan Seyfi Orhon, Cahit Sıtkı Tarancı, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Ziya Osman Saba, Melih Cevdet Anday, Behçet Necatigil, Atilla İlhan, Özdemir Asaf, Ümit Yaşar Oğuzcan, Turgut Uyar, Erdem Bayazıt ve Sezai Karakoç ölüm üzerine dikkat çeken şiirler yazmışlardır.
İnancı olmayan yazar ve şairler ölüm karşısında korkak ve karamsardırlar, bazen de hayatın zorluğu karşısında ölümü bir kurtuluş olarak arzu ederler. Metafizik bir bilince sahip olmayan bu yazar ve şairlere göre ölüm “yok olmak” veya “bir avuç toprak” olmaktan öteye gitmez
İslami duyarlılığa sahip şairler ve yazarlar da ise ölüme “ebedi haz diyarına yolculuk”, “emaneti Rabb’e teslim etmek”,“öte âleme hicret”, “büyük randevu”, “asude bir bahar ülkesi”, “bayram veya diriliş” gibi anlamlar yüklemişlerdir.
Cumhuriyet dönemi şairlerinin bir kısmı ölüm temasını işledikleri şiirlerinde kendi ölümlerini tefekkür ederek nasıl ve ne şekilde öldüklerini, ölüm merasimlerini, tanıdıklarının neler düşündüğünü ve mezara girdikten sonraki hallerini, duygularını anlatmışlardır.
Son dönem edebiyatımızda öykücülüğü ile adından söz ettiren Kamil Yeşil, Muhit Kitap’tan çıkan “Acı Kaybımız” adlı öyküleriyle tam da bunu yapıyor.
Bir insanın ölmeden önce hayatına ve ölümüne dair çarpıcı ayrıntıların yer aldığı öykülerde yazar, öldükten sonra kendisi hakkında konuşulacakları ve hatta kendi ağıtını bile kendisi kaleme alıyor.
Oldukça sürükleyici ve tefekkür ettiren öyküleri okudukça merakınız artıyor ve Kamil Yeşil’in ölümünün serencamını siz de kendi hayatınız üzerinden sorgulamaya başlıyorsunuz. Kitap iki bölümden oluşuyor ve toplam 23 öykü yer alıyor kitapta. Öykülerde yer yer dünyanın çeşitli coğrafyalarında yaşanılan haksızlık ve zulümlere de telmihler yoluyla göndermelerde bulunan Kamil Yeşil “Acı Kaybımız” ile ölümünü bütün boyutlarıyla adeta bir ressam gibi çeşitli renklerde resmediyor.
Metinler arası göndermeler ve bilinç akışını ustalıkla kullanan şair kendine has üslubu ile okuyucuyu olayın içine çekiyor. Kâh gülüyor kâh hüzünleniyorsunuz. Ayrıca çeşitli bakış açılarından kendi ölümü üzerinden yaptığı sorgulamalar da kitaba ayrı bir boyut katıyor. Tasavvufi boyutu ile de öyküler maneviyata hitap ederken; insanın kendisiyle hesaplaşmanın da bir vazife olarak sunuyor adeta.
115 sayfadan oluşan bu öyküleri bir solukta okuyacaksınız.
Usta kalem Kamil Yeşil’i Acı Kaybımız’dan dolayı tebrik ediyor, kitabı okuduktan sonra kendi ölümünü derin derin tefekkür eden herkese rahmet diliyorum.
Şair önce kendi ağıtını yaz
Binlerce ağıttan önce
Gün gelip saat çalınca
Sezai Karakoç
Kendi ölüm serüvenini ve ardında bıraktıklarını kurgulamak, gerçeküstü bir dünyayı satırlara aktarmak kolay olmasa gerek.
Kitabın konusu merak uyandırıyor. En kısa zamanda kitabı temin edeceğim. İlginç bir kitap okuyacağımdan eminim. Kamil Yeşil Beyefendi'yi tebrik ediyorum. Yazarla bizi buluşturduğunuz için teşekkürler Hikmet Bey. Hürmetler...