Ashab-ı kiram, bizi en çok sevindiren hadis budur derdi: “ Kişi sevdiği ile beraberdir.” Bu nedenle de hayatları boyunca kıyamet gününde beraber olma telaşına düştüler.

Yanlarında üsve-i hasene olan bir Peygamber vardı. Ondan öğrendiler ve öğrendiklerini de yaşadılar. Onların hedeflediği bu beraberlik için üç şartın olduğunu öğrendiler.

            1. Allah'a kavuşmayı umanlar. Bunların derdi Allah’ın rızasına ulaşmaktı. Bunun için yaşadılar, buna gayret ettiler.

            2. Ahirete katılmayı umanlar. Ölümü ve hesabı unutmadılar. Ölüm ve ahiret onlar için hep diri kaldı.

3. İnsan, nisyan ile maluldür. Allah’ı unutabileceklerini bildiler. Unutmamak için de çokça zikrettiler. Tabiata ve her şeye Allah’ın zikri ve tefekkürü ile baktılar.

Güzel örnek oldular

İnsanlar karakter ve şahsiyete hayrandır.  Bu sebeple onlar güzel örnek oldular. Hz. Ömer; “Konuşmayın ve tebliğe devam edin…” diye uyardı. “Bunu nasıl yapabiliriz? Konuşmadan tebliğ olur mu?” dediler. “Olur, elbette…” dedi. “Diliniz sussun ama hayatınız ve yaşamınız konuşsun. Güzel örnek olun. Onlar ne demek istediğinizi anlar.”

Sahabenin en önemli malzemesi muhabbet oldu. Allah için sevdiler. Muhabbet takva ile arttı. Sevince eza ve cefalara gülerek baktılar. Kıtlığa dayandılar. Dertlerini unuttular. Paylaşmanın tadını aldılar. Ölü kalpler muhabbetle dirildi. Nar, nur olur.