Ramazan ayı yine bir müjde gibi geldi. Modern hayatın koşturmacasına rağmen ‘11 Ayın Sultanı’ yine kendi iklimiyle kuşatır bizleri. Yine gündemimize eski Ramazanlar, iftar ve sahur programları damgasını vurur. Bir de Ramazan’a has konuların konuşulduğu sohbetler ve tartışma programları...

Son yıllarda çok tartışılan konularından biri de Teravih namazı. Bu tartışmalar Teravih’in kaç rekât kılınması gerektiğinden cemaatle kılınıp kılınmayacağına ve fıkhi açıdan hükmüne kadar uzayıp gidiyor. Muhammed Ali Sabuni tarafından kaleme alınan ve Risale Yayınları’ndan çıkan Teravih Namazında Peygamber Ölçüsü kitabı, bu tartışmalı bahsi 70 sayfada sonuca bağlamayı başarmış.

Teravih namazının faziletleri, rekât sayısı, fıkhî hükmü, neden bu şekilde isimlendirildiği hakkında kısa ve doyurucu bilgiler sunsa da kitabın yazılış gayesi, son yıllarda gündeme gelen tartışmalara cevap vermek.

Ruhumuzda izler bırakan namaz

Sabuni’ye göre Müslümanların üzerinde büyük etkileri bulunan, ruhlarında izler bırakan Teravih namazı, tüm Ramazan’ı kıyamla geçirmek anlamına gelir. Bu sebeple fakihler bu ibadeti “Kıyam” olarak da isimlendirmişler. Ramazan ayına mahsus olan bu ibadet, her 4 rekâttan sonra ara verilmesinden dolayı Teravih adını almış.

Teravih, Ramazan ayında Yatsı ile Vitir arasında eda edilir. Hem kadınlara hem de erkeklere sünnettir. Hz. Peygamberin (sav) bizzat devam ettiği sünnetlerden biri olduğu bilinen bu namazın tadil-i erkâna uyularak kılınması ve açık bir kıraatle eda edilmesi makbul.

Ebu Hureyre’den gelen bir rivayete göre Allah Resulu, Müslümanları, Ramazan ayını değerlendirmeye şu şekilde teşvik ediyordu: “Her kim inanarak ve mükâfatını da Allah’tan bekleyerek Ramazan ayının gecelerini değerlendirirse onun geçmiş günahları bağışlanır.” Sabuni’ye göre Ramazan gecelerini değerlendirmekten kasıt Teravih namazıdır.

Hz. Peygamber ashabına bizzat Teravih kıldırmıştı

Hz. Peygamber ashabına 3 veya 4 defa bizzat teravih kıldırmış fakat daha sonra bundan vazgeçmiştir. Kitapta bunun sebebi Hz. Âişe Validemizden nakledilen şu hadisle izah ediliyor: “Resulullah bir gece namazını kıldı, cemaat de onunla birlikte kıldı. Ertesi gece kıldığı namazda insanlar bir hayli çoğalmıştı. Üçüncü ve dördüncü gece de insanlar toplandı. Fakat Resulullah odasından çıkmadı. Ancak sabahleyin ashabına, ‘Geldiğinizi gördüm ancak bu namazın sizin üzerinize farz olmasından endişe ettiğimden dolayı çıkmadım.’ dedi.”

Teravih namazının cemaatle 20 rekât olarak kılınması Hz. Ömer döneminde başlamış bir uygulamadır. Ancak sahabe arasında 8 veya 10 rekât kılanlar da vardı. Hatta Ensar arasında bu namazı 36 veya 40 rekâta çıkaranlar da mevcuttu. Onlar Mekke’deki Müslümanların Ramazan gecelerinde yaptıkları tavaflarla kazandıkları ecre mukabil bu şekilde bir yolu tercih etmişlerdi.

Sabuni’ye göre bu uygulamalar ışığında Teravih namazının 10 rekâttan fazla eda edilmesi bidat olarak değerlendirilemez. Zira 8 veya 10 rekât olarak kılınabileceği gibi 36 veya 40 rekâta çıkarılması da caizdir.

Bidat eleştirilerine İbn Teymiye’nin cevabı

Hz. Ömer’in Teravih namazını cemaatle 20 rekât kıldırmasını bidat olarak eleştirenlere Sabunî, ümmetin selefi ve halefiyle bu konuda ittifak halinde olduklarını belirterek itiraz ediyor. Bu görüşünü desteklemek için de İbn Teymiye’nin konuyla ilgili fetvasına yer veriyor: Ubeyy b. Ka’b’ın Ramazanda insanlara 20 rekât teravih ve 3 rekât da vitir kıldırdığı sabittir. Ulemanın çoğunun görüşüşü ise bunun böylece sünnet olduğudur. Zira bu hadise Ensar ve Muhacir arasında cereyan eden bir olaydır ve onlardan hiçbiri bunu reddetmiş değildir. Ancak bazıları 39 rekat olarak kılınmasını müstehab kabul etmişlerdir. Bir grup ise 13 rekât olduğunu beyan etmişlerdir. Bunda bir endişe söz konusudur. İşin doğrusu ise bütün bunların hepsi güzeldir.”

Sabuni’ye göre Teravih’in amacı Ramazan gecelerini kıyamda geçirerek değerlendirmektir. Sünnete göre bu iki şekilde yapılabilir: Ya kısa sureler okumak suretiyle Teravih namazının rekâtlarını artırmak ya da uzun uzun sureler okuyarak rekâtları aza indirmek. Ahmed b. Hanbel’in bu konudaki “Ramazan kıyamı için belli bir rekât adedi sayısı yoktur. Namazda kıyamın uzunluğu veya kısalığına göre rekâtlar artar veya azalır.” beyanı da bu tespiti doğrulamakta.

Asırlardır Ramazan aylarında cemaatle kılınan Teravih namazlarının Müslümanların arasında ülfet ve muhabbetle yol açtığını vurgulayan Sabuni, bizleri bu Ramazan’da daha dikkatli olmaya çağırıyor. Hem de parçalanmışlık ve bölünmüşlük yüzünden Kudüs’ün, İsrail’in başkenti olarak tanınmasına mani olamadığımız şu günlerde...

Muhammed Ali Sabuni, Teravih Namazında Peygamber Ölçüsü, Risale Yayınları

Kitap Tanıtımı: Teravih Namazında Peygamber Olcusu.pdf

Munise Şimşek