Küba'yı, puro, klasik otomobil, kahve, dans, müzik, doktor, ilaç sanayisi ve boksörleriyle tanımlıyorum ben de. Küba’yı çekici kılan en önemli özelliği ise, ülkesinde bu kadar çok klasik otomobil bulunmasıdır.

Öyle zannediyorum ki, üç veya beş yıl sonra bu otomobillerin hiç birini Küba caddelerinde göremeyeceğiz.  Elde kalanları da müze veya gösteri alanlarında görebileceğiz.  Çünkü, Küba devleti de kapalı kutu olmaktan çıkıyor. Kademeli bir şekilde dünyayla bütünleşiyor.  Herkes tarafından bilindiği gibi dünya artık küçülüyor. Bütün ülkeler, artık ülkelerine yabancı sermayeyi davet ediyor.

Kübalılar evlerinde yemek yerken; aile bireylerinin her biri başka bir köşede ayrı ayrı yemek yiyor. Ailece bir arada yemek yeme kültürleri olmamış. Kübalı kadınla evlenen bir Türk vatandaşı bu konuda çok zorluk çekmiş, aile bireylerini aynı masada oturtana kadar...

Küba

Roman Dinleyen Puro İşçileri…

Küba’nın en önemli ihraç maddelerinden biri de, puro. Puro fabrikasını gezerken şaşkınlık içinde, hoparlörden çıkan sesin ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Meğer puro fabrikasında çalışan işçilerin canı sıkılmasın ve işe motive olsunlar  diye onlara  kürsü gibi yüksekçe bir yerden gazete veya roman okuyan bir görevli varmış. Küba’da bu bir gelenekmiş.

Ülkede dışa açılım başlamış durumda… Her ne kadar resmi şekilde açıklanmasa da, Fidel Castro yetkilerini kardeşi Raul Castro’ya devretmiş. Küba’da 6 veya 7 ay öncesine kadar bireysel anlamda bilgisayar kullanımı ve cep telefonu yasaktı. Ülkede 2 tane para birimi vardır. Bunlar peso ve cup’dur. Ülkeye gelen yabancı turistler, döviz bozdurduklarında cup veriliyor. Ülke içinde yaşayanlar, maaşlarını peso üzerinden alıyorlar. Dahili ticareti de peso ile yapıyorlar. Yabancı yatırımcılar %51’i Küba Devleti’nin, %49’u da girişimcinin olmak suretiyle otel, tatil köyü, bungalov evler gibi yatırımlar yapabilirler. Ülkede sık sık meydana gelen kasırga felaketini de dikkate almak şartıyla… Küba’da şu an tapu mülkiyeti yok. En kısa zamanda mülkiyet hakkı tanınacakmış. Bu da arazilerin tapularının kullanıcılara verileceği anlamına geliyor.

 

Marabu Ağacı

Ülkede yeşil alanlar ve ormanlar çok gelişmiş. Marabu isimli bir ağaçları var. Marabu ağacı, sert, dayanıklı, arsız ve hızlı gelişen bir ağaç. Genleri öyle kuvvetli ki; kalın asfaltı bile delip oradan fışkırabiliyor. Ülkede marabu ağacı oranı öyle artmış ki; marabu ağacıyla mücadele başlamış. Bu ağacın miktarını makul seviyeye çekmeye çalışıyorlar. Marabu ağaçları kesiliyor ve istifleniyor. Ülkede soğuk iklim olmadığından yakıt olarak kullanmaları mümkün değil. Denemek bakımından da bu ağaçları mangal kömürü yaparak değerlendirmeye başlamışlar. Önce İspanyol ağabeylerine ihraç etmişler. Ürün beğenilerek piyasada tutulmuş. Ürünün üretimini arttırıyorlar.

KübaKüba ziyaretimde, ben de kaliteli mangal kömürü ile ilgili resmi yetkililerle görüşmeler yaparak girişimlerde bulunmuştum. Küba’da kurulu olan tek Türk şirketi var. Bu şirketin sahibi Ömer Giray ve Mert Adil Giray. Firma adı Databank-Giraylar A.Ş. Adı geçen firma Küba devrim konseyi üyeleri ve resmi birimlerle sıcak ve etkili ilişkiler gerçekleştirmiş. Biz de, bu firma koordinatörlüğünde mangal kömürünü ithal etmeye başladık. Şu anda sadece ithalatımız var. Marabu ağacından elde edilen mangal kömürünü yakından gördüm. Türkiye pazarına son derece uygun olduğunu tespit ettim. İki tane kömür parçasını elinize alıp birbirine vurduğunuzda veya yere attığınızda çıkan sesin tokluğu kalitesini ispatlıyor. Bu kömürü cazip kılan en önemli özelliğiyse, hem ızgarada kullanabilmesi(uzun süreli yanma sağlıyor), hem de nargilede kullanılabilme özelliğine sahip olması. Adı geçen bu mangal kömürü, ağaçtan üretilen doğal mangal kömürleri içerisinde dünyanın en kalitelisi dersek yalan olmaz.

İstanbul Ticaret Odası, son zamanlarda Küba ile ticarette çok önemli adımlar attı. Birçok sektörel bağ kuruldu.

Havana’dan ayrılmadan, Havana Üniversitesi yakınlarında bulunan Atatürk büstünü görmeye gittik. Atatürk büstünün altında, Türkçe “ Yurtta Sulh, Cihanda Sulh”;  İspanyolcası ile “ Paz en el Pais, Paz en el Mundo ” özdeyişi yazıyordu. Kübalılar Atatürk’ü devrimci özelliğinden dolayı önemsiyorlar ve iyi tanıyorlar.

Kübalılar sonuç itibariyle gelir düzeyleri çok düşük, fakir insanlar. Ancak ülkesine sadık, hayatla barışık, yoksulluk içerisinde bile mutlu insanlar…

Bizdeki eski devrimcilerin sloganıyla bitiriyorum:

"Varmak için o güzel yarınlara bizim de dağlarımız vardır!” Che Guevara

Fotoğraf galerisi için: http://www.dunyabizim.com/gallery.php?id=95

 

Hüseyin Akarçeşme gitti, gördü, anlattı

akarcesmekomur (at) gmail.com