Norveçlisinden Kanadalısına Herkes Kâbe’de
Kâbe’nin içinde hemen her milletten insanı görmek mümkün, bu da sahabenin ve onlardan sonra gelen Müslümanların ilayıkelimetullah çabasının nasıl da etkili olduğunu gösteriyor. Norveçli, Bosnalı, Kanadalı Müslümanları görünce sarışın Müslümanların da olduğunu fark etmek belki de siyahî esmer Afrikalı Müslümanlara garip geliyor. Japon, Malezyalı Endonezyalı çekik gözlü Müslümanlar; Türk, Avrupalı ve Amerikalı beyaz Müslümanların yanında oldukça dikkat çekiyorlar. Bütün bu farklılıkların karşıtlık oluşturmayıp zenginlik oluşturması da İslam’ın güzelliği. İslam, bir barış dini, çok şükür…
Sarı güller Ak güller Kızıl Sakallar, Eflatun Ceketler
Kâbe’deki insanlarda sadece ırki farklılıklardan dolayı gelen çeşitlilik yok. Daha başka eşantiyon renkler de var Müslümanlar arasında. Eflatun ceketli Endonezyalıların küçük askerlerden oluşmuş bir ordu gibi tavaf esnasındaki halleri görülmeye değer. Orta Afrikalı Müslümanların bir kısmının umreyi tamamladıktan sonra sakallarına kına yakarak kızıl hale getirmesi onları hemen diğerlerinden ayırıyor. Kadiri tarikatına intisaplı teyzelerin başlarının üzerine sarı güller takması, yine Kadiri amcaların yeşil takkelerle dolaşması bu çeşitliliği ne güzel de artırıyor. Daha başka yeşil entarili Cezayirlileri, başlarında kırmızı güller, beyaz güller taşıyan farklı mezhepten, tarikattan, cemaatten Müslümanları gördükçe içimizdeki İslam ne kadar da güçleniyor, çok şükür...
Osmanlı’nın Ak Kubbeleri Kâbe’yi Daha Çok Karartıyor
Kâbe’nin örtüsünün kapkara olmasının yanında, Kâbe’nin etrafını düzenleyen birinci kattaki Osmanlı mimarisinin bembeyaz kubbelerle noktalanması ne kadar da güçlü bir görüntü oluşturuyor. Yapıldığı dönem için Kâbe’nin içindeki akustiğin en güçlü tazeleyicisi olan bu kubbelerin hiçbiri yükseklik olarak Kâbe’nin yüksekliğini geçmiyor ve bembeyaz rengiyle Kâbe’nin simsiyah örtüsünü daha çok ön plana çıkarıyor.
Sami Yaylalı gözünü kararttı hacca niyetlendi.