Kur’an, sabır ve arınış ayı olan Ramazan; çok yönlü ve dönüştürücü bir “vicdan intifadası”nın öne çıktığı bir zaman dilimidir. Tövbe ve furkan ayıdır. Akletme ve aydınlanma zamanıdır. Muhasebe ve diriliş zeminidir. “İtikaf”tır aynı zamanda, yalnızlık ve terbiyenin ilme dönüşmesidir.

Kur’an’ın belirlediği gündemdir Ramazan. Yıllık ruh bakımıdır. İç imar seferberliğidir. Vahiyle tanışıklığın, irtibatın yenilenmesidir. Güzelleşme devrimidir. Belki hepsi yerine getirilemese de kişinin kendi bilincine, kendi güncesine yeni sözler, ahidler yüklemesi; insanî bütün alanlarda çıtayı yükseltmek için bir daha yekinmesidir. Değerler dizgemizin, duruş ve yaşayışımızın -deyiş yerindeyse- kapsamlı bir 'check-up'tan geçirilmesi, çapraz sorguya ve yoğun bakıma alınmasıdır. Hayat ve hidayet kitabımızın bildirimleri doğrultusunda dayanışmanın, duygudaşlığın öne çıktığı günlerin adıdır. Kendimizden, yakınlarımızdan başlayan bir merhamet yürüyüşünün evrensel bir sesle buluşması, iyilik ve güzelliğin bütün insanlığa, doğaya, yeryüzüne dalga dalga yayılmasıdır.

Zaman zaman nostaljik iç geçirmeler ile modernist yakınmalar arasında sıkışan bu zaman diliminde, tasarladıklarımızın bazılarını hayata geçiremeyiz belki. Eksik, yarım kalan bir şeyler hep olur. Fakat bu hâliyle bile bizi bitimsiz güzellik ırmaklarının iklimine taşır Ramazan. Bu kadarı bile mevzilerimizi güçlendirir, sol memenin altındaki cevahiri canlandırır.

Pek üstünde durmayız ama Ramazan annelerin, anneliğin ayıdır biraz da. Hatta Ramazan'ı getiren, hazırlayan, kuran, yayan, yaşatan, anlamlandıran en başat öznelerdir anneler.

Tencerede taşları kaynatan bir anne de biz bulalım

Evi, aileyi bu vesileyle onaranlar onlardır. Eşlerini, çocuklarını, komşularını uyaran, uyandıran, silkeleyen, merhametle kuşatan insanlık çınarlarıdır onlar. Sıkıntısını da en çok kendileri çekmelerine rağmen hiç yakınmadan başka bir dünyanın, başka bir insanlık ikliminin varlığını duyumsatırlar bize. Yıkık dökük evlerde bile bir devrim yaratırlar. Mütevazı maaşları ya da biriktirdikleri harçlıklarıyla sadece kendi hanelerini değil, bütün bir sokağı doyururlar bazen.

Doğru dürüst uyumadıkları da olur üstelik. Eve dönmekte geciken çocuklarını beklerler kimi zaman. Kapılara yakın yatarlar. Gecenin bir yarısı kalkıp üstümüzü örterler. Evlatlarının, torunlarının uykuda gülümsemelerini izlerler. Evi kolaçan eder, kışsa sobaya bir göz atar, sahura ve namaza kalkmak için tetikte beklerler. Yalvaran seslerine dayanamayıp kapı önlerindeki kimsesiz sokak köpeklerini ve çaresiz kedileri gönülden, basit fakat imrenilecek bir sevgiyle doyuranlara rastlanır. Komşusunun aç yatıp yatmadığını düşünenler, ağrıdan sızıdan duramadığı hâlde kimseye yük olmamak için sessiz sesiz ağlayanlar vardır içlerinde. İnsanlık ağacındaki en güzel yapraklar, o anaların sevgisiyle yeşeren, onların emeği ve gözyaşıyla beslenen güzellik ve iyilik demetleridir.

Ramazan'da o güzel anneleri de daha fazla hatırlayalım öyleyse.

Yaşıyorlarsa, onların gönlünü ve duasını almakta gecikmeyelim. Onların ilgisine, sevgisine, merhametine, çırpınıp didinmesine layık olmak için biraz daha gayret edelim. Yanımızda değillerse onları aramayı ihmal etmeyelim. Mümkünse ziyaretlerine daha sık gidelim. Her gün biraz daha çaresizliğe, yokluğa, açlığa, yabancılaşmaya, düşmanlığa itilen dünyaya Müslümanların yeni ve taze bir dille, kolektif salih amellerle müdahalesi için önemli fırsatlar, olanaklar sunan bu zaman diliminde annelerimizin hayır duaları, temennileri eşliğinde çabalarımızı çoğaltalım. Açlıkla, yoklukla, zulümle, zorbalıkla boğuşan kişileri, bölgeleri, toplulukları düşünelim. Gücümüz yettiğince mazlumlara, mustazaflara yardım edelim. Zulmü ve kötülüğü geriletmeye çalışalım. Yokluğun, yoksulluğun, kimsesizliğin çöreklendiği bir kapı da biz bulalım. Yetimlerin, mazlumların yüreklerine doğru yürüyelim. Bir yarayı da biz saralım. Hapishanelerdeki kardeşlerimizden birine de biz bir mektup yazalım. Bir çaresizin koluna da biz girelim. Tencerede taşları kaynatan bir anne de biz bulalım. Saflarımızı bu bilinç ve inançla sıklaştırıp onaralım. Gülümseyen çocukların çoğalmasına biz de katkıda bulunalım.

Ramazan, annelerimizin yüreğinden akan o hesapsız, o tertemiz pınarlarla yeniden diriltsin bizi.

Bayram, muhkem ve hak edilmiş bir sevinçle kapımıza böyle dayansın.


 

Ali Emre yazdı