Yanılmıyorsam Ali Şeriati’nin sözü idi:

“Dinleyen bir şey anlamadı.

Okuyan bir şey anlamadı.

Geriye sadece

‘Hafızın sesi güzeldi’

Kaldı.”

Hafızdan anlaşılacağı üzere konumuz; Kur’an-ı Kerim. Bir adım ileri giderek diyebilirsiniz ki neredeymiş o güzel sesli hafızlar? Okusalar da dinlesek… Aslında dinleyeni, okumaya ve anlamaya sevk eden o güzel sesli hafızlar da güzel atlara binip gitti. Nerde o Kani Karaca’lar, Hasan Akkuş’lar, İsmail Biçer’ler... Olsa da tüylerimizi diken diken etseler dedinlesek. Tam olarak anlamasak bile ilahi neşveyi hissederdik ki bu da bir çeşit anlamaktır.

Zaten Şeriati’nin bahsi de özel olarak hafızlar değil, okunandan bir şey anlamamak durumudur.

Bilindiği gibi Ramazan, oruçtan evvel, Kur’an ayıdır. Zira Kur’an “İkra” ayeti ile Kadir gecesinde nazil olmaya başlamıştır, oruç ise hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır.

Ne demek istiyoruz? Dinler tarihi, diğer bir deyişle insanlık tarihi, Kur’an öncesi ve Kur’an sonrası diye ikiye ayrılır. Çünkü önceki kitaplar birçok özgün olarak elimizde yoktur, bir; ikincisi birçok hükmü neshedilmiştir; üçüncüsü, bozulmamış hükümleri varsa onlar da Kur’an-ı Kerim’de meknûzdur.

Muhakkak ki Kur’an okumak demek; dili dudağı ilahi kelam ile ıslatmak; nefesi, ilahi kelamı telaffuz ederken tüketmek demektir. Tabii ki sevaptır. “Kim Allah’ın kitabından bir harf okursa, onun için bir hasene (sevap) vardır. Her hasene için ise, on misli sevap vardır. Ben ‘Elif, Lam, Mim’ bir harftir demiyorum. ‘Elif’ bir harf, ‘Lam’ bir harf, ‘Mim’ bir harftir.” (Tirmizi) hadis-i şerifi bizim bu hususta en önemli dayanağımızdır. Bundan dolayıdır ki Ramazan; mukabele ve hatim ayı olarak ayrı bir yere sahiptir. Biz yine de Ramazan’da “hafızın sesi güzeldi” durumuna düşmemeliyiz; bunun için ya meal ya Ramazan’da bitirebileceğimiz öz bir tefsir okumak gerekir, diye düşünüyorum.

Ramazan’ın dört hafta olduğu göz önüne alınırsa sizlere her hafta bir cilt okuyabileceğiniz bir tefsir tavsiye edeceğim. Mukatil b. Süleyman’ın Tefsîr-i Kebîri. Roman boy ve dört cilt. İnsanın gözünü korkutmuyor.