Mehmed Uzun’un da dediği gibi bazı anlar derin yaralar bırakır. Bu yaralara sahip olabiliriz ya da çevremizde buna sahip insanları görebiliriz. Peki, bu tür olağanüstü anlarda ne yapılmalıdır? Buna benzer durumlar yaşayan insanlara nasıl yaklaşılmalıdır? Bu sorunun cevabını psikolojik ilk yardımda arayalım.

Psikolojik ilk yardım

Psikolojik ilk yardım, doğal afet, terör saldırısı, kaza gibi olaylar neticesinde bireysel veya toplumsal olarak kişilerin yaşadığı olumsuz durumlar dolayısıyla gerçekleştirilen bir çeşit erken dönem müdahale yaklaşımıdır.[1] Bireylerin yaşamını ve kişisel bütünlüğünü tehdit eden olağanüstü olaylar, kişide fiziksel ya da psikolojik birtakım sıkıntılara sebep olabilir. Bu gibi olağanüstü durumlarda kişilerin vermiş olduğu tepkiler normal tepkiler olarak ele alınmalı ve bu tepkilerin zamanla şiddetinin azalması beklenmelidir.

Teknik açıklamalarda da görüldüğü gibi olağanüstü durumlarda bireylerin vermiş olduğu tepkiler normal kabul edilebilmektedir. Bu gibi olağanüstü durumları birebir yaşayan, televizyon ve sosyal medya gibi mecralarda birtakım görüntülere maruz kalan bireylerde fiziksel ve psikolojik etkiler meydana gelebilir. Bu etkilerin sadece maruz kalan bireylerde oluşabileceğini düşünmek sığ bir yaklaşımdır. Günümüzde sosyal medya aracılığıyla birçok görüntü çekilip paylaşılmakta olağanüstü duruma maruz kalan kişilerin görüntüleri izinli ya da izinsiz bir biçimde sergilenmektedir. İyi niyetli olsa dahi tanımadığımız insanların fotoğraflarının ifşa edilmesi hak ihlali olmanın yanında art niyetli kişilerin eline istenmeyen görüntülerin geçmesine de fırsat verebilir. Çocuklarda daha fazla dikkat edilmesi gereken bu mevzunun insan psikolojisinde çok önemli bir yeri vardır. Ve bu durum psikolojik ilk yardım sürecinin de ötesinde kişilerin güvenliğini tehlikeye atmaktadır. Olağanüstü durumlara maruz kalan çocukların hayatını tehlikeye atmanın ve ilerleyen süreçte bu görüntüler üzerinden herhangi bir travmanın tetiklenmesinin yanı sıra bu durumları sosyal medyada gören kişilerin de hayata karşı kontrollerini kaybettiklerini düşünmeleri ve güvensiz hissetmeleri kaçınılmazdır. Özellikle olağanüstü durumu birebir yaşayan kişiler yoğun bir biçimde çaresizlik, korku, stres, depresyon gibi süreçler yaşayabilir ve olayın ardından uzun vadede travma sonrası stres bozukluğu gibi bir takım ruhsal sıkıntıları da oluşabilir. Dolayısıyla kişilere sağlanacak psikolojik ilk yardım çok önemli bir yere sahiptir.

Nasıl bir müdahale olmalı?

Peki, psikolojik ilk yardım nasıl yapılmalıdır? Psikolojik ilk yardımı kimler yapar? Bu olağanüstü durumlara maruz kalan bireylere nasıl yaklaşmak gerekir? Onların tepkilerine incitmeden ve kırmadan nasıl karşılık verilmelidir?

Belirtildiği gibi deprem gibi olağanüstü durumların ardından psikolojik güçlendirme sürecinin ilk aşaması olan psikolojik ilk yardım kişilere sunulmalıdır. Psikolojik ilk yardım, bir terapi değildir ve psikolojik ilk yardım sadece profesyoneller tarafından yapılmamaktadır. Bu yardımın en temel amacı, kişilerin duygularını yaşamasına izin vermek ve bu kişilere yardımcı olmaktır. Bireyler öfkelenebilir, ağlayabilir, üzülebilir ve tepkisiz kalabilirler. Bu gibi durumlarda kişilere özellikle izle-dinle-bağla prensibi uygulanabilir. Bu prensipte sırasıyla kişinin ihtiyaçlarını fark etmek gerekir. Sonrasında izni dâhilinde kişinin duyguları, yaşadıkları, ihtiyaçları dinlenmelidir. Bu süreçte dinlemek çok önemlidir. Özellikle dinlediğinizi belli eder bir tavırda ve anlamaya çalışarak tabiri caizse can kulağıyla dinlemek önemlidir. Bağla aşamasında ise gerekli desteğin sağlanmasına yardımcı olmak gerekir. Depremzedelerin varsa yakınıyla ilişkisini sağlamak, yakını ile ilgili sorduğu soruları bilmiyorsak doğru cevabı öğrendikten sonra yanıtlamak gerekir. Kişiye, yerine getirilemeyecek sözler verilmemeli, bireylerin hikâyelerini anlatmaları için ısrarcı olunmamalı ve öğrenilen hikâyeler başkalarına anlatılmamalıdır. Bireylerin yaşadıkları duruma, mahremiyetlerine saygı duyulmalı, gerekiyorsa hikâyeleri gizli tutulmalı, dürüst ve güvenilir olunmalı, bireylerin kültürüne, yaşına ve cinsiyetine saygı duyulmalı ve uygun bir biçimde davranılmalıdır.

Hassas durumlara hassas yaklaşım

Psikolojik ilk yardım sürecinde hassas olmak, beklenmedik ani tepkilere saygı duymak, özellikle ön yargılardan uzak olmak, deprem başta olmak üzere diğer olağanüstü durumlarda kişilerin psikolojik sağlığı için önemlidir. Travmatik olaylara maruz kalan bireylere: “Boş ver, kafana takma, daha kötüsü olabilirdi.” denilmemeli, aksine sakin ve nazik bir şekilde kişinin duygusunu ifade etmesine destek olunmalı, duygularını anlamaya çalışmalı ve bu hissettirilmelidir. Olağanüstü duruma maruz kalan birey sizinle konuşmak istemeyebilir. Yaşadığı durumu anlatmak istemeyebilir. Kişiye zorla bunu sormak ve anlatmasını sağlamak doğru değildir. Bilinmelidir ki bazen sükûnet konuşmaktan daha faydalıdır. Kendini açmak anlatmak istemeyen birinin yanında durup susmak daha faydalı olabilir. Teknik konuşmalardan, analizlerden ve nasihatlerden uzak durmak gerekir. Özellikle yüz ifadesine ve mimiklere dikkat edilmeli, hassas olunmalıdır. Dolayısıyla bu gibi durumlarda sakin olmak karşı tarafa güven verici davranmak ve ne zaman yardım almak isterse yanında olabileceğini bildirmek gerekir. Özellikle bu gibi hassas durumlarda zarar vermekten kaçınılmalıdır. Bu yardım sürecinde kişinin kendisini iyi ifade etmesi ve olağanüstü duruma maruz kalan kişi için güvenli bir ortam sağlanması gerekir. Bazı durumlarda yapılabileceklerin dışına çıkmamak ve uzmanlık gerektiren konularda yönlendirme yapılmalıdır.

Nurşen Yılmaz

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi • PSIKOLOJİ/SOSYAL HİZMET

Hüma dergisi, 2023 / Mayıs-Haziran

 

[1] Demircioğlu, M., Şeker, Z. ve Aker, A. (2019). Psikolojik ilk yardım: amaçları, uygulanışı, hassas gruplar ve uyulması gereken etik kurallar. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar 11(3): 351-362.