Şiiri gömleğinde yaka niyetine taşır

Yüzünde Ortadoğu halkları aynı sofra başında… A. Vahap Akbaş’ı yazdı Mehmet Aycı..

Şiiri gömleğinde yaka niyetine taşır

 

Bir yere gelmeden önce tebessümü gelir.

Varsın o elinde çantası, ceketli, kravatsız, hafif aksar gibi bir ayağını ağır basarak, bir meclise adım atmaya görsün, tebessümü kendinden önce gelip bütün köşelere, bütün koltuklara, bütün sandalyelere kurulur.

Gülüşü bin bir çiçeklidir.

Mardin gecelerinden serinlik, Kudüs gecelerinden sıcaklık, İstanbul gecelerinden mutedil bir esinti de karışır gülüşüne…Vahap Akbaş

Şiiri gömleğinde yaka niyetine taşır

Sürekli güneşe bakar gibi gözlerini hafif kısarak bakar. Baktığında, karşısındaki kim olursa olsun, ondaki güneşi görecek kadar ince… Konuşması da bakışı gibi… Sormayınca konuşmayanlardan… Kimsenin sözünü kesmeyenlerden…

Cepleri dönemlerle, devirlerle, adamlarla dolu… Ceketin sol cebinde Yahya Kemal, Tanpınar, Kaplan… Sol cebinde Zarifoğlu biraz kalabalık, yedi güzel adamın yedisi… Yaka cebinde kendisi. Gömleğinin cebinde Ahmet Mithat’tan Elif Şafak’a romancılar… Şiiri gömleğinde yaka niyetine taşır. Bazen yakasız gömlek giyer. Pantolon cepleri dergi ve gazete kesikleriyle dolu… Cepten bir adam… Her alanda toplayıp devşirmekten bir alanda yoğunlaşamadı. Sadeleştirmeleri, yayına hazırlamaları var.

Hisarcı değil ama Hisarlı…

Bir zamanlar Nisan Bulutu adında bir mecmua çıkardı.

Vahap AkbaşYüzünde Ortadoğu halkları aynı sofra başında

Yuvarlak dolgun yüzüyle, orta boyuyla, görmüş geçirmiş, akmış durulmuş haliyle bir dede donunda dolaşsa da aramızda, yaşı yaşıyla münasip değil. Çocuk. Ondan çocuk edebiyatıyla ilgisi daha içten... İçten ne demek, içinde kelimelerden çocuklar çelik çomak oynuyor.

Eski zevki anlık hatırlatan rubaileri güzel…

Vahap Akbaş… A’sı da var isminin başında…

Çok gezgin ruhuna inat mukim olmayı sever. Bildim bileli Çorlu’da… Edebiyatın da Çorlu’sunda… Toprakla uğraşır.

Eleştirmen olmadığına/olamadığına pişman olanlardan…

Muzip bir nüktedanlığı var. Tuttuğu kahkahalar. Derisini soysanız, parmağını kesseniz, kan yerine gülücük akacakmış gibi ehlinin fark ettiği kımıldanma da cabası…

Yüzünde Ortadoğu halkları aynı sofra başında…

Böyle biliriz.

 

Mehmet Aycı yazdı

YORUM EKLE