Dünyanın herhangi bir yerinde acı bir şey olmuşsa eğer, katliam yapılmışsa/insanlar öldürülmüşse göz göre göre, soykırım varsa; kendini Müslüman addeden her insan mutlaka dertlenir bir şekilde o acıyla. Hangi coğrafyada yaşanırsa yaşansın bu acı, ortada bir mazlum varken Müslümanın bununla dertlenmemesi düşünülemez. Elbette bu dertlenme, yalnızca hisle sınırlı kalmıyor; imkan olduğu müddetçe hissi de aşıyor, eyleme dönüşüyor. Zira mazlum da o eylemi/acıya ortak olma halini gördükçe ümitleniyor.
Temmuz ayı bu bağlamda tam bir acı ayıdır aslında, zira II. Dünya Savaşı’ndan sonraki en büyük soykırım gerçekleşmiştir. Sadece Temmuz’da değil tabi ki, 3 yıllık bir süreçtir Bosna savaşı. Lâkin ‘Srebrenitsa katliamı’ olarak bilinen, tüm dünyanın gözleri önünde iğrenç pazarlıklarla yapılan soykırım bu ayda gerçekleşmiştir. Birleşmiş Milletlerin ve Amerika’nın foyasının ortaya çıktığı o iğrenç soykırım….
‘Kurtuluş yürüyüşü’ ölüm yolculuğuna dönüyor
Soykırımdan kendini kurtarmak amacıyla her türlü yola başvurarak kaçmaya çalışan, ‘kurtuluş yürüyüşü’ ülküsüyle başlayan fakat ‘ölüm yürüyüşü’ne dönen bir yürüyüş/kaçış da unutulmuyor 7 yıldır. Soykırımı hatırlatmak, Sırpların gerçekleştirdiği korkunç/akıl almaz suçları unutturmamak, 15 yıl önce yürüyen insanların acılarına ve katliamı yaşayan anaların gözyaşlarına ortak olmak amacıyla gerçekleştirilen bir yürüyüş ‘ölüm yürüyüşü’.- mars mira. Uluslararası yetkililerin dikkatini çekmek amacıyla ‘protesto’ olarak da isimlendiriliyor.
Nezuk köyünden başlayan yürüyüşe katılım her sene artmakta ve katılımcılar dünyanın dört bir yanından destek vermekteler ‘protesto’ya. 110 kilometrelik bu uzun ve yorucu yürüyüş Srebrenitsa-Potacari mezarlığında son buluyor.
Türkiye’den geniş katılım
Türkiye’den ilk katılım 2 sene önce rahmetli Bahattin Yıldız eşliğinde 8 kişilik bir ekip aracılığıyla gerçekleşmişti (biz ilk biliyoruz en azından). Toplu olarak geçen sene 33 kişilik bir ekiple Bahattin Yıldız Yürüyüş Kolu da katılmıştı, gözlemlerimizi okuyucularımızla paylaşmıştık. Bu sene ise daha kalabalık bir ekiple (77 kişi) yürüyüşteki yerimizi alacağız inşallah. Tek vücut olma bilinciyle Müslüman kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız, onlara şeker-tesbih-eşarp ikram edip sizlerin, kardeşlerimizin selamını ileteceğiz.
Yürüyüşten evvel 3 günlük bir Bosna gezisi yapılacak. Gaziler ziyaret edilecek, şehit ailelerinin köylerinde gecelenecek. Bu açıdan çok heyecanlıyız, zira yetimlerle günümüzü değerlendirmek gibi hoş isteklerimiz var.
Sizlere orada yapılan etkinlikleri, yürüyüş atmosferini, şehit ailelerinin temennilerini/mesajlarını mümkün olduğunca kısa zaman içinde bildirmeye çalışacağız. Dualarınızı, selamlarınızı ileteceğiz; buna karşılık o güzel insanların neler söylediğini, sizlerden neler istediklerini de bildirmeye çalışacağız.
Esad Eseoğlu bildirdi, bildirmeye devam edecek
keşke eylemler, içinde yürümek fiili geçtiğinde sadece erkeklere ait olmasa. keşke.