Eskişehir Odunpazar’ın bir kahvesinde emekliler dinlenirken, dar sokaklarında kafa kafaya vermiş evlerin birinde, "bindokuzyüzotuzbeşin Mayıs’ı/ Dalında bir çiçek iken kayısı/ Bilmem kaç milyarken insan sayısı/ Ben de şu dünyayı görürüm dedim" diye başlıyor, Uçan Kuşlar Uçun adlı son şiir kitabındaki "Hayat Hikayesi" adlı şiirinde Ali Cengiz İyilik ve "Otuzunda Almanya’dır durağım/ Omuzumda kazma ile küreğim/ Bir tek değil iki parça yüreğim/ Attıkça yabanda ölürüm dedim.// Ne öldürdü ne umdurdu Yaradan/ Bir sahile vurdum baştan karadan/ Bir lokma ekmeği bin bir dereden/ Nasibse mutlaka bulurum dedim" diye devam ediyor.
Babası o gün "1 Mayıs 1935, Amele Günü, Ali Cengiz doğdu" diye Kuran-ı Kerim’in en son sayfasına not düşmüş. Türkiye’den Almanya’ya giden ilk resmi işgücü kafilelerinin akabindeki kafilelerden biriyle Almanya’ya gelip Köln şehrine yerleşenlerden Ali Cengiz İyilik. Kendisinden daha önce gelen Dr. Sözeri ve arkadaşlarının önderlik ederek kurdukları Köln ve Çevresi Türk İşçi Cemiyeti’nin yönetimine 1965 yılında seçilmiş ve uzun yıllar bu derneğin hem sosyal hem de kültürel faaliyetlerine öncülük etmiş.
Eskişehir Halkevinde ve Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde aldığı sanat ve müzik eğitimlerinin bu çalışmalarına iyi bir temel oluşturduğunu belirtiyor ve çoğu rahmetli olmuş eski folklor, lüle taşı işlemeciliği, ressam, nakkaş, şair ve müzisyen ustalarını vefakârca yâd ederek anıyor.
"Biz de artık burayı vatan edindik, burada kalalım"
Türkiye’den Almanya’ya işçi göçünün henüz başladığı senelerde Köln’de daha önce kurulmuş olan Köln ve Çevresi Türk İşçi Cemiyeti’ne bağlı olarak Yurttan Sesler Korosu'nun kurulmasına da öncülük etmiş ve uzun yıllar yönetmiş. Hâlâ hem Türk halk müziği, hem de klasik Türk sanat musikisinden eserlerin gelecek nesle öğretilmesinde ve öğrencilerinin belli aralıklarla düzenleidkleri konserlerde özveriyle uğraş veren öğrencilerine önderlik yapıyor.
(+) |
1978 yılında başladığı ve emekli olduğu 2000‘li yıllara dek Alman sosyal danışma kurumu Arbeiterwohlfahrt’a bağlı Köln Türk Danış’ının sosyal danışma birimi yöneticiliği görevinde sosyal haklar konusunda Türklere yıllarca danışmanlık görevinde bulunmuş.
"Bir ayağımız çukurda" diyor ve 42 gibi genç bir yaşta vefat eden ve Köln’de medfun oğlu Levent’ine ‘kavuşacağı’ kendi yerinin şimdiden bürokratik işleriyle uğraşıyor. "Çoğu cenazesini memleketine götürüyor, biz de artık burayı vatan edindik, burada kalalım" diyor.
Elinde resim fırçaları, yanında sulu boya Arzu ile Kanber’in hayali resmini yaparken bulduğumuz Köln’ün bu iyilik çınarı, bizi duvarda yıllar önce yaptığı yağlı boya Aşık Veysel’in büyük boy resmi, köşedeki sedir üzerindeki cura, bağlamalar ve bir de kemençeyle uğurluyor. Diğer duvarda ise 60’lı ve 70’li yıllardan kalma siyah beyaz eski fotoğrafların yanı sıra daha çok ikinci hatta üçüncü nesil öğrencilerinin etkinliklerinden renkli fotoğraflar asılı...
“İyilik’im zehir etme aşını/ Düşünme göğsüne dik tut başını/ Ağlamak kâr değil sil gözyaşını/ Geçti gider yad ellerde ömrümüz” diyen ama Türk kültürünün yaşamı ve aktarımında hâlâ delikanlı kalan seksenlik bu Aksakal’a esenlik dileyerek vedalaşıyoruz.
Kadri Akkaya yazdı
Fotoğraf: Isabelle M. Beck