İyi insan olmayı öğreten adam: Şafak Taner Tavkul

"İnsanlara ‘’iyi’’ olmayı öğretiyordu. Tevazuuyla, pozitif enerjisi ile bu dâhi adam, dünyada yaşarken insan olmayı gösteriyordu." Ömer Gökalp yazdı.

İyi insan olmayı öğreten adam: Şafak Taner Tavkul

Şafak’la 1988 yılında Asır Ajans’ı, Asır Kitap Kulübü çalışmaları için Cağaloğlu Piyerloti Sokağı’na taşındığımızda tanışmıştık. Gırgır’da çalıştığı dönemden sonra İslami hassasiyeti olan bir yer ararken birlikte çalışmaya başlamıştık. O zamanlar şimdiki teknoloji yoktu, pikaj montajla baskıya film yapar, matbuat basardık. Acelemiz olsa da o düşünür, bol su içer ve sonra pistolesiyle yaptığı resimlerle kaset, kitap ve dergi kapaklarımızı bir başka yapardı. Belki gelişmiş programlar, teknolojiler, imkânlar yoktu ama ruh vardı, samimiyet vardı, olağanüstü güzellikler ortaya çıkıyordu.

Elif Video, çizgi film için ihtiyaç duyunca orada bizim camianın kaliteli ilk çizgi filmlerine imza attı. “Hay bin Yakzan”, “Emre” sonrasında” Fatih Sultan” gibi birçok çizgi filmin baş animatörlüğünü yaptı. Minyatürü bilirdik, resimden çekinirdik ama karikatür de çizgi film de İslâmi bir sanat dalı olarak Şafak’ın elinden çıkıyordu. “Endülüslü savaşçı, Şeyh Şamil, atlar, Hacı Murat” gibi bu çağın en güzel resimlerini içinde sırlarıyla yaptı. TRT için çekilen resim dersleri, üniversitede verdiği dersler ve yüz yüze usta çırak ilişkisi ile verdiği derslerle sadece resmi öğretmiyordu. İnsanlara ‘’iyi’’ olmayı öğretiyordu. Tevazuuyla, pozitif enerjisi ile bu dâhi adam, dünyada yaşarken insan olmayı gösteriyordu.

Asır Ajans’ın 1986’nın ilk yıllarında yaptığımız marşlar albümünü, İlk Cemre ismiyle biraz müzikli olarak genç nesil için yapmıştık, heyecanla beklenilen bant tiyatrolarına marşlar koyuyorduk. Hz. İbrahim’in hayatını anlatırken Şafak kardeşimiz, gitarıyla bestesini yaptığı eserde ‘İbrahim, içindeki putları devir/Putları kıran kim?’ diyordu. Gitar, ney, piyano çaldığını, Karaçayça söyleyip besteler yaptığını sonradan fark etmiştik. Yönetmenlikten bestekârlığa birçok yeteneği ile çağımızın hezarfeniydi. Perşembe derslerine gitmeye çalıştığımız Ahmet Akın Çığman Hocamız’a ok atmayı gösterirken, hocamız bir sünneti ihya edebilmenin coşkusunu yaşamıştı. Başparmağındaki kemankeş yüzüğü ve yüzündeki tebessüm ile çağımıza, yüzyıllardır gelen ruhu taşıyordu. Okçuluktan ata binmeye kadar birçok konudaki derin bilgilerini aktarırken dünyaya değer vermeyen muhteşem tevazuu ile gönüllerde yer etti. Hiç kimsenin kalbini kırmaz, küçük büyük herkesin gönlüne girerdi.

***

Şafak Taner Tavkul, 1963'te dünyaya geldi. İlk resim ve karikatür sergisini 1978'de henüz 15 yaşındayken açtı. TED Ankara Koleji’nin ardından Mimar Sinan Üniversitesi’nde resim ve heykel eğitimi almıştı. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında sokağa çıkarak gördüklerini birebir kalemine aktardı. Gönlü medeniyetimizden yana yanan bir sanatçıydı. Ressam, çizer, yazardı ama hepsinden önemlisi gönül insanıydı.

Dostluğu, gerçek bir dostluktu. Hani derler ya: “Her şeyin yenisi ama dostun eskisi makbuldür.” 33 senede bir kere bile birbirimizi üzmedik. Karşılıksız tevazuya dayanan insanlığı, tanıyan herkese kardeşliği öğretti. 1995’te Fas Marakeş’e “Dervişane” eseri için video klip çekmeye gitmiştik. Çizgi filmle birleştirdiği çekimler farklılığı oluşturuyordu. İspanya Endülüs’e, umreye yaptığımız seyahatler unutulmazdı, unutulmayacak bir şey daha varsa hayatımıza kattığı tebessümüydü.

Zor bir hastalık süreci sonucunda Rahman'a yürüdü. Aylarca hastanede kalmasına rağmen “Hayatımın en güzel günlerini yaşıyorum”, demişti. Konya’da annesinin yanına Kafkas Karaçaylılar’ın güzel köyü Başıhüyük’te defnettik. “Doyamadım!” diye tabutuna sarılan babası, değerli eşi ve ailesine başsağlığı dilerken boşluğu dolduramayacak bir yoldaşı kaybettik. Yoğun bakımda “Nasılsın?” diye soran değerli eşine son sözü;

“Allah var gam yok!” olmuş. Giderken bile güzel adamdı.

Mevla mekânını cennet, makamını âlî eylesin, öbür tarafta sevdikleriyle buluştursun.

Ömer Gökalp

YORUM EKLE
YORUMLAR
Gülçin küley
Gülçin küley - 2 yıl Önce

Kabri nur olsun amin

banner36