İnsanlığın önünde yürüyen, öncü olan simge isimler var. Özleri, sözleri bir olan… Kendini yığın olmaktan kurtaran, yığınlara yön veren simge isimler. Düşünün, rüyasının, idealinin peşinde koşanlar… Aramızda olan, arada olmayan, vakti zamanı geldiğinde bir fişek gibi ileri fırlayanlar. Kendileri çekip gittikten sonra geriye isimleri kalanlar. Büyük kahramanlar…
Cahar Dudayev… Tam da böyle bir kahraman. Ruslar tarafından habire boğazlarına çökülen, yaşam hakkı tanınmayan bir dünyada savaştan başka çaresi olmayan bir milletin kutlu evladı Dudayev. Onu teröristlikle itham edenler asıl terör odakları.
Cahar Dudayev… Adı mücadele tarihimize kazınan yiğitlerden. Çeçen direnişinin karizmatik kumandanı. Baştan ayağa gücün, silahın şımarttığı Rus ordusunu dize getiren, süper güce Çeçenistan'da unutulmayacak bir ders veren muhteşem irade. Daha on beş günlük bebekken sürgünü yaşayan, Sibirya bozkırlarında yüreğini vatan özleminin rüzgârıyla dolduran özgürlük savaşçısı. Sürgüne gönderildiğinde ana kucağındaydı. Zor şartlar olgunlaştırmıştı onu. Pes etmemişti, başladığı işi yarıda bırakanlardan olmamıştı.
“Rus emperyalizmine boyun eğmek bir kader değildir”
Sovyet Rusya’da generalliğe kadar yükselen ilk müslümandı. Onlarca nişanı da vardı. Başarılıydı, korkusuz… Rusya tarafından Baltık cumhuriyetlerindeki ayaklanmaları bastırmakla görevlendirilmişti. “Kendi bağımsızlığı için mücadele eden bir halkın üstüne bomba yağdıramam” diyerek bu görevi kabul etmedi. Onlarca madalyayla ödüllendirilen Dudayev, bu hareketinden dolayı Grozni’ye sürgün edildi. İstifa etti sonrasında. Bir Rus generali olmaktansa vicdanların generali oldu. Büyük bir öfke duyuyordu Rusya’ya. Zaten bu devleti emperyalist bir güç olarak tanımlamıştı.
İsyancı Dudayev, Rusya’nın başına büyük belaydı artık. "Rus emperyalizmine boyun eğmek bir kader değildir. Kuzey Kafkasyalılar’ın birlik ve özgürlük gibi doğal ve siyasi hakları vardır. Bu talepler gündeme getirilmedikçe Kuzey Kafkasyalılar günden güne yok olacaklardır. Çünkü bu düzen emperyalizmin düzenidir." diyerek büyük yolculuğuna çıkmıştı.
Rus ordusundan istifa ettikten sonra “Çeçen Milli Kongresi” başkanlığına seçildi. “Kölelikten kurtulmaya çalışmayan bir köle, iki kez köledir” anlayışıyla emperyalist Rusya’ya karşı bütün ayaklanmaların yanında yer aldı. Çeçenistan’ın bağımsızlığı ilan edildi ve halkın büyük çoğunluğunun oyuyla cumhurbaşkanı seçildi. Kafkas dağlarında yanan özgürlük ateşini harladı.
Mazlumlara bir büyük miras bıraktı
Bağımsızlığı içine sindiremeyen Rusya Çeçenistan’ı kanla, sertlikle korkutuyordu. Bir suikastla şehit olana kadar Ruslar’a kan kusturdu Dudayev. Çeçenistan Rusya için bir cehennemdi adeta. Tanklara, dev silahlara karşı molotof kokteylleriyle parmak ısırtan bir karşılık verildi. Sürgünlerin, zor günlerin adamı Dudayev, yıllarca emperyalist Rusya’ya karşı imanın ve adanmışlığın destanını yazdı.
Cahar Dudayev… Dünyanın süper gücüne kafa tutan Müslüman, cesur bir komutan. Onurlu, şerefli, haysiyetli… Savaşmak belki de son isteğiydi ama gerektiğinde bir büyük savaşın en önünde oldu. Çeçen halkının lideri…
Mütebessim bir çehresi var fotoğraflarda. Beyefendi bir duruş, babacan… İnsanın içine işleyen samimi bakışlar… O, büyük bir özgürlük ateşini yakıp sonsuza yürüdü. Yokluklar, yoksunluklar içinde bir bağımsızlık savaşı verdi. Bir halkın önderi oldu. Halkı gerçekten sevdi onu. Güvendi ona… Teknolojinin, sayısal istatistiklerin putlaştırıldığı dönemde imanı ve insanı hatırlattı yeniden. Mazlumlara bir büyük miras bıraktı. Kahpe bir zamanda kahpece bir suikast sonucu şehit edildi. Şu an Çeçenistan’da onun mirası üzerinde kara leke gibi duran ihanetler, parçalanmışlıklar yürek acıtıcı. Şimdiki cumhurbaşkanı Kadirov’un rezillikleri…
Ruhu şad olsun Dudayev’in. Mekânı cennet olsun…
Muaz Ergü yazdı