Hakkında ayet nazil olan bir hanım sahabe: Havle Binti Salebe

Hazrec Kabilesi’ne mensup olan Havle, Medine’de Müslüman oldu. Hicretten sonra da Resulullah’a biat etti. Amcasının oğlu Evs b. Samit el-Ensari ile evlendi ve bu evlilikten Rebî adlı bir çocukları doğdu. Eşiyle arasında yaşanan bir hadise sonrasında hakkında ayet inmesi üzerine Hz. Ömer’in Allah Teâlâ’nın yedi kat göklerin ötesinden sesini duyduğu bir hanım diye tarif ettiği sahabedir. Ne zaman vefat ettiği bilinmemektedir.

Hakkında ayet nazil olan bir hanım sahabe: Havle Binti Salebe

Havle’nin kocası ile arasındaki bir anlaşmazlığın çözümü için Resulullah’a  başvurması üzerine Mücadile Suresi’nin ilk dört ayetinin nazil olması, onun “Mücadile” lakabı ile anılmasına vesile olmuştur. Anlattığına göre kocası Evs, iyice yaşlanıp geçimsiz ve biraz da dengesiz hâle gelince bir gün kendisine kızarak Arapların kesinlikle boşamak istedikleri hanımlarına söyledikleri gibi zıhar1 yapıp “Sen bana annemin sırtı gibi ol.” dedi ve evden çıkıp gitti. Fakat çok geçmeden geri dönüp eşiyle beraber olmak istedi. Cahiliye devrinin bu boşama şeklinin İslâm’da da geçerli olabileceği ihtimalini dikkate alan Havle, haklarında Allah Teâlâ ve Resulü  bir hüküm verinceye kadar bir araya gelemeyeceklerini kocasına söyledi. Daha sonra Resulullah’ın  huzuruna giderek olup biteni anlattı.

Bazı rivayetlere göre Evs, aklı başına gelip söylediklerine pişman olunca Havle onun Resulullah’a gidip durumu anlatmasını ve ne yapacaklarını öğrenmesini istedi. Ancak Evs, Resulullah’ın huzuruna çıkmaya utandığı için hanımını gönderdi. Resulullah , Havle’ye yaşlı kocasına karşı daha anlayışlı olmasını söylemekle beraber bazı rivayetlere göre, bu evliliğin bittiğini ima etti. Kocasını yalnız bırakmak istemeyen Havle ise onun boşamaya dair bir kelime kullanmadığını belirterek bu hususta daha kesin bir görüş bekledi.

Daha sonra Allah’a yalvarmaya ve hâlinden yakınmaya başladı. “Allah’ım! Çok yalnızım. Bu ayrılık bana çok acı verecek. Küçük çocuklarım var. Onları babalarına bıraksam perişan olurlar, kendime alsam aç kalırlar. Hâlimi, Sana arz ediyorum, beni bu sıkıntıdan kurtar. Resulü’nün dilinden bir vahiy inzal buyur!” diye dua ederek Resulullah’ın yanından ayrılmadı.

Âişe’nin  anlattığına göre Havle’nin bu sızlanışlarından dolayı Resulullah’ın  ev halkı da üzülüp ağladı. Diğer rivayetlerde Resulullah’ın  Evs’i de yanına çağırdığı, olayı bir de ondan dinledikten sonra kendisine bir haber gönderinceye kadar karısından uzak durmasını tembih ettiği belirtilmektedir. Kısa bir süre sonra Resulullah’a  vahiy geldi: “Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah’a şikâyette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir.”2 diye başlayan ayette ve daha sonraki üç ayette Havle’nin beklediği sonuç açıklanmıştı. Eşlerini annelerinin vücudunun bir tarafı gibi gördüklerini belirterek çirkin bir söz söylemiş olan erkeklerin bu yaptıklarından pişman olup tekrar eşlerine dönmek istedikleri takdirde ya bir köle azat etmeleri ya art arda iki ay oruç tutmaları ya da altmış fakiri doyurmaları emredilmekteydi. Havle, bu hükme çok sevinmekle beraber kocasının bu cezalardan hiçbirini ödeyecek maddi güce sahip olmadığını, hatta bazı rivayetlere göre Evs’in geçimini de kendisinin sağladığını, ayrıca oruç tutamayacağını belirtince Resulullah  ona kocası adına fakirlere dağıtması için bir sepet hurma vereceğini bildirdi. Havle, bir o kadar hurmayı da kendisinin dağıtacağını söyleyince Resulullah  memnun oldu.3

Uhuvvet bilinciyle yapılan samimi bir uyarı

Sahabeler, güzel konuşmasıyla da tanınan Havle Bint Salebe’ye saygı gösterirlerdi. Bir defasında Havle, Ömer’i lafa tutmuştu. Halifeyi beklemekten sıkılan yanındakilerden bir kişi, bir kocakarı yüzünden bu kadar adamın boşuna bekletildiğini söyleyince Ömer ona, şikâyetini Allah Teâlâ’ya duyuran ve hakkında ayetler nazil olan bu hanımdan söz etti. Sonra da kendisiyle akşama kadar konuşacak olsa bile namaz dışında hiçbir şey için onun yanından ayrılmayacağını belirtti.

Diğer bir rivayete göre Ömer, Abdulkays Kabilesi’nin reisi sahibi Carud b. Mualla ile birlikte giderken ona rastlayıp selâm verdi. Havle, Ukaz Çarşısı’nda elinde sopa ile koyun güttüğü günlerde kendisine “Ömercik” dediklerini, daha sonra Ömer ve nihayet “Emiru’l Mü’minin” diye hitap ettiklerini söyleyerek halifeye halka iyi muamele etmesini tavsiye etti. Havle’yi tanımayan Carud halifeye karşı biraz fazla konuştuğunu söyleyince Ömer, Havle’yi tanıttı ve Allah’ın yedi kat göklerin ötesinden sesini duyduğu bir hanıma daha fazla kulak vermesi gerektiğini belirtti.

Havle binti Salebe, Ömer’i  uyardığı zaman aldığı ve alabilmesi muhtemel tepkileri düşünmeden bir Müslüman kardeşinin durumunu daha da düzeltmek için çaba göstermiştir. Burada karşılıklı tutumları dikkatle incelenmelidir. Ne Havle binti Salebe karşıdakini incitici bir üslup kullanmış ne de Ömer  bu uyarıyı kibirle karşılamıştır. Aslında bir müminin nasıl diğer bir mümine şeffaf ve nazik bir ayna olması gerektiğini bizlere güzel bir örnekle göstermişlerdir. Allah ikisinden de razı olsun.

Havle binti Salebe’nin zor zamanlarındaki teslimiyet ve tevekkülü bizlere bir Müslümanın kalbi durumuyla alakalı önemli bilgiler vermektedir. Ne çaresizlikle emri inkâr etmiş ne de ümidini kesip yeise kapılmıştır. Havle binti Salebe’nin imanındaki bu mutedil duruşu, kelamında da beliğ olmasını sağlamış ve bizlere bir Müslümanın kendisini ifade ederkenki üslubunun da onun sorumluluğunda olduğunu göstermiştir.

Günümüzde birçok meselede kendi fikriyle hızlıca bir neticeye varıp neticeyi direkt doğru gibi kabul eden; ayet ve hadislerde karşılığı olup olmadığına bakmaksızın bu yapay neticenin peşinde diğer insanlara yaralayıcı sözler söyleyen kardeşlerimizin özellikle dikkatle incelemesi gereken bir numune-i imtisaldir, Havle binti Salebe. Bununla birlikte onun yakarışları neticesinde ayet inmesi, modernizmin İslâm’a yönelttiği asılsız eleştirilerden olan hanıma değer verilmediği bahsine de verilebilecek güzel bir cevaptır.

Kaynakça:

1  Zıhar: Kocanın, kendisine haram kılmak için karısını veya karısının baş, yüz, sırt gibi bütünü ifade eden bir bölümünü evlenmesi dinen yasak olan yakını bir kadına benzetmesidir. Cahiliye toplumunda erkekle karısı veya onun akrabaları arasında bir husumet çıktığında zıhar yeminine başvurulurdu, bu o topluma özgü yemin türlerinden biriydi.

2   Mücâdele Suresi, 1

3   Dia/ Havle binti  Sa’lebe Maddesi

YORUM EKLE

banner36