Divanlar arasında bir ömür: Mehmed Çavuşoğlu

Mehmed Çavuşoğlu’nun divan şiiri üzerine yazdığı yazılardan oluşan "Divanlar Arasında" isimli eseri bugün hâlâ başucu kitabı olarak okunur. Ali Bal yazdı.

Divanlar arasında bir ömür: Mehmed Çavuşoğlu

Türk dili ve edebiyatı eğitimi içinde “Eski Türk Edebiyatı”  dersi, öğrencileri en çok yoran ama zamanla öğrencilerin en çok sevdiği ders haline gelir. Eski Türk edebiyatı alanında bir ömür tüketmiş nice hoca vardır. Ömrü divanlar arasında geçen, beyitlerle içli dışlı ola ola her sözü beyit bütünlüğünde söyleyiş güzelliğine kavuşan hocalar vardır. Onlardan biri olan Prof. Dr. Mehmed Çavuşoğlu,  ömrünü divanlar arasında geçirmiş emektar bir hocadır.

O dönemlerde siyasî ve sosyal olaylara aldırmadan araştırmalar yapmak, yeni eserler ortaya koymak çok zordu. Kendisini tamamıyla Divan edebiyatı araştırmalarına adayan Mehmed Çavuşoğlu’nun hayatının her dönemi ise edebiyata dâirdir.

Divan edebiyatını tüm yönlerini ile öğrenmek ve öğretmek için meşhur eski Türk edebiyatı hocalarını bilmek gerekir. Bu vesileyle Mehmed Çavuşoğlu’nu kısaca tanımak, hayatının merhalelerini bilmek, divan şiirine olan aşk derecesindeki bağlılığını görmek gerekir.

Mehmed Çavuşoğlu,  15 Ocak 1935 tarihinde Ordu-Perşembe’ye bağlı Saray köyünde doğdu. Küçük yaşlardan itibaren şiire ve edebiyata ilgisi olan Çavuşoğlu, henüz lise öğrencisi iken halk şiiri tarzını tercih etmiştir.  Bu şiirlerini “Sarayköylü” mahlası ile yazmıştır. 

Sarayköylü yüreciğim kanıyor,

Kanadıkça sevdiğini arıyor,

Hekim derdim şifa bulur sanıyor,

Bilmez iyi değil hallerim benim.

Mahir İz’in öğrencisi oldu

Hayatımıza yön veren hocalarımız vardır. Birer usta gibi insan ruhunu yoğuran, şahsiyetimizin teşekkülünde önemli rol oynayan rehber gibidir onlar. Mehmed Çavuşoğlu’nun hayatında da bir âlim şahsiyet olan Mahir İz’in önemli rolü vardır. Mehmed Çavuşoğlu, Haydarpaşa Lisesi’nde Mahir İz’in yanında Nihal Atsız, Emin Altan gibi hocalardan da ders almıştır. Yine bu dönemde Nurettin Topçu, Fethi Gemuhluoğlu gibi şahsiyetleri de tanımıştır.

Mehmed Çavuşoğlu önce hukuk fakültesine kaydolur. Burada tanıştığı Mehmed Genç, Erol Güngör, Sezai Karakoç ile dost olur. Hukuk eğitimini bırakarak, Mahir İz ve Fethi Gemuhluoğlu gibi şahsiyetlerin etkisiyle 3 Kasım 1958 tarihinde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümüne kaydolur. Lise hocası Mahir İz’den aldığı derslerin tecrübesiyle Prof. Dr. Ali Nihad Tarlan’ın yanında 31 Ekim 1962 tarihinde “Yenişehirli Avni Bey Divanı” isimli lisans teziyle mezun olur.

Edebî muhitler çok önemlidir.

Bir insan, akademik olarak yetişmesi için sarf ettiği gayreti, sosyal hayatı için de sarf etmelidir. Bunu sağlayabilmek için de tarih, edebiyat, sanat ve kültüre vakit ayırmak lazımdır.  Mehmed Çavuşoğlu bu noktada oldukça şanslıdır. Öğrenciliğinde gittiği Beyazıt’taki Küllük, Marmara Kıraathanesi ve Çınaraltı gibi edebî mekânlarda katıldığı tarih ve edebiyat sohbetlerinde Muzaffer Ozak ve Fethi Gemuhluoğlu gibi isimleri dinliyordu. Diğer taraftan fakülte de ise Ali Nihat Tarlan, A. H. Tanpınar, Reşit Rahmeti Arat, Ahmet Caferoğlu, Mükrimin Halil Yinanç, Mehmet Turhan gibi hocalardan ders almıştır.

Mehmed Çavuşoğlu, alanında oldukça başarılı bir akademisyendi. 28 Şubat 1963 tarihinde Eski Türk Edebiyatı Kürsüsü asistanlığına başlar. Bu yıllarda hocası Ali Nihad Tarlan’dan tenkitli metin hazırlama metodunu öğrenir ve sonraki yıllarda arkadaşlarıyla birlikte Yahyâ Bey (1977), Amrî (1979), Vasfî (1980), Hayretî (1981), Helâkî (1982), Zâtî (1987) ve Usküblü İshak Çelebi (1990) divanları ile Yahyâ Bey’in Yusuf ve Zelihâ Mesnevisi (1979) gibi eserleri neşreder.

Mehmed Çavuşoğlu, Ocak 1967’de “Necati Bey Divanının Tahlilî ve Sistematik İndeksi” adlı doktora çalışmasını tamamlar. 1 Nisan 1970’ten 1 Nisan 1971’e kadar, bir yıllığına İngiltere ve İskoçya’da bulunur.

30 Eylül 1972’de yurt dışından dönen Çavuşoğlu, Taşlıcalı Yahyâ Bey ve Yûsuf ile Zelihâ Mesnevîsi adlı doçentlik tezini 15 Kasım 1973’te vererek doçent oldu. 14 Aralık 1984’te de profesör olarak Mimar Sinan Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesine geçiş yaptı.

Mehmed Çavuşoğlu, 11 Temmuz 1987’de Bodrum’da geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti.

Divan şiirine adanan bir ömür

Mehmed Çavuşoğlu, çocukluğundan itibaren şiirle meşgul oldu. Gençliğinde hece ölçüsü, üniversite hocalığı döneminde ise aruzla şiirler yazmıştır. Osmanlı’nın bakiyesi sayılan âlim şahsiyetlerden dersler almış, onların yolundan gitmiş, gece gündüz durmadan çalışmış, hususî hayatını ihmal etme pahasına kendisini ilmi çalışmalara adamıştır. Edebî çalışmalara kendisini ne denli kaptırdığını oğlu Mehmed Sami Çavuşoğlu şöyle anlatmaktadır: “Çoğu ahbabı mesleğine olan tutkusunu ve bunun önemli rol oynadığı unutkanlığını bilir ama bunu 4 yaşındaki oğlunu üniversitenin pedagoji bölümü ve değerli Haluk Yavuzer gözetiminde işletilen yuvasında unutarak eve dönebilecek kadar derin olabileceğini tahmin edemez herhalde.”

Divanlar Arasında

Mehmed Çavuşoğlu’nun divan şiiri üzerine yazdığı yazılardan oluşan Divanlar Arasında isimli kitabı bugün hâlâ başucu kitabı olarak okunur.  Bu kitabın “Divan Şiirinin Şerhine Dair” başlıklı yazısında, “Divan edebiyatımızı anlamaya ve anlatmaya girişenlerin karşılarında birçok engel vardır.” der.  Bu engeli aşmak isteyenlere de tavsiyesi şudur:  “Eski harfleri, atalarımızın kullandığı Arapça-Farsça- Türkçe karışımı Türkçeyi, aruz veznini ve o edebiyatın dayandığı estetik kuralları bilmek zorundalar.”  

Bu kitapta yanlış sadeleştirmelere örnekler de verir. Ahmed Râsim’in Şehir Mektupları adlı eserini sadeleştiren bir yazarın;

“Hindi cildinden olur enfes-i çorbâ-yı şikem” mısrâını, (İşkembe çorbasının en lezzetlisi hindi dersinden olur anlamındadır)  vezne dikkat etmeyerek,

“Hindi cildinden olur enfes, çorbâ-yı şikem” diye okuduğunu ve “Hindi derisinden mideye layık enfes çorba olur.” diye nesre çevirdiğini anlatır.

Divanlar Arasında isimli kitapta Mehmed Çavuşoğlu, toplam 20 başlıkta divan şiiri hakkındaki görüşlerini sunar. Metin neşri, şerhi yapanların ve bu alanda uzman olmak isteyenlerin nelere dikkat etmesi gerektiği örnek beyitlerle ve açıklamalarla anlatılır.

Ömrünü çok sevdiği divan şiirine veren Mehmed Çavuşoğlu, isminin t’li şeklini değil, d’li şeklini kabul eder, “Mehmet” şeklindeki yazımı düzeltirdi. Dünyaya erken sayılabilecek bir yaşta veda etmiştir ama hem hocalığı hem insanlığı hem de bıraktığı eserleri sayesinde aramızda, hem de divanlar arasında nefesini hissettirmeye, olası bir yanlış okuma ve nesre çevirme durumunda ise bizleri ikaz eden  Divanlar Arasında isimli eserinin sayfalarında ruhuyla karşılaşmaya devam ediyoruz.

Ali Bal

YORUM EKLE