Denizcilik tarihimizin mühim bir siması: Cezayirli Hasan Paşa

"Çok sert bir adam olması dolayısıyla pek çok düşman kazanan ve bu düşmanların marifetiyle 27 Şubat 1774 Pazar günü azlolunan Hasan Paşa Rusçuk seraskerliğine tayin edilmiş, ancak aynı senenin Temmuz ayında ikinci defa kaptan-ı derya olmuştur." Mustafa Müftüoğlu'nun yazısı.

Denizcilik tarihimizin mühim bir siması: Cezayirli Hasan Paşa

Denizcilik tarihimizin mühim simalarından biri olan ve gençliğinde Cezayir Ocağı’na intisap edip Tlemsân/Telemsen[1] beyliğine kadar yük­selmesi dolayısıyla “Cezayirli” diye anılan Hasan Paşa “Palabıyık” laka­bıyla da şöhret bulmuştur.

1770’ teki Çeşme felaketinden sonra Limni Adası’nı Moskof Muhasa­rası’ndan kurtaran ve bu başarısı üzerine “Gazi” unvanını kazanıp derya kaptanlığına getirilen Hasan Paşa’nın bu ilk kaptan-ı deryalığı üç sene, dört ay sürmüş ve bu müddet zarfında Hasan Paşa devlete mühim hiz­mette bulunmuştur.

Çok sert bir adam olması dolayısıyla pek çok düşman kazanan ve bu düşmanların marifetiyle 27 Şubat 1774 Pazar günü azlolunan Hasan Paşa Rusçuk seraskerliğine tayin edilmiş, ancak aynı senenin Temmuz ayında ikinci defa kaptan-ı derya olmuştur.

Çeşme faciasında yanan donanmamızı ihya yolunda gayreti görülen ve Bahriye teşkilatında yaptığı ıslahat pek mühim olan Cezayirli Gazi Ha­san Paşa bu kerre on beş yıla yakın (on dört sene, dokuz ay, on beş gün) derya kaptanlığında bulunmuş ve yine düşmanlarının faaliyetiyle, 20 Ni­san 1789 Pazartesi günü azledilerek Özü seraskerliğine tayin edilmiştir.

Sultan III. Mustafa, I. Abdülhamid ve III. Selim devirlerini gören Ce­zayirli Gazi Hasan Paşa, 3 Aralık 1789 Perşembe günü Sadrazam Meyyit/ Cenaze Hasan Paşa’nın sadâretten azli üzerine sadrazam olmuş ve 29-30 Mart 1790 Pazartesi-Salı gecesindeki vefatına kadar üç ay, yirmi sekiz gün bu makamda kalmıştır.

Hasan Paşa’nın idam edildiği veya intihar ettiği bazı kaynaklarda ileri sürülmüşse de bu iddiaların aslı yoktur. Cezayirli Gazi Hasan Paşa, yaşı sekseni geçtiği bir devrede ecel-i mev’ûd ile vefat etmiştir.

Kabri Şumnu’da, kendi yaptırdığı Bektaşî tekkesindedir.

Kaynak: Yalan Söyleyen Tarih Utansın, Sayfa:129-130

 Dipnot:


[1] Tlemsân/Telemsen: Cezayir’de, Vahran civarında, sahile kırk sekiz kilometre uzaklıkta bir şehirdir.

YORUM EKLE

banner36