Hacı İbrahim Fahri (Kiğılı)- (1901-1968)
Malatta’da 1901’de doğdu. Babası Kiğılızade Yahya Efendi, annesi Hediye Hanım’dır. Bir ticaret adamı olarak başladığı hayat mücadelesini, Kur’an hizmetçisi olarak sürdürüp noktalayan ender kişilerden biridir.
Kardeşiyle birlikte 1925’te İstanbul’a gelen Kiğılı, bir taraftan ticaret yaparken bir taraftan da hafızlığa başlayıp otuz yaşlarında iken hafızlığı bitirdi. Kur’an ilminin çeşitli merhalelerini ka’t etmeye koyuldu. Çok iyi bir Kur’an okuyucusu olan Hafız Hilmi Toros’la birlikte Fatih Camii imamı Enderunlu İsmail Efendi’den ilm-i kıraat okudu. Bu arada Arapça, fıkıh ve hadis bilgisini de geliştirmeyi ihmal etmedi.
Çemberlitaş’ta Gazi Atik Ali Paşa Camii’ne resmi imam oldu. Nuruosmaniye Camii imam-hatibi Hafız Hasan Akkuş’a Kur’an kursunda yardımcılık yaptı. Sonra kendi iş hanının yanındaki Mimar Hayrettin Camii’nde bir Kur’an kursu açıp talebe okutmaya başladı. Dersini dinleten her talebeye dinlettiği ders başına bir de ücret veriyordu. Bunun için çok ünlenmişti. 1954’te yaptırdığı Gaziosmanpaşa (Taşlıtarla) Dörtyol Camii faaliyete geçince Kur’an kursu hizmeti bu camiin altına taşındı. Burada hizmetini daha da geliştirerek hafızlık yanında aşere ve takrib okutmaya ve Arapça dersleri vermeye başladı.
Ramazan aylarında evinde özel bir cemaate “üç günde bir hatim”le teravih namazı kıldırırdı. 1955’te vaizlik imtihanını kazandı. Eyüp Sultan, Sultan Ahmed ve Üsküdar Valide Atik Camilerinde haftanın belirli günlerinde vaaz etti.
Efsane Kiğılı
Yüzlerce talebeyi kimseden para istemeden, hem okutan hem de barındıran, yedirip içiren, üst-baş alan, harçlık veren ve bütün kazancını talebeye harcayan, harcadıkça da kazancı artan Kiğılı, “Biz musluğuz, akıtan başkası” derdi.
Yaşı ilerleyince Kur’an kursu binasını İmam-Hatip Okuluna çevirerek İlim Yayma Cemiyeti’ne vakfetti. Musa Topbaş, Muammer Topbaş ve Tevfik Kefeli ona damat oldular. Yirmi dört defa hacca gitti. Hayatta her istediğine ulaşan, ender “has” kullardandı.
23 Aralık 1968’de vefat etti. Eyüp Sultan’da Pierre Loti’nin sol yolunun bitişine 25-30 metre yakın, yolun solundan içeriye doğru 10 metre ileride aile kabristanında yatmaktadır.
Anekdot
Birlikte ticaret yaptıkları kardeşleri: “Ağabey! Hepimizin beraber yaptığı ticarette sen kazancımızı Kur’an kursu talebelerine yediriyorsun. Fakat bizim de çoluk çocuğumuz var, onların da istikballeri var. Sen onları yok sayıyorsun!” deyince, o da: “Peki, mademki öyle diyorsunuz, kazancımızı bölüşelim. Herkes kendi yoluna gitsin, herkes kendi ticaretini kendisi yapsın, kabul mü?” dediğinde hepsi “kabul” dediler. Bunun üzerine her şey bölüşüldü. Herkes kendi yoluna gitti.
Fakat Fahri Kiğılı’nın geliri ve ticareti arttığı halde diğer kardeşleri iflas noktasına geldiler. Bir buçuk - iki sene sonra kardeşleri gelerek, “Ağabey! Biz ettik, sen etme!” diyerek tekrar birlikte çalışmak istediklerini ve bir daha hiçbir şeye itiraz etmeyeceklerini belirttiler. Böylece ağabey Fahri Kığılı, onları tekrar işe aldı. Yine eskisi gibi ortaklığa devam ettiler. Bugünkü KİĞILI müesseselerinin kurucusu işte böyle bir hocaefendidir.