Alev Erkilet adını çoğumuz biliyoruz. Geçenlerde sitemizde Esra Türkan'ın hazırladığı Mehlika Toyga, Hatice Büşra Gülcan'ın katkıda bulunduğu “Bana Hadisini Söyler misin?” soruşturmasına da katılmıştı. Soruşturmaya verdiği cevabı okurken iki şey dikkatimi çekmişti: İlki hadis aktarırken kaynaklı olarak konuşuyordu. Bu gerçekten çok önemli bir hassasiyet. Kendi adıma bunu ben de önemsiyorum. Peygamberimize olan saygımızın bir gereği olarak. İkincisi ise elinde tuttuğu kitapları. Bilenler bilir elinde tuttuğu kitaplar onun ilk iki kitabı: Ortadoğu'da Modernleşme ve İslami Hareketler ile Ele Geçirilemeyen Toprak Kuzey Kafkasya: Şeyh Şamil'den Şamil Basayev'e Çeçenistan-Dağıstan Direniş Hareketleri. Bu kitaplar için teori ve pratik kitapları da denilebilir. Alev Erkilet'in entelektüel mecrasını da ortaya koyar bu iki kitap…
Onu en son, İsrail'in Gazze saldırısını ilk protestonun yapıldığı gün Taksim'de gördüm. Ve bir kere daha anladım ki o yalnızca bir yazar değil, aynı zamanda aktivist. Diğer yandan şirketlerin ve hegemonik güçlerin yönlendirdiği "küreselleşmeye" karşı çıkan, dünyanın bugünkü durumuna sert eleştiriler yönelten ve bu konularda siyasi yazılar yazan, söyleşiler yapan, eylemlere katılan bir kötülük karşıtı, bir antiemperyalist; kısacası gerçek bir entelektüel eylemci.
Tutkulu bir biçimde taraf olmaktan yana olduğunu, olayları mesafeli bir bakış açısıyla akıntıya kapılmadan değerlendiren Erkilet, tarafsız bir gözlemci olmaktan yana olmadığını Eleştirellikten Uyuma kitabıyla da ortaya koydu.
“Alev Erkilet Burada”
İlk kitabı 1996 yılında Hecettepe Üniversitesi Sosyoloji bölümünde hazırladığı 'Ortadoğu'da Modernleşme ve İslâmî Hareketler' başlıklı teziydi. Erkilet'in doktora tezinin kitaplaştırılmasıyla sonukamu görevinden çıkartılmaya varan (2000) büyük bir kovuşturma ve soruşturmaya maruz kalmıştı. O bu süreçte daima onuruyla hareket etti. Erkilet'in maruz kaldığı faşist zorbalığı pek çok yazısında hatırlatarak haksızlık karşısında susmadığını ortaya koyan nadir isimlerden Ahmet Çiğdem Alev Erkilet Burada adlı yazısındaonun bu yönünü şöyle anlatır: “Alev Erkilet, kendi düşünsel özgürlüğü ve örgütlü siyasetin yaratacağı angajman baskısı nedeniyle bu istikametteki teklifleri reddetti. En önemlisi de, bir entelektüel olarak yapıp ettikleriyle anılmayı istedi; başına gelenlerden ötürü kamuoyunun önüne çıkmayı reddetti, 'durumdan bir avantaj türetmek' gibi hayli yerleşik bir Türk pratiğinin ısrarla dışında durdu. Yaşadığı hukuksal süreç tam anlamıyla bir cinayet olmasına rağmen, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne müracaat etmeyi düşünmedi” Bu tür bir anlayışla hareket eden Erkilet, böylece yalnızca kendi düşünce ve davranış tarzını açıklamakla kalmayıp aynı zamanda herkesinbizi var eden değerlere karşı kendini sorumlu hissetmesi gerektiğine ve bu bağlamda yapabilecekleri bir şeyler olduğuna işaret etti.
Çiğdem'in ifadelerinin son cümlelerini okurken Murat Güzel'in Uzak Koku adlı ilk şiir kitabında yer alan Avrupa Birliğine Hayır şiirini hatırladım. Sanırım aynı adı taşıyan birkaç şiir örneği var Türkçe şiirin son dönem verimlerinde. Uyum dönemlerinin sekr halinden çıkmak için döne döne okunması gereken şiirlerden biri bu şiir benim nazarımda.
Bu kitapların dışında iki kitabı daha var Alev Erkilet'in: Eleştirellikten Uyuma ve Toplumsal Yapı ve Değişme Kuramları: Sorokin, Parsons, Dahrendorf, Merton, adını taşıyan bu kitaplar onun birikiminin kitap haline gelmiş son örnekleri.
Resimlerinde de gördüğümüz gibi, Alev Erkilet çalışkan, sıcak, enerjik bir insan. Hepimizi ait olduğumuz dünyanın geleceği için entelektüel mücadeleye çağıran bu alçakgönüllülüğe duyarsız kalınmamalı.
Asım Öz yazdı
Teşekkürler Asım Öz.
Önemli bir değeri, nitelikli ve duyarlı bir hanım yazarı, güzel bir değerlendirmeyle bizlere hatırlattığınız için.