TDK ve TRT ödüllerine ne oldu?

Ödül enflasyonunun alıp başını gittiği bir ortamda başımıza bir de TDK Ödülü çıkarma diyeceklere cevabım şöyle olacak. Durun daha sözüm bitmedi, başınıza bir de TRT Ödülleri çıkaracağım. Kamil Yeşil yazdı.

TDK ve TRT ödüllerine ne oldu?

Gündemden biraz düşse de önümüzdeki günlerde tekrar dirilecektir. Geçtiğimiz günlerin en önemli tartışmalarından biri İş Bankası’ndaki Gazi’nin mirası idi. Bilindiği gibi bu mirasa CHP, üyeler eliyle vaziyet ediyor. Parti yetkilileri diyor ki partimiz, bu mirastan bir pay almıyor, mirastan sadece Türk Dil Kurumu (TDK) ve Türk Tarih Kurumu (TTK) pay alıyor.

Bu tartışma bağlamında ben de TDK Ödüllerini hatırladım. Acaba diyorum zamanında alan kişiyi, hem maddi olarak mamur eden hem toplumda ve sanat dünyasında şöhret sahibi yapan TDK Ödüllerinin kaynağı yoksa bu miras mı idi? Eğer bu tahminimiz doğru ise öyleyse son yirmi yıldır TDK niçin böyle bir ödül vermemiştir? Acaba bu husus İş Bankası’nın yönetim kurulu ve siyaseti ile ilgili olabilir mi? Soru sormaya devam edelim. İş Bankası’nın TDK Ödüllerinden elini çekmesinin -bu ödülleri finanse ediyorsa- kurumun güttüğü “dil siyaseti” ve “TDK’ya atanan yönetici kişilerin seçimi/tayini ile bir ilgisi var mı acaba? Ne de olsa atama yetkisi CHP’de değil.

Şunu belirtmemiz yerinde olur. İş Bankası’ndan Gazi’nin mirasına ait payı almanın yanında, diğer faaliyetlerinin serbestçe icra edilmesi ile TDK ve TTK’nin yasal statüsü arasında bir bağlantı noktası vardır. TDK ve TTK günümüzde devlet kurumdur ve daha üst bir kuruma bağlıdır. Oysa 1980 öncesinde bu kurumlar dernekler kanununa uygun olarak faaliyet gösteriyordu. Acaba bugünkü durum, 1980 darbesinin CHP’yi kapatması ve bu kurumların işleyişine müdahale etmesi ile ilgili olabilir mi? Bilmiyoruz

Ödül enflasyonunun alıp başını gittiği bir ortamda başımıza bir de TDK Ödülü çıkarma diyeceklere cevabım şöyle olacak. Durun daha sözüm bitmedi, başınıza bir de TRT Ödülleri çıkaracağım. Çünkü alan kişiyi sadece meşhur etmekle kalmayıp zengin eden bir diğer ödül de TRT Ödülleri idi. Bu bağlamda zikredeyim.

Ödül kulislerinde neler dönüyordu?

Attila İlhan’a edebiyat dünyasından yazılan mektupların birinde adını vermeyeceğim yazar diyor ki: “Ekonomik olarak berbat durumdayım. Beni ancak TRT’den alacağım ödül kurtarabilir.”

Yazar böyle demekle hem Attila İlhan nezdinde ödül kulisi yapmış oluyor hem ödülün yüksekliğine imada bulunuyor. Yazarın ödülü alıp almadığını araştırmadım. Ancak anlaşılmıştır ki ister yerel ve ulusal düzeyde ister uluslar arası düzeyde olsun, ödüllendirme olayı her zaman şaibeli olmuştur. Hele meblağ yüksekse...

Ödüllendirme olayının iki veçhesi var. Bilim-kültür adamı ve sanatçı, kendi işini yapar, hiçbir ödül beklemeden eserini ortaya koyar. Çünkü eserin bizatihi kendisi bir ödüldür. İşin önemini bilenler (devlet, STK’lar, üniversite vs.) bu başarıyı, bu çalışmayı görmezden gelemez. Benzer çalışmaları çoğaltmak, yeni nesli teşvik etmek, topluma ve insanlığa duyurmak ister ve bunun için ödülü vesile olarak kullanır. Bu ödüllendirmeye bir şey diyemeyiz ve hatta gerekliliğini de vurgularız. Unutmayalım ki ampulün keşfi/icadı, Paris sokaklarının aydınlatılması ihalesini almak ve ‘bakınız bu daha ucuz bir yol, bize verin’ diyen bir şirketin girişimleri sayesinde hızlanmış ve neticelenmiştir.

Bilim, sanat ve kültür alanlarında devlet, STK’lar, ulusal veya uluslararası bir merkez, ilgili alanlarda bir yarışma açar, ödülün şartlarını, miktarını önceden ilan eder. İsteyen katılır, aday olur veya aday gösterilir ve sonunda ödülü alır. Sanatkârın bizzat başvurması gariptir ama bu tür ödüllendirme işlemini de bir yere kadar anlaşılabilir, kabul edilebilir. Bir de birini isim olarak parlatmak, ideolojik amaçlarla öne çıkarmak ve üstelik kamunun hakkından alarak birini ödüllendirmek şekli var ki bu husus nereden bakarsanız bakınız sorunludur. TRT’nin kültür, sanat ve bilim ödülleri -yazarın mektubundan da anlaşılıyor ki- 70’li yıllarda bu işe yaramış görünüyor. Kim bilir başka kimler hangi alanlarda kimlerle kulis yaptı ve TRT ödülü aldı o yıllarda. Bunları bilmiyoruz. Hem ödülü aldılar hem de TRT gibi bir kurumun reklamı ile yaygınlık kazandılar.

TRT Ödülleri jürisinde kimler vardı?

TRT’nin Ödül Yönetmeliği elimizde. TRT genel müdürü Adnan Öztrak’ın imzası ile yayımlanan ödül jürilerine asil ve yedek üyeleriyle bakalım önce.

Şiir Jürisi: Fazıl Hüsnü Dağlarca, Abdülbaki Gölpınarlı, Doğan Hızlan, Munis Faik Ozansoy, Suut Kemal Yetkin, Oktay Akbal (y), Orhan Asena (y)

Deneme Jürisi: Oktay Akbal, Macit Gökberk, Yaşar Nabi Nayır, Tahsin Saraç, İrfan Şahinbaş, Cemal Süreya (y), Fahir Önger (y)

Tiyatro Jürisi: Hamit Akınlı, Ahmet Muhip Dıranas, Yıldız Kenter, Özdemir Nutku, Bedrettin Tuncel, İlber Ortaylı (y), Burhan Arpad (y)

Resim-Heykel Jürisi: Turgut Cansever, Sabahattin Eyüpoğlu, Doğan Kurban, Sezer Tansuğ, Suut Kemal Yetkin, Tahsin Saraç (y), Kaya Özsezgin (y)

Roman Jürisi: Adnan Benk, Hasan Ali Ediz, Fahir İz, Yakup Kadri, Rauf Mutluay, Vedat Günyol (y), Konur Ertop (y)

Hikâye Jürisi: Tahir Alangu, Vedat Günyol, Ceyhun Atuf Kansu, Haldun Taner, Nermi Uygur, Rauf Mutluay (y), Cemal Süreya (y)

Toplam yirmi beş (25) başlıkta tertiplenen ödülün her bir saha için en az 100 bin TL olduğu düşünüldüğünde; miktar iki buçuk milyonu aşıyor. Jüriye verilecek ücretleri bilmiyoruz. Yetmişli yılların, hükümetlerin meteliğe kurşun attığı yıllar olduğu hesaba katılırsa ciddi bir rakam bu ödüller ve yazarın,  Attila İlhan’a kulis teklif ettiği kadar var.

TRT ve TDK neden ödül vermiyor?

Kimler almış TRT ödüllerini? Her alanda açıklanan ödüller dağıtılmış mı? Onu ayrıca araştırmak gerekir. Bu isimler aldıkları ödülü hak etmemişlerdir, demiyorum. Ancak okuduğumuz kulis mektuplar ve ilişkiler suyu bulandırmaya yetiyor, diyoruz.

Enerji ödemelerinden aldığı pay ve reklam gelirleri başta olmak üzere diğer kurumlardan oldukça zengin olan TRT’ye, dağıttığı ödüller devede kulak misali kalmış bile olabilir. Benzer imkânlara sahip olan diğer bir devlet kurumu da TDK. Türk Dil Kurumu da ekonomik imkânlar bakımından diğer kurumlardan fersah fersah önde olduğu için o da değişik zamanlarda şiir, roman, çeviri, öykü vs. ödülü verdi. Pekiyi bu ödüllere ne oldu şimdi? Kurumsal olarak hem prestijli hem ekonomik getirisi çok olan TRT ve TDK; neden eskisi gibi ödüller vermiyor?

Bir eski siyaset adamı Cezayir’deki askeri darbeyi kastederek: “Sıra Müslümanlara gelince demokrasi balta kesmez buza dönüşüyor.” demişti. Türkiye’de Müslümanlar işlere vaziyet ettiğinden beri bu kurumlar için de buz metaforu mu kullanmalıyız bilmiyorum. Neden bu geleneği diriltip sürdürmüyorlar? Son yirmi yıldır o kadar yönetim değişikliği yaşandı. Bu yöneticiler TDK Ve TRT’nin geçmişte hangi faaliyetleri yaptığını biliyorlardır herhalde.

Ne demişler? Marifet, iltifata tâbidir. Kültür, sanat ve bilim alanında ilerlemeye en çok muhtaç olduğumuz bir zamanda bu kurumlar, geleneklerini tekrar diriltmek için neyi bekliyor acaba? 

Kâmil Yeşil

YORUM EKLE