Bir soruşturma ve sonrası!
'Müslüman' şiir/şair tanımlamasına nasıl yaklaşıyorsunuz? 1980 sonrası 'İslami' şiirin (mistik, metafizik) politik alandan başka bir alana geçtiğini, bir sıçrama yaptığını ve bugün 2000'lerde böylesi bir ayrımın ortadan kalktığını söyleyebilir miyiz? Ve buna bağlı olarak yayımlanmakta olan kimi dergiler vasıtasıyla ideolojik anlamda açılmış olan cephelerin ortadan kalktığını düşünüyor musunuz?
Sorumuz bu. “Edebiyatta Üç Nokta” dergisi 2. sayısında dosya konusu olarak “2000'ler; sanat, edebiyat ve şiirde 2000'ler”i seçmiş ve bu minvalde şair saydıklarına sorular yöneltmiş. Dergide bir çok soru ve cevap var, ilgilisi alıp okuyacak, çok tartışacaktır.
Benim dikkatimi çeken ise Onur Caymaz'ın yukarıdaki soruya verdiği cevap oldu. Dergiden aynen alıntılıyorum:
“Nasıl ki kadın şair, oğlancı şair, alkolik şair, devrimci şair tanımlamalarına yaklaşamıyorsam Müslüman şair tanımlamasına da bakışım aynı. Garip geliyor. Tabii ki bir insan (bir şair) oğlancı, alkolik, devrimci ya da Müslüman olabilir fakat onun bu vasfının yanına eklenmesi itici. Şairliği çok önemsediğim için şairin yanındaki yakıştırma tuhaf.
Hadi diyelim Müslüman şair diyeceksiniz, o Müslüman şairin kitabı Kuran-ı Kerim, Şuara suresinde şaire şu şekilde yaklaşıyor: “Şairler var ya! Bunların peşine de sapkınlarla çapkınlar düşer / Görmez misin, onlar her vadide şaşkın şaşkın dolaşırlar / Onlar, yapamayacakları şeyleri söyler /Ancak iman edip güzel ve makbul işler yapanlar, Allah'ı çok zikredip ananlar ve zulme maruz kaldıktan sonra haklarını savunanlar müstesna”. (CK'nın notu: Bu ayeti de google'da karşısına çıkan ilk blogdan aynen kopyalamış) Üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken bir konu. Cemal Süreya'nın Şuara Suresi, İsmet Özel'in Sünni Şair Olur mu? başlıklı yazıları dikkat çekicidir.
Gerçek bir Müslüman olup da “büyük” şair diyebileceğiniz kaç tane şair sayabilirsiniz sorusu da cabasıdır tabii... Tutup yine aynı üç beş isim sayılacak, karşılığında cevaben de yüzlerce şair adı duyacaktır o üç beş ismi sayan arkadaşlar. Zaman kaybı!
Fakat 80 sonrası İslami hareket büyük bir sıçrama yapmıştır, bu doğru. Bunda son süreçte resmi iktidar oluşlarından, Türk toplumunun belleğindeki sol düşmanlığına kadar birçok sosyolojik etken sebep olarak karşımızda duruyor. Bu şüphesiz ki otuz yıla yayılmış büyük bir projenin sonucudur. Fakat konuya şiir özelinde yaklaşacak olursak, İslami şiirde, siyasal İslam kadar müthiş bir sıçrama göremiyorum.
SAVAŞA BAK!
Bu ayrım 2000'lerde ortadan kalktı diyorsunuz. Doğrudur. Bu da oldukça olumsuz sonuçlar doğurdu. Açılmış olan cepheler ortadan kalktı. Fakat savaş her zaman her yerde verilmelidir. Cephelerin ortadan kalkışının ucu, sonu birtakım kimliksizleştirmelere varan olaylara gebeydi.
Hemen arka sayfasında bizim siyaseten solcu olduğunu düşündüğümüz bir arkadaşın yazısına rastlıyorsunuz. (Bir dönem aynı hataya ben de düştüm, düşmedim değil, fakat şimdi bunu bir hata olarak gördüğüm için bu yazıyı yazıyorum.) Buna barışıklık diyenler var, bir arada yaşama kültürü diyenler var. Türk şiirinin gür pos bıyıkları, badem bıyık olacak yakında. Bu da Türkiye'de 12 Eylül'ün Kenan Evren ve arkadaşlarının açtığı yolun başarısıdır. İnsanın elinde son kalan şey taraflılığı oluyor, iktidar onu da bir güzel alıyor elimizden. Ne acı!”
Tamam da!
Onur Caymaz'ın safları sık tutalım, bu bir cihaddır (!) mealine gelen cevabını okuduk. Onur Caymaz'ın kim olduğunu bilmeyenler olabilir. Öykücü ve şair. Fakat Onur Caymaz'ı Zaman okuyan gençler büyük ihtimalle “camiadan” birisi zannediyordur. Çünkü Zaman Kitap'ın kapıları sonuna kadar Onur Caymaz'a hep açıktı. Onur Caymaz ise Zaman Kitap'ta yazmayı bıraktı.
Asıl gariplik!
Fakat Zaman ne yaptı? Asıl trajedi burada başlıyor veya hep bir trajedinin içindeydik ama haberimiz yoktu. Zaman Gazetesi, 2 Nisan 2009 günü Kültür Sanat sayfasından 'Edebiyat'ta Üç Nokta' dergisinin geniş bir tanıtımını yaptı. Haberi hazırlayan dergiyi ne kadar okudu gerçekten merak ediyorum. Ne güzel trajedi... Aklıma TGRT'de bilumum sanatçı(!) taifesine ödenen paralar geliyor. Rivayete göre o ucube taife bu paraları barlarda harcarken “Enver Ören'in parası, iç rahatlığıyla yiyebilirsiniz” derlermiş.
Zaman Kültüre bir çift söz:
Ben şair olmadığım için olayın sadece haberciliğe bakan yönünü irdeledim. Onur Caymaz'ın “müslüman şairler” ile ilgili ettiği laflara muhtemelen şairler gereken cevabı verecektir.
Fakat Zaman'ın kitap eki KitapZamanı'na bir çift sözüm var. Onur Caymaz eğer bu lafları edebildiyse “sizden aldığı cesaretle” etti. Şairlerimizin olmadığını, Türk şiirinin “Pos Bıyıklı” olduğunu düşünürken sizden cesaret aldı. Neresinden tutarsanız tutun elinizde kalıyor.
Artık şunu birlikte anlamalıyız. Siz bizim mahallenin çocuğusunuz. Bir an önce bu sevdadan vazgeçmeli ve evimizi ihmal etmemeliyiz!.. Bunu biz biliyoruz da başkaları da bilse daha güzel mi olurdu.. Öyle olurdu herhalde..
Cesur Küçük yazdı
''Dunya Bizum''sa; ''Zaman Çimun''dur?