Liseli mi İHL'li mi?

On yıldan uzun bir zamandır İHL'lere kimse gitmesin diye gecesini gündüz edenlere inat aydınlık günler geliyor mu?

Liseli mi İHL'li mi?

Kim kayıp, Liseli mi İHL’li mi?

On yıldan uzun bir zamandır İHL’lere kimse gitmesin diye gecesini gündüz edenlere inat aydınlık günler geliyor mu?İHL

Allah, harbiden büyüktür!

İmam-Hatip Liseleri, resmî ideolojinin yanılarak da olsa icat ettiği az sayıdaki yararlı kurumdan birisidir. ‘Yanılarak’ kelimesini yanlışlıkla kullanmadım. Şöyle ki: İslâm’ı, hayattan tasfiye etmekte başarılı olamayacağını anladıktan sonra, ehilleştirilmiş suni bir din imal etmesi gerektiğinin farkına vararak derin derin düşünmeye başlayan devlet, büyük umutlarla bu müesseseleri açtı. Örneğin terakkiye mani(!) olan âlimlerin yerine, ‘uzmanlar’ ikâme edilmeliydi. Hem devlet babanın yüce şefkati olmasa, halk hacı-hocalar tarafından kandırılabilirdi maazallah. Bu düşüncelerle İmam-Hatip Liseleri tasarlandı.

İHLDin kontrolörleri tarafından akledilen İmam-Hatipler; ilk deneyimlerin ardından “kontrolden çıktı” bahanesiyle alelacele kapatıldı. Kontrolden çıkmıştı, doğru! Zira işçi formatında çalışan ve Kur’an okuma, namaz kıldırma gibi uğraşlarla mesaisini dolduran bir memur beklenirken; dini göğsüne kafeslememiş, onu hayatı tanzim eden bir ilâhi manzume olarak benimseyen bir kuşak doğmuştu. Tabi, hiç de hoş olmayan bir sürprizdi bu. Büyük olan Allah’ın da bir planı vardı elbet; onları kendi ürettikleri silâh ile vurmuştu. Velhâsıl okullar açıldıktan hemen sonra, giriş kapılarının ve öğrenci ağızlarının kapatılma süreci de başlamış oldu.

Kızların  İmam Hatip’te ne işi var diyenlere el-cevap: Çok işleri var!

Fakat dikkat edilmesi gereken bir husus var ki; yıllardır süregelen tüm engellemelere ve baskılara rağmen, insanların İmam-Hatip’lere olan teveccühü sürüyor. Bunun psikodinamiği ise, statüko tarafından hâlâ görmezden geliniyor. Engelli puanla mezun olunacak olmasına karşın öğrencilerin ısrarla bu okullara gitmesi, pragmatistler tarafından kabaca akılsızlık olarak addedilmekte... Oysa insanlar İmam-Hatip’e çocuğunu gönderirken, yavrusunun dinini daha iyi öğrenmesini ve yaşamasını istiyor yalnızca.

İHL

Ayrıca kızlar için: “İmam olmayacaklarına göre, ne işleri var ki orada?” diyorlar. Erkek lisesine kızların kaydolması ve oğlanların kız lisesi mezunu olması garip karşılanmıyor da; seri imamlar üreten fabrika olarak görülen İmam-Hatiplerde kızların okuması sorgulanıyor. “İmam mı olacan!” şeklinde müstehzi sualler yöneltiliyor hanımlara. Çünkü imamlık, safların önüne geçip namaz kıldırmakla mahdut bandrollü bir meslek olarak kabul ediliyor. Asıl imamların, insanlara rehberlik yapan kişiler olduğu ve bu tarz bir imamlığın cinsiyetle mukayyet olmadığı önemsenmiyor.

İHL

O “kaybolan kuşağı” arayan var mı?

İmam-Hatip tartışmaları hiçbir zaman soğumasa da, İmam Hatipli her öğrencinin tüm olumlu-olumsuz projelere aldırmaksızın devam eden bireysel bir yaşantısı var sonuçta. Yıkılan ümitler olsa bile, birçok özürlü hayatın müsebbibi “puan engeli” saçmalığı yıllardan beri yaşansa dahi: Geçen süre zarfında kalbiyle birlikte elli puanı haybeye kırılan öğrenciler yılmadılar ve çok farklı kapılar açtılar kendilerine (biiznillah). Sözgelimi açık öğretim okuyup, dikey geçiş yaptılar örgün öğretimlere. Yurtdışına gitti bir kısmı. Düz lise diploması edindi bazıları. Türkiye’de ilk yüz öğrenci arasına girenler ilâhiyatçı oldu, bir kısmı imam oldu. Bazı mü’mineler ise çocuklarının geleceğine eklemlediler, kendi hayallerini. Bazıları Kur’an kurslarında muallime olarak zorunlu kaldı, bazıları tezhib kurslarında…İHL

Üzerlerinden silindirle geçilen bir kısım mü’minlerin, her şeye rağmen ‘kayıp kuşak’ olarak adlandırılması yanlıştır; zira onlar kaybolmamıştır. Yirmi yıl sonra hayata doğacaklar ve ülkenin rotasını değiştireceklerdir. Altı yönden kuşatılmalarına ve büyük zorluklarla karşılaşmalarına rağmen, bu insanlar yedinci yönden ‘dışarı’ çıkarak topluma karıştılar, milletle kaynaştılar.

Puan engelinin üzerinden atlamak zorunda değiliz!

Puan engelini koyanlarsa, “dini yalnızca din adamları bilsin, ihtiyaçtan fazlası zarar” şeklindeki kilise mantığıyla hareket ederek, amaçları yolunda en yanlış stratejiyi izlediler ama farkında değiller. Çünkü haksız yere engellenen mütedeyyin gençler daha çok çalıştı, fikri olarak daha fazla donandı.

İHL

“İmam-Hatip’ler ve ilâhiyatlar, başka okulları kazanamayan aptal öğrencilerin gittiği yerlerdir” biçimindeki söylemi benimseyenler; sözlerindeki tehlikenin farkında olamayacak kadar şapşal olduklarını şimdi anladılar. Yani yüz yıldır sürdüregeldikleri ‘dini ve dindarları toplumsal hayattan tecrit etme’ çabalarının, büyük bir fiyaskoyla sonuçlandığını idrak etmeye başladılar. İleride daha net görecekler gerçekleri.

Yalnız şu andan itibaren daha uyanık olmamız gerekiyor! Şimdilerde puan farkının tamamen kaldırılması önlense de bir miktar azaltılmasına göz yumuldu. Fakat bu yetersizdir, bize bir lütuf değildir. ‘Bu kadarına tahammül edelim’ demek, sabır-tevekkül değildir. Hâlâ alacağımız var. Hiçbir gerekçe olmaksızın yapılan puan kırımları kesinlikle onaylanamaz!  

 

 

Abdullah Yalnız  “Selâm İmam-Hatip’lim” dedi

GYY'nin notu: Kayıp kuşak İHL’liler midir yoksa İHL'de okumayan ama dinini, medeniyetini tanıması engellenen diğer liselerdeki yüzde 95lik gençliğimiz mi? Hangisi kayıp, hangisi??? Bağıra bağıra sormak istiyorum ve acı cevabı veriyorum: Her ikisi de kayıp! İHL’liler de kayıp, düz liseliler de, diğer meslek liseliler de! Robert Kolejdekiler de! Secdeyi, ümmeti ve kitapları bilmeyen, takip etmeyen her bir gencimiz kayıptır! İmam Hatipli erkekler neden bu kadar boş, neden? Neden okumuyorlar?

ÖSS ve dersler dışında gençlerimizin okuyacağı bir çok kitap, kılacağı ne kadar güzel namazlar, katılacakları konferanslar, sohbet halkaları, zikir halkaları, eylemler var. Takip edecekleri dergiler, sabah kalktıklarında düzeltecekleri yataklar, yardım edecekleri anneler, gidecekleri Kabeler, dinleyecekleri, dillerinden düşürmeyecekleri Ömer Karaoğlu'lar, Yahya Soyyiğit’ler, binecekleri Mavi Marmara'lar, edecekleri ne güzel dualar, dualar, dualar var! Ama Türkiye dindarı Türkiye'deki gençliğe ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor, ulaşamıyor ve    u l a ş a m a d ı ğ ı n ı n     d a         f a r k ı n d a       b i l e        d e ğ i l !!!

 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Habil Ademoğlu
Habil Ademoğlu - 13 yıl Önce

GYY çok damardan girmiş be hacım!

Melih Koşucu
Melih Koşucu - 13 yıl Önce

Bu gyy notu karşısında insan hüzne kapılıyor ister istemez. Liselerde de üniversitelerde de gençlerimiz hep kayboluyor maalesef. Ateistine, marxistine, troçkistine, kapitalistine, pragmatistine... Hepsine ulaşmak lazım. Gerçi bir meselesi olan kişilerle konuşmak kolay oluyor da, bu hayatta tek bir ciddi meselesi olmayan kişilerle, bir saniye bulunmak bile azap gibi geliyor. İnşaallah bu kayıp nesle kendini hatırlatmak bize nasib olur.

...
... - 13 yıl Önce

yazarın umutla bahsettiği ihl li gençliğin içi boşaltılmış bir zamanlar masalının hayali olmaktan öteye geçememesinin nedeni sadece 28 şubat mıdır değildir 28 şubat elektir elemiştir imtihandır kimi geçmiş kimi kalmıştır.artık sezercik oynamaktan vazgeçilmelidir acilen.her ne olabildiysen en iyisi olmalısın ve bir alanda uzmanlaşmak için çaba göstermelidir.gençlere ulaşmaktan bahsediyoruz gençliğe ulaşılıyor efendim heryerdne bilgi yağıyor üzerlerine güzle insan dolu her yer örnek alacakları...

...
... - 13 yıl Önce

ama gençlik tercihini nerden kimden yana kullanıyor buna bakalım bir de.genç dediğin çocuk dediğin aptal değildir.biraz idealist bir öğretmenle karşılaşan öğrenciler bıyık altından gülerler öğretmene hoca bırak masalları diye neden?yine başka bir öğretmen bunların masal oldugunu öğretip kendi miskin dünyasına çoktan ikna etmiştir ve bu oldukça kolay gelmiştir muhtemelen.Gençliğe ulaşıyoruz da meşgul çalıyor facebooktan dolayı neyse biz şarjımız bitene kadar arıcaz bakalım ulaşırız zaar:)

...
... - 13 yıl Önce

Sekülerleşmeyle artık herşeye 'rahat' bakılan bir toplumda yaşıyoruz. Sağolsun dindarı-karşıtı buna destek oluyor. İmam hatipli olma bu rahat'a yenilmemedir bence. Pastadan pay kapma ucuzculuğuna düşmemektir. Etrafta bu bilinci dile getirmenin delilik olduğu söylemleri çoğalıyor ve biz başörtüsü yüzünden sisteme dahil edilmeyen kızların sesleri gittikçe azalıyor. Dindar erkeklerden bir rica; bir dert sahibi olun ve buna yanıbaşınızdaki başörtülüyü dinleyerek-anlayarak başlayın.

Yavuz Selim Güneş
Yavuz Selim Güneş - 13 yıl Önce

aslında hepimiz notudur o. asım abi, hepimizin düşüncesine tercüman olmuş. normal liselere nazaran imam hatiplerin daha çok kültür, ilim, kitap, fikir kaynağı olmasını dileriz. ama bu mümkün görünmüyor. bunda, islamcı değil ama müslüman olan öğretmenlerin de etkisi vardır, okul hayatını sadece dersten ibaret gören ailelerin de.. bu tür durumlarda aklıma hep lütfi arslan abimizin "daha yapacak çooook işimiz var" ve akabinde cahit zarifoğlu'nun "biz işimize bakalım" sözü gelir..

Yavuz Selim Güneş
Yavuz Selim Güneş - 13 yıl Önce

bu arada, sadetttin ökten hoca, genç akademi'de yaptığı bir konuşmasında, imam hatiplerin kurucusu babasını anlatırken "babam şimdiki imam hatip liselerinin halini görse, anında hepsini kapatırdı" diyor..

fatima
fatima - 13 yıl Önce

sevgili gyy,
ülkemizde yaşayan her on kişiden onu, her gün en az on tespitte bulunuyormuş.tamam,eksiliği tespit edeceğiz ki giderme yoluna koyulalım. ama herkesin malumu olan durumlarda tekrar aynı tespitlerde bulunmak yerine çıkış yolları yazmak lazım, neler yapılmalı bunları konuşmak lazım.
imam hatip lisesi mezunu bir grup arkadaş, kendi mezunu olduğumuz lisenin öğrencileri için bir şeyler yapabilme amacıyla bir araya geldik.gönül isterdi ki tespitler yerine sizleri yanımızda görelim. (gyyden cevap: dunyabizim de cafcaf da gençlerin yanında zaten. yanınızdayız yani. yeter ki gözünü yummasın bir genç! 50bin gence sesleniyor dunyabizim ve cafcaf! bunu unutmamalı! rejimin öss'sini taşımıyor dunyabizim ve cafcaf. başka ciddi işler yapıyor! başka 50bin gence ulaşan bir çalışma gösterin, içinde müslümanca şuur, izzet olsun!)