Ramazan-ı şerifin son günlerine geldik, ulaştık. Bütün güzel şeyler gibi Ramazan ayı da hızla geçti. Muhtelif mahfillerde Ramazan-ı şerif hakkında konuşmalar yapıldı, yazılar yazıldı. Hepsi kendi içinde değerli olan bu faaliyetlerin içinde Kur'an-ı Kerim biraz geri planda kaldı. Halbuki Ramazan-ı şerif, oruç ayı olmaktan ziyade Kur'an ayı. İyiyi kötüden, akı karadan ayıran mihenk taşı Furkan bu ayda nazil oldu.
Oruç günlük hayatımıza büyük değişiklikler getirdiği için, Ramazan ayı dendiğinde aklımıza oruç ibadeti geliyor. Yanlış bir şey değil bu. Ama eksik. Yazılı ve görsel medya, yayınlarında Ramazan ayını, Müslümanların gündüz yeme içmeden uzak durmasının acısını iftarda çıkardığı bir ay olarak gösterdi. En insaflı olan yayınlar, sadece Ramazan adetlerinin sayılmasından ibaret kaldı.
Oruç yokken mukabele vardı
Oysa ki Kur'an-ı Kerim'in inzal oluşunun yıldönümü olan Ramazan ayında Hazreti Cebrail ve Hazreti Fahr-i Âlem arasında özel bir muamele var. Bu muamele hepimizin bildiği ve çok da iltifat etmediği mukabele ibadeti. Hakikatini bilmeyen bazı zevat mukabeleyi tenkit ederler. Halbuki mukabele Peygamber Efendimizin Ramazan ayına mahsus sünnetidir.
Mukabele, vahyin nazil olmaya başladığı ilk yıllardan başlayarak, vahyin nüzul etmeye devam ettiği yirmi üç senelik zaman içerisinde, henüz Ramazan orucu farz kılınmadan da önce Rasulullah Efendimiz Hazretleri ve Cebrail aleyhisselam tarafından icra edilen bir ibadet.
Bir Hz. Cebrail okudu, bir Efendimiz (s.a.s)
Cebrail aleyhisselam içinde bulunulan Ramazan-ı şerife kadar nazil olan ayetleri Efendimiz'e tekrar ediyor, Hz. Peygamber (s.a.s) takip ediyor. Peygamber Efendimiz okuyor, Cebrail aleyhisselama takip ediyor. Mukabelenin orjini, ilk hali ve aslı bu eylem. Bugün camilerde ve evlerde okunan mukabElenin çıkış yeri, Ramazan aylarında Hazreti Peygamber (s.a.s) ve Cebrail aleyhisselam arasındaki bu karşılıklı kıraat.
Günümüzde hâlâ cari olan bu ibadet farklı şekillerde yaşatılıyor. Hafız efendiler Ramazan ayı arefesinde, ilk teravih ve ilk sahur akşamı, besmele ile başlıyorlar. Bazısı günde bir cüz okuyor, son günlere doğru arttırarak Kadir Gecesi'nde bitiriyor, bazısı da iki cüz okuyup Ramazan ayının on beşinci gününde mukabele ibadetini tamamlıyor. Arifler, mukabele ibadetine iştirak edenlerin, kimi zaman Cebrail aleyhisselamın kaim makamı, kimi zaman da Rasulullah Efendimiz'in kaim makamı olduğunu söyler.
Kuru tenkidleri bırakalım efendim
Kur'an ayı olan Ramazan-ı şerifin bu hususiyetinin geri planda kalması, adının çokça geçmemesi ve kadrinin bilinmemesi üzüyor insanı. Ramazan ayının eğlencelerle geçtiğini, perde oyunları, tekke musikisi konserlerini eleştiren hoca efendiler de, tenkid etmekten başka bir şey yapmadılar.
Halbuki bir şeyin yanlışlığı tenkid edilirken, doğruluğu da gösterilmeli. Maalesef Ramazan-ı şerifin festival havasına büründüğünden şikayet edenler, herhangi bir alternatif de sunmadılar. Aksine, bazısı teravih sünnetine de karşı çıkarak, Ramazan-ı şerifin insan ruhuna nüfuz eden güzelliklerine yaşamasına imkan bırakmamaya çalışıyorlar.
Mukabele Beyazıd Camiinde çok güzel olur
Ramazan ayının getirdiği ibadetlerin en güzellerinden biri olan mukabelenin, asli manasını fehm edebilmeyi ve bu seneki Ramazan ayında okunan bütün mukabelelerin kabul edilmesini Cenab-ı Allah'tan niyaz ederiz. Güzel bir mukabele örneği için saat 15.15'de Beyazıd Camii Şerifine gidebilirsiniz.
Ahmed Sadreddin yazdı