Orucun diriltici ruhuyla gelen Ramazan bütün bir insanlığa sesleniyor. Sahurla, oruçla, namazla, tefekkürle, teravihle, Kur'an'la ve Kadir'le birlikte geliyor. Sadakayla, zekâtla, fitreyle birlikte iniyor yeryüzüne. Her gelişi yeni, her dokunuşu yenileyici. Toplumu tepeden tırnağa kadar yıkıyor, temizliyor, arındırıyor. Aslında bireylerin kendilerini temizlemesini, arınmalarını, tövbelerini artırmalarını istiyor oruç. Kişinin kendisiyle buluşması, eviyle, çocuklarıyla, komşularıyla, sokağıyla, mahallesiyle, şehriyle buluşması anlamına geliyor.

Kişi oruçla yenilensin, dirilsin istiyor yaratıcı. Kur'an ayetlerinin anlaşılmasını, yaşanılmasını istiyor oruç.

Sabrın şehre indiği, tuzakların tersyüz edildiği bir zamanı getiriyor Ramazan. İnceliğin, nezaketin, nezafetin, estetiğin yeryüzünde hükmü tazeleniyor oruçla. Yeryüzü yeni bir elbiseyle giydiriliyor. Bütün insanlık bu elbiseden nasibini almak için oruçla tanış oluyor. Bir bakıma oruçla tanıştırılıyor insan. Yaratılış mayası kontrolden geçiyor. Her yıl geliyor ki yaratılış ayarları bir kez daha aslına uygun mu, değil mi sorgusu hatırlatılıyor insana. İnsan kıymetini, yaratılış sırrını idrak etsin diye yapılıyor bütün bunlar.

Oruç sükûnete ermektir

Oruç dipdiri bir şekilde geliyor her insana. Hasarsız, vukuatsız, yalpasız, sapasağlam bir gelişle geliyor. Geliyor çünkü insanın dirilişiyle orantılı orucun değeri. Oruçtan elde edilen değer insanın seçkinliğiyle ilgilidir. Seçkin yaratılışlı olan insanın seçkin duruşunun gün yüzüne çıkarılmasıyla dalgalanmalar, dağılmalar, utançlar, ibadetsizlikler yok edilmek isteniyor. Oruca sarılan kurtuluyor ve bozulmaların, su kaçaklarının, tembelliklerin, uyuşuklukların iptali yeniden yeniden bir ay boyunca hatırlatılıyor. Namazla, sabırla, açlıkla, tefekkürle, teravihle, sahurla, iftarla, ikramla, sadakayla, fitreyle arınma sürüyor ve Kur'an'ın dillere, gönüllere, hayatın kendisine, cemiyete, şehre sirayet etmesi gerektiğini idrak için bin aydan hayırlı olan Kadir gecesine ulaştırmanın çalışmaları yapılıyor ve hayatın dengesi kurularak hak edilmişliğin sonucu olan bayram sevincine eriştiriyor.

Oruç ve Kur'an ayı; insanı bütün eylemleriyle gözden geçirme ayıdır. İnsan kendisini Kur'an'la ve oruçla gözden geçirmiş olur. Mesele Kur'an'a yönelme meselesidir. Kur'an'la tanış olma, Kur'an'ın dilini çözme, Kur'an'la bağ kurarak yaratıcıyla muhabbeti çoğaltma, kavratma seansları yapılır. Hatimlerin, kıraatlerin, Kur'an'la yenilenmenin seanslarıdır bunlar. Şehre seslenir Kur'an. İnsandan insana seslendikçe şehrin bütün ayrıntıları Kur'an'ın sesiyle yeniden gözden geçirilmiş olur. İnsana aykırı gelen, yanlış olan ne kadar yanılgı malzemeleri varsa, ihanet kapıları varsa, isyan ve şehevi kapılar varsa bir bir kapatılır oruçla birlikte. Oruç bütün yanılgılara karşı, yalanlara karşı, fitnelere, fesatlara karşı, kardeşlik dışı davranışlara karşı kalkan görevi görür.

Oruç sükût halinde olmaktır. Sükûnete ermektir. İnsan aklının, ruhunun, gönlünün disipline alınması oruçla mümkün olur. Kişinin kendisinden başlayarak diğer insanların durumlarını kavratır bize. Oruç bir bakıma aynadır kendimizi görebilmemiz için. Bedeli sonsuz olan bir ikramın müjdesiyle gelir her gelişinde. O nedenledir ki evler, gönüller, sofralar, komşuluklar, şehirler Ramazan'a hazırlanırlar. Ramazan'ın gelişi o şehrin yeniden inşa edilmesidir. İnsan kendisini idrak eder oruçla birlikte. Kendisinin fark eden insan kendisinin dışında da insanların var olduğunu görür. Komşularının olduğunu fark eder. Komşuluk ilişkilerindeki yüzeysellik gider ve yerini derinleşen dostluklar alır. Selamın, merhabanın, tebessümün, ikramın yayıldığı bir yeryüzü özeti sunulur. İnsan insanla yaşar, insan insanla gelişir ve büyür. İnsan insanı tamir ve tedavi eder. Bir tebessümün karşılığı maddeyle elde edilemeyecek düzeyde bir değerdir ve bu değeri yaşama fırsatı bize oruçla birlikte gelir.

Oruç bize kendimizi hatırlatır.

Oruç bize Allah’la aramızdaki ünsiyeti hatırlatır.

Oruç bize komşumuzu, kardeşliğimizi hatırlatır.

Oruç bize varlığımızın yokluğunu hatırlatır.

Oruç bize var olanın kıymetini, kaybedildiğindeki yoksulluğu hatırlatır.

Oruç bize Kur'anı hatırlatır.

Oruç bize namazı, zikri, fikri, tefekkürü hatırlatır.

Zekâtı, fitreyi, yoksulu, selamı, sabahı, hayrı, hakkı hatırlatır.

Dünyanın değersizliğini idrak denemeleri bayram sevincine dönüşür

Ezanı, iftarı, açlığı hatırlatan oruç yeryüzünde nasıl yaşanılması gerektiğini de öğretir her gelişinde. Bu ayda tutulan oruçla diğer zamanlarda tutulan orucun ölçülmez uçurumlar taşıdığını da bizim aklımıza, izanımıza bırakır. Bırakır çünkü bu ay, değeri bin aydan daha kıymetli olan bir geceyi de içinde besler, taşır. O gece aranılarak bulunulması gereken, emek verilmesi gereken bir gizemliliği, sırrı da içinde barındırır. Kadir gecesidir bu gece. Her geceyi Kadir bilerek uykusuz geçirilmesi, aranılması ve yakalanılması icap eder. Onun için oruç ayının son on gününe gizlenmiştir ki her gece Kadir'dir ondan sonra. Bu bir bilinç işidir. Bilinçle arama, ibadette sürekli olma ve Allah’a ulaşmanın bitimsiz çabalarla, fedakârlıklarla mümkün olabileceği anlatılmış olur.

Bir ay boyunca yenilenen insan dokunduğu her eşyayı da yenilenmiştir. Eşya insanın gözünde küçülmüştür. Dünyanın değersizliğini idrak denemeleri bayram sevincine dönüşür. Maddenin yokluğu, yok edilmişliğiyle metafizik bir bayrama dönen hayat algısı insana sunulur. Bayramlıklar, yenilenmiş giysiler. Tebessüme dönüşmüş, tevazu sahibi insanların bayramı insanlığın da bayramıdır artık.

Ah oruçlu bir ağustos vaktinde

Bir kayanın dibinden kaynayan

Soğuk ve berrak sulara

Uzanıp kana kana

Avuç avuç alıp

Yüzümüzde, içimizde

Duyduğumuz

Gibi

Aşk” diyor ya Erdem Bayazıt, tıpkı öyle bir aşka koyulur insan.

Oruç ayı; aşkın yenilendiği, tütsülendiği, tılsımlandığı aydır. Oruç insanları arlandırır, arındırarak nurlandırır. Kutlu olsun, bereketli olsun. Huzurun ve sağlığın, esenlikle barışın ömre yansıdığı, yeryüzüne yayıldığı, kardeşliğin arttığı, savaşların bittiği mevsimler için mübarek olsun Ramazan-ı şerifimiz.


 

Recep Garip yazdı