Ömür sermayemizi gün be gün tüketirken almış olduğumuz sayılı nefesin hakkını verebilme gayretini diri tutabilmek adına çabalamakla yükümlü olduğumuz bir gerçektir. Zaman zaman heyecanımızın azalıp motivasyonumuzun düştüğü durumların olması çok olağan ancak “Ahsen-i Takvim” üzere yaratılmış olmanın lütfu bu güzelliğin hakkını verecek bir ömre sahip olmakla mümkündür diyebiliriz.

“Rutin” kelimesi

Dünyanın bir imtihan yeri olduğu gerçeği, hayatımızda inişlerin çıkışların olabileceği, kimi zaman Güneşli kimi zaman bulutlu sabahlara uyanabileceğimiz fikrini de beraberinde getirmektedir. Her insanın yaşamın renginin tozpembeden koyulaştığı nahoş durumlarda yaşam anlamını hatırlatacak bazı güç kaynakları vardır. Bu kaynaklar kimimiz için secdeye varıp dua etmek kimimiz için gönlünden dökülenleri kaleme almak anlamını taşır. Alışkanlığa dönüşebilecek olan bu davranışların bir karşılığı da “Rutin” kelimesi. Kelimenin sözlükteki karşılığı “Alışılagelmiş, her zaman yapılan iş” olarak ifade edilmektedir.

Örneğin, sabah bir fincan bitki çayı ile güne başlamak, zamanı iyi yönetebilmek adına haftalık plan yaparak ilerlemek basit gibi görünen ancak uzun vadede fizyolojik ve psikolojik anlamda iyi oluşumuza katkı sağlayan unsurlardır. Fakat rutinlerin hayatımıza olumlu etkilerinin yanı sıra bizi olumsuz etkilediği durumlar da söz konusudur. Örneğin bir eylemi alışkanlığa dönüştürmenin, bir nevi ruhuna aykırı olabilme durumudur. Çünkü alışkanlığa dönüşmüş işler, sadece yapılmak için yapılıyorsa anlamını kaybetmeye mahkûm demektir.

Klinik Psikolog Mehmet Dinç’in kaleme aldığı “İyi Gidiyorsun” isimli kitabında rutinin ritim kelimesiyle benzerliğini vurgulamış ve dünyanın da bir ritmi olduğunu belirmiştir. Bizlerin de rutini yakalayıp yaşamımızı şekillendirdiğimizde motivasyonumuzun yükselip yaşamda anlamın idrakine yaklaştığımızı görebilmemiz mümkündür. Rutinlerin günlük yaşantımızı kolaylaştırdığı böylelikle kronik stresin oluşmasını da engellediği ifade edilmektedir.

Rutinin özgünlüğe etkisi

Rutinlerin özgünlüğü engelleyebileceği konusundaki bazı soru işaretlerine ise beynin sürekli yaptığı işleri alışkanlık hâline getirdiği dolayısıyla günlük işleri yaparken daha az enerji harcayacağını bu nedenle de farklı konulara daha fazla zaman ayırma imkânı bulacağını ifade eder. Dolayısıyla rutinin, özgünlüğe kapı araladığı su götürmez bir gerçektir. Yapılan çalışmalar neticesinde başarılarıyla ünlü isimlerin hepsinin rutinlere sahip olduğu sonucuna varılmıştır.

Rutinleri anlamlı hâle getirmek yine bizim inisiyatifimizdedir. Rutinlerin hayatımızdaki yeri; makineleşmeye doğru sürüklenmeden, kendimizi tekrar halkasında kaybetmeden söz konusu tekrarların içini doldurmaya çalışarak yaşamda anlamın idrakine yakınlaşmada vesile olabilir. Velhasıl rutinleş(me)mek çok ince bir çizgi üzerinde dikkatle yürümeyi gerektirir. Bu çizgide dengemizi kaybettirip sendeletecek kadar önümüzü daha iyi görmemizi sağlayacak aydınlıklar da mevcut. Tercih bizim, sonucunun sefasını sürebilmek yahut cefasını çekebilmek de…