Tüyap Kitap Fuarı'nın son günü imza gününde yakaladığımız Nermin Tenekeci'ye kısa kısa sorduk..
Size sık sık sorulduğunu tahmin ediyoruz amcanızın oğlu İbrahim Tenekeci şiirini nasıl görüyorsunuz?
Tavsiye ederim. Kendi çocukluğundan beslenen şiirler yazdığını söyleyebilirim. Şiirlerini zevkle ve severek okuyorum.
Hangi siteleri-dergileri-gazeteleri takip ediyorsunuz?
haber7.com'a genelde bakıyorum çok sık olmasa da. Bisav'da olduğum için, dergilere ulaşmam zor olmuyor. Hece Öykü, Dergah, Yediiklim, İkindi Yağmuru ve Notos Öykü dergilerine bakıyorum. Gazeteleri genellikle internet üzerinden okuyorum.
En son hangi kitabı okudunuz?
Döne döne okuduğum kitaplar var. En son Vladimir Nabokov'un İnfaza Çağrı'sını ikinci kez okudum. Bir de bu ara Okur kitaplığından çıkan Yılmaz Yılmaz’ın ve Kamil Yıldız’ın hikaye kitaplarını okudum.
Nermin Tenekeci hangi öykücüleri önemser? Günümüzden, Türkiye'den, dünyadan?
Yaşayan öykücülerden buraya isimler sıralamak pek anlamlı olmaz. Elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum. Ama en azından 1950-60-70’lerin hikayecilerini mümkün mertebe okumaya çalıştığımı söyleyebilirim. Dünyadan, en son bir arkadaşın çevirip gönderdiği David Foster Wallace’den iki öykü okudum.
Hangi dergiler sizce öyküyü önemsiyor?
Özellikle Öykü dosyalarını öne çıkartan dergiler var. Bunlar teşvik edici çabalar elbette ama zaman zaman sayı çokluğuna rağmen yayımlanan hikayelerin çıtası dosyanın altında seyredebiliyor maalesef. Bazen de bir dergide rastladığınız/okuduğunuz bir hikaye, size “işte bu!” dedirtebiliyor.
Kitaplı bir öykücü olmak nasıl bir duygu?
İnsanın kendi yazdıklarını bir kitap formatında görmesi iyi bir duygu elbette. Ama sizi asıl iyi hissettiren duygu, okuyanlardan gelecek geri dönüşümler. Kitap henüz yeni. Bu yüzden bu konuda bir şey söylemek için henüz erken.
Öykü dışında türlerde ürün vermeyi düşünüyor musunuz, veriyor musunuz?
Zaman zaman kitap, dergi tanıtımları türünde yazılar. Ama asıl uğraşım ve kendimi görmek istediğim yer hikaye elbette. Hikayenin şiirle benzeşen bir tarafı var: az sözle çok şey söylemek. Bu, başlı başına hikayenin ilk bire girmesi için yeterli bir neden bence.
İstanbul Öykü Platformunun toplantılarına katılıyorsunuz. Nasıl buluyorsunuz bu buluşmaları?
Zaman zaman katılamadığım da oluyor. Her halükârda bu kadar öykü yazarını bir araya getirmek azımsanacak bir çaba olmasa gerek. Açıkçası, bazen grupta mailler üzerinden yapılan tartışmalar bazen toplantılardan daha hararetli seyredebiliyor.
Elif Karacan kısa kısa sordu