Cins Eve Dönüyor

2023’ün ilk sayısında Cins dergisi eve dönelim çağrısı yapıyor. Bu çağrı, salgın dönemindeki “evde kal” gibi değil. Ev kavramının hayatımızdan yitip gittiğinin farkına varılmasının bir derdi olarak derman olacak bir çağrı bu. Derginin giriş yazısından…

“Cins bu ay evine dönüyor. Yıllar geçse de şehirler değişse de rüyalarda hep var olan, insanın tüm estetik algısına sirayet eden o ilk eve doğru yola koyuluyor. Ailecek bir araya gelip eski yeni tüm klişeleri aile üzerinden yokluyor. Bireylerinin ve toplumunun gen taşıyıcısı, sirayetin merkezi olan ‘aile’yi yokluyor.”

Sınırlar Silikleşirken Mekânı Kurtarmak

Mekân kavramı anlam olarak büyük bir sınırsızlığı ifade etse de insanın asıl mekânı evidir. Ev giderse hayatın içinde tamam olan her şey eksilir. Ahmet Melih Karauğuz, “mekânı kurtarmak” olarak altını çiziyor en sahici mekâna sahip çıkmayı.

“Mekânın sınırlarını aşma arzusu yüzlerce yıldır bir arzu olarak insanlığın hafızasında yer etmiş bu hafızadan sızanlar her zamanın kendi hayalinde yer bulmuş, tekerleğin icadından başlayarak her dönemde mekânsal uzaklığın kolayca aşılması için birçok yenilik oluşturulmuştur. Tabii bütün bu gelişmeler somut gerçeklikler içerisinde, insanın mekânın sınırlarını aşarken beden engelini aşamadığı bir gerçeklik ile ilerlemiştir. Ancak pandemi sonrası yaşadığımız yeni tecrübeyle birlikte, son kullanıcıya ulaşan mekânsız dijital araçlarla birlikte, insan beden engelini de aşarak mekânsal engeller olmadan yeni bir gerçeklik tecrübe etmeye başlamıştır.”

Mekân, sınırları olan, o sınırlar içerisinde çatlaklar barındıran, rayihası, sesi, kokusuyla birlikte bir hafızayı içerisinde taşıyan, insan için bir engel olarak görülse de aslında varlığıyla insanı anlamlı bir konuma oturtan, bedensel, zihinsel bütünlüğünü koruyan bir alan oluşturması bakımından önem kazanır. Bu önemli “sınırlılık” halinin ortadan kaldırılarak, insanın ağların içerisinden mekânsız dijital bir tecrübe yaşamasının önemsenmesi ve mekânsızlık gerçeğinin bir özgürlük olarak adlandırılmaya başlanması, bedensel bütünlüğü elinden alınmış, hafızası iğdiş edilmiş, zihin sağlığının çıpalarını sökülmüş aslında “sınırlı”, “eksik” yeni bir insan oluşturacaktır.