Esaret yakışmazdı bize. Köle olmadık asla. Vatan kutsaldı bizim için. Millî ve manevî değerlerimizin her şeyin üstündeydi. Millet ve memleket sevdasıyla doluydu yüreğimiz. Mazlumların umudu, dünyanın gözbebeğiydik. Allah(cc) içindi yolumuz.
Türkiye’mizin sesi her zamankinden daha gür çıkıyordu son zamanlarda. Birliğimiz ve beraberliğimiz kıskandırıyordu herkesi. Gücümüze güç katmıştık. Projelerimiz göz kamaştırıyordu. İşte bundandı rahatsızlıkları. Büyük ve yeni Türkiye’yi kabullenemiyorlardı.
Düşünmeyen, idrak etmeyen, ibret almayan, ihanette sınır tanımayan asalaklar topluluğu alet olmuştu bu oyuna. Kafası Yahudi, gövdesi Amerikan yapımı Çin malı robotlar iş başındaydı. Hedefe giden yolda her şeyi mübah gören muhterisler bir hesap yaptılar, kapkaranlık... Ama Allah (cc)’ın hesabını unutmuştu sahtekâr taşeronlar. Kâr ettiklerini sanıyorlardı ya dibine kadar zarar etmişlerdi. Sanki başarılı olsalar memleket onlara kalacaktı. Kime hizmet ettiğini bilmeyen yan sanayi ürünü arızalı kafalar… İmalat hatası oyuncaklar… Şeytanın vaizleri… Çağdaş mankurtlar…
Bir de bu hainler başarılı olsun diye bekleyenler varmış. Hayal âleminde kendilerine yalancı bir dünya kurmuş, rüyalarla ve uydurma vakalarla amel eden tedaviye muhtaç hastalar… Vah ki ne vah… Hiç mi düşünecek kafanız kalmadı? Bu kadar mı sarhoş oldunuz? Allah (cc)’ın kitabında, Hz. Peygamber(sav)‘in hayatında nerede var bu yapılanlar? Siz kime iman ettiniz? Sizin rehberiniz kim?