Trump’un Amerika Birleşik Devletleri’ne Müslümanların girmesini engelleyen yasa tasarısı, yasa kapsamındaki yedi Müslüman ülke başta olmak üzere tüm dünyada oldukça yankı uyandırmıştı. Trump’ın başkan olduğu gibi yaptığı akıl almaz işlerden olan bu yasa tasarısı sebebiyle pek çok protesto düzenlendi.

Aslında tam olarak protesto olarak adlandırılamasa bile mahiyeti itibariyle yasaya karşı bir duruş içeren ‘New York’taki Müslümanlar’ isimli bir fotoğraf sergisi de New York Şehir Müzesi’nde Mart 2017’de kapılarını ziyaretçilere açmıştı. Serginin esas amacı, Trump sonrası dönemde artan İslamofobi’ye bir tepki ortaya koymak, Müslümanların New York kültürünün vazgeçilmez bir öğesi haline geldiklerini vurgulamak ve yasanın absürdlüğüne dikkat çekmekti.

En hızlı sergi

New York Şehir Müzesi’nin baş küratörü olan Sarah Henry, bu serginin o güne kadar açtıkları en hızlı sergi olduğunu ifade ediyor. “Düşünce aşamasından serginin açılışına kadar geçen süre sadece iki buçuk haftaydı.” diyor Henry. “Müze çalışanları ile birlikte bu yasaya karşı, yaşadığımız siyasi olayların bağlamında somut olarak ne yapabiliriz diye ettiğimiz müzakerelerden böyle bir sonuç ortaya çıktı.” diye de ekliyor.

Müzenin yöneticisi olan Whitney Donhauser ise, “Günümüzde neler olup bittiğini tam olarak anlayabilmek için sanata ya da tarihe bakmamız gerektiğine inanıyoruz. Bu yüzden New York şehrinin dokusu içerisinde Müslümanların ne kadar önemli bir yer tuttuklarını göstermek istedik. Bu sergi, New York’un canlılığına katkıda bulunmakla birlikte kendilerine ait hayatları olan insanları bize gösteriyor.” diyor sergi hakkında.

Aslında New York’un nüfusuna bakıldığında Müslümanların burada yoğun bir şekilde yaşadığını söylemek mümkün değil. Burada yaklaşık 270 bin Müslüman yaşıyor, bu da nüfusun yaklaşık yüzde üçüne tekabül ediyor. Sergide 1940’lı yıllardan 2010’lu yıllara kadar olan süre zarfında çekilmiş, 4 fotoğrafçıya ait 34 fotoğraf yer alıyor. Dört fotoğrafçının eserlerinden oluşan sergideki fotoğrafların en eskisi 1940’lı yıllara ait.

70 yıllık fotoğraflar

Alexander Alland isimli fotoğrafçının eserleri daha çok New York’taki Müslümanların etnik çeşitliliğine odaklanıyor. Fotoğrafladığı milletler arasında Türkler başta olmak üzere, Araplar, Afganlar, Hintliler, Arnavutlar, Malezyalılar ve Afrikalılar bulunuyor. 70 yaşından daha fazla olan bu fotoğraflarda Türk çocuklarını Amerika’da Türkçe ders kitaplarıyla görüyoruz. Bu fotoğraflar yaşları itibariyle gösteriyor ki, Müslümanlar Amerika’ya ve New York’a yabancı değiller. 17. yüzyılda ilk Müslümanlar New York’a yerleştiğinden beri orada Müslüman nüfusu mevcut ve şehirde pek çok Müslüman mahallesi var.

New York camileri, mescitleri

Ed Grazda’nın çalışmaları ise sanatçının 1990’lardaki bir projesinden alınmış. Grazda, 1993 yılında Dünya Ticaret Merkezi’nin bombalı saldırıya uğramasının ardından New York’taki Müslümanları, cami ve mescidleri fotoğraflamaya başlamış ve New York’un Müslüman nüfusunu ibadet ederken görüntülemiş.

Gündelik hayatta Müslümanlar

Üçüncü fotoğrafçımız Mel Rosenthal’un sergideki fotoğrafları ise sanatçının 2000’li yıllarda yine New York Şehir Müzesi için hazırladığı “Birçok Âlemin Topluluğu: New York’taki Arap Amerikanlar” isimli sergisinden seçilmiş. Rosenthal’ın asıl amacı Müslümanların gündelik hayatları içindeki kısa mutlu anlarını ölümsüzleştirmek. O yüzden onun fotoğrafları arasında ‘seyyar helal yemek’ satıcısı bir amcanın beyzbol şapkalı birine yemek uzatırken görmek şaşırtıcı değil.

Serginin en ünlü fotoğraflarından biri

Son sanatçımız olan Robert Gerhardt’ın fotoğrafları ise 2010’lu yıllardaki New Yorklu Müslümanların hayatını belgeler nitelikte. Serginin en ünlü fotoğraflarından olan trafik memurunun namaz kılarken ve Müslüman bir kızın kaykay kayarkenki fotoğrafları Gerhardt’ın amacını çok iyi bir şekilde yansıtıyor: ‘Amerikan’ işler yapan Müslümanların gündelik hayatları.

New York’ta dolaşmak, küçük bir dünya turuna çıkmak gibi

New York’taki Müslümanların şehre ne kadar entegre oldukları ve kültürleriyle şehri ne şekilde zenginleştirdiklerini göstermeyi amaçlayan bu serginin özellikle New York Şehir Müzesi’nde sergilenmesi de bir anlam ihtiva ediyor. Çünkü bu müze, kuruluş amacı olarak New York şehrinin ilk kurulduğu günden bugüne nasıl bir değişim sergilediğini göstermeye dayalı bir müze. New York’ta yaşamak bir anlamda farklılıkları norm olarak kabul etmek değil. Göçmen ülkesi olan Amerika Birleşik Devletleri’nin pek tabii ki göçmeni eksik olmayan en büyük şehirlerinden New York’ta yolculuğa çıkmak “küçük bir dünya turuna çıkmak gibi.” Her milletten insanın kültürünü koruyabildiğini ve rahatça paylaşabildiği bir şehir olan New York’ta, bu fotoğraf sergisi şehrin sakinlerine New York’ta Müslüman olmanın sadece New Yorklu olmak demek olduğunu, Müslümanların yabancı, ayrık ve düşman olmadığını hatırlatıyor.

 

Dilara Yabul