Dede Efendi, 9 Ocak 1778 Cuma günü İstanbul’da Şehzadebaşı’nda doğmuştur. Babası Süleyman Ağa, annesi Rukiye Hanım’dır. Babası Süleyman Ağa uzun yıllar Cezzar Ahmed Paşa’nın mühürdarlığında bulunmuş, bilahare ayrılıp evvela Şehzadebaşı’ndaki Acemoğlu Hamamı’nı, sonraları Altımermer’de Çavuş Hamamı’nı satın alıp işletmiş ve Dede Efendi bu sebeple Hammâmîzade lakabı ile anılagelmiştir.
Tahsiline Hekimoğlu Ali Paşa Camii yanındaki Çamaşırcı ilk mektebinde başlayan ve güzel sesiyle daha o yıllarda tanınıp ilâhicibaşı olan İsmail Efendi, ilk musiki derslerini Uncuzade Seyyid Mehmed Efendi’den almış, bu arada Yenikapı Mevlevihanesi’ne devamla Ali Nutkî Dede’nin derslerini de takip etmiştir.
Yenikapı Mevlevihanesi’ne devamı sırasında tarikata intisapla Mevlevî olan İsmail Efendi, 1799 yılının 27 Mart Çarşamba günü çilesini doldurup Dede unvanını almış ve ilk besteleriyle şöhret bulduğu bu devrede, Sultan III. Selim Han’ın takdirini kazanıp “Fasl-ı Hümâyûn” hanendesi olmuştur.
Türk musikisinin en mühim simalarından biri olan ve Osmanoğulları arasında bestekârlığı ile şöhret bulan III. Selim, Dede Efendi’nin bestelerine hayran olup onu ihsan ve iltifatlara gark etmiş ve İsmail Dede Efendi kısa bir zamanda “Fasl-ı Hümâyûn” hanendeliğinden müezzin başlılığına yükselmiş, sonra da “Musâhib-i Şehriyârî” olmuştur.
Sultan III. Selim Han’ın katillere “ney” ile karşı koymaya çalışıp şehid edilmesinden sonra tahta çıkan II. Mahmud tarafından da takdir edilen İsmail Dede Efendi, Abdülmecid’in saltanatının ilk devresine de erişmiş ve hatta kendisine Abdülmecid tarafından Ahır kapı civarında bir konak ihsan olunmuştur.
Yenikapı Mevlevihanesi’ndeki musiki dersleriyle pek çok talebe yetiştiren, ayrıca sarayın himayesine mazhar olup besteleriyle devrinde şöhretin zirvesine ulaşan musikimizin dev üstadı Dede Efendi, bestekârlığının yanı sıra “ney” üflemedeki maharetiyle de şöhret bulmuştur.
Sultanî Yegâh, Nev-Eser, Sabâ-Pûselik, Hicaz-Pûselik ve Araban Kürdî mürekkep makamları Dede Efendi’nin terkipleridir.
Klâsik Türk musikisinin tekâmülünde büyük hissesi olan ve bugün elde mevcut iki yüz on eseri, seçme parçalar meyanında sık sık tekrar edilen Dede Efendi’nin en mühim eserleri, yedi Mevlevi “Ayin-i Şerifi”dir.
Şiire aşinalığı dolayısıyla bestelerinden bazılarının güfteleri de kendisinin olan Dede Efendi’nin “üslûbunun en zarif hususiyeti hazin ve müessir ihtişamında”dır.
Sultan Abdülmecid’in saltanatı yıllarında, talebelerinden Tellalzade İsmail ve Mutafzade Ahmed Efendilerle hac farizasını eda için Hicaz’a giden Hammâmîzade İsmail Dede Efendi, 30 Kasım 1846 Pazartesi günü Mekke’de koleradan vefat etmiş ve Hazreti Hatice validemizin merkadi civarına defnolunmuştur.
Hammâmîzade İsmail Dede Efendi, bıraktığı eserlerle yaşayan bahtiyarlardandır.
Kaynak: Yalan Söyleyen Tarih Utansın, Sayfa 218-219, Cilt 3